Sağlık Gereçleri Üreticileri ve Temsilcileri Derneği (SADER) Yönetim Kurulu Üyesi Engin Arel:

Sağlık hizmetlerinin sağlıklı olarak insanlara ulaşması için birçok hizmet ve aracın sağlıklı olarak bir araya gelip uyumlu çalışması gerekmektedir. Bu bileşenleri tek tek sıralamak istemiyorum. Bu bileşenlerden biri olan Tıbbi Cihaza biraz yakından bakıp şu an için bu ürün grubunun ülkemizde ki durumunu sizlerle paylaşmaya çalışacağım.

Tıbbi cihaz tanımını yapmaya çalıştığımızda uzun bir tanımlama ortaya çıkıyor. Kısa tanımı ise “bir hastalığın teşhis ve tedavisinde kullanılan ve ilaç dışında kalan her türlü malzeme” diye yapabiliriz herhalde. Bu tanım; bu ürün grubunun çok geniş bir ürün yelpazesini kapsadığını bizlere gösteriyor.

Tıbbi cihaz doğumdan ölüme kadar hayatımızın içinde, şöyle ki; doktor tarafından çeşitli cihazlar ile yapılan muayene aşamasından sonra bazı tetkikler istenir ve bu aşamada laboratuvar, görüntüleme ve çeşitli birimler aracılığı ile cihazlar devreye girer. Tedavinin seyrine göre ameliyat ve ameliyat sonrası yoğun bakım süreci ortaya çıkacak ve gene çeşitli tıbbi cihazların kullanılması söz konusu olacaktır. Hastalığın iyileşme sürecinde de çeşitli ve çok farklı cihazlara ihtiyaç duyulacaktır. Arzu edilmez ama tıbbi cihaz ve hizmet süreci Morg’ a kadar devam eder.

Yukarıda özetleyerek dikkat çekmek istediğim sağlık hizmeti sürecinde tıbbi cihaz bu kadar önemli yer alırken kendisine ne kadar ilgi ve destek veriliyor? Ne yazık ki bunun cevabı pek olumlu değil ve tıbbi cihaz sektörü son yıllarda ciddi kan kaybederek var olma çabası içinde.

ARTED (Araştırmacı Tıp Teknolojileri Üreticileri Derneği) Başkanı Özgür Tomruk; kamuoyu önünde ilk defa bu sorunları geçtiğimiz günlerde basın toplantısı ile dile getirdi. Kendisine ayrıca teşekkür ediyorum. Başlıklar halinde bu sorunlardan bazıları şunlar:

  • SUT fiyatlarının yaklaşık 10 yıldır değişmemesi ve bazı ürünlerde gerilemesi. 2007’de 1.32 TL olan 1 USD bugün %181 artışla 3,70 TL seviyesine ulaşmış, Euro %125 artışla 1.76 TL’den 3.96 TL’ye çıkmıştır. Aynı dönemde enflasyon artışı %114 olarak gerçekleşmiştir.
  • Kur artışları ilaçta olduğu gibi tıbbi cihaza yansıtılmamıştır.
  • Başta üniversiteler olmak üzere ödeme vadeleri 3 yıla kadar uzamıştır.
  • Tek kullanımlık ürünler farklı hastalarda tekrar kullanılmaktadır.
  • Güvenli tedavi için gerekli ürünler ya hiç kullanılmamakta ya da daha az sayıda kullanılmaktadır.
  • Hastadan fark ödemesi talep edilmektedir.
  • Kaliteli diye adlandırdığımız ürünler pazarda yer bulmakta zorlanmaktadır.

Tüketicinin yani hastanın tıbbi cihaz hakkında bilgili olmaması ki gayet doğal, tedavi sürecinde kullanılacak olan ürünleri seçme şansını ortadan kaldırıyor. Bu durum da karar vericilere ciddi sorumluluk ve vicdani yükümlülük getiriyor. İmkânı ve bilgisi olanlar yukarıda da belirtildiği gibi “fark ödemesi” yaparak doğru ürüne ulaşma şansı bulabiliyorlar.

Özetle, sektörün var olma mücadelesi vermesinin ana nedenleri; yetersiz sağlık bütçesi sonucunda düşük fiyatlar ve ödeme vadeleri.

Tıbbi cihaz firmaları “Tıbbi Cihazın ve dolaylı olarak da sağlık sisteminin şu an için finansörleri” olduklarını rahatlıkla ve övünerek söyleyebilirler herhalde…