Mehmet Ungan 1
Prof. Dr. Mehmet Ungan

“BELÇİKA VE FRANSA’DA, SAĞLIK PROFESYONELLERİNDE, COVİD-19’UN MESLEK HASTALIĞI KABUL EDİLMESİ İKİ KOŞULLA MÜMKÜN: COVİD-19’UN BULAŞMASI ÇALIŞMA ESNASINDA MEYDANA GELMELİ! KİŞİNİN COVİD-19 İLE KONTAMİNASYONU CİDDİ BİR SOLUNUM HASTALIĞIYLA SONUÇLANMALI! BU DURUMLARDA BAŞVURULARI BİR TIP UZMANLARI KOMİTESİ İNCELİYOR”

İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Kongresi bu yıl “Sağlık Çalışanlarının Sağlığı” temasıyla 25-28 Kasım 2020 tarihleri arasında online yapıldı. Kongrenin açılış konuşmasını yapan WONCA Avrupa Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ungan, Avrupa’da aile hekimliğine ilişkin bilgi verdi. Prof. Dr. Mehmet Ungan şunları anlattı:

“Avrupa’da Hükümetlerin yönergeleri, aile hekimlerini adapte etmek için covid-19 ve covid-19 dışı iş akışını ayırdı ve corona merkezleri ile iş birliği düzenlemeleri yapıldı. İlk temas telefonla gerçekleşti. Online randevu kapatıldı; solunumla ilgili ve diğer şikayetleri ayırt etmek için yeniden yapılandırıldı; öksürük ve ateş muayenehane dışında tutuldu. Bazı günler hiç hasta ziyareti olmadı. Olası enfeksiyonu olan hastalar bölgesel bir triyaj merkezine gönderildi. Bazı akut hastalar görüldü, diğer hastalar tehlikeye atılmadı. Aile hekimlerinde (telefon, web sitelerini düzenleme, belgeleri okuma vb) normalden daha fazla idari iş yükü oluştu.

4 Saatlik Vardiyalarla Çalışma

Bazı hekimler telefon görüşmeleri ve bilgilendirilme ihtiyacı nedeniyle işi yükünü daha yüksek olarak algılarken diğerleri fiziki hasta muayenehanelerinde düşüş nedeniyle bunu daha az algıladılar. Yaşlı doktorlar riskleri en aza indirmek için telefonla konsültasyonlara odaklandırıldı. Doktorlar 4 saatlik vardiyalarla çalıştılar; mümkün olduğunda hemşire telefon triyajına katıldı. Görevleri artık büyük ölçüde telefon çağrı yoluyla başa çıkmaya yardım etmekle değiştirildi.

Aile Hekimlerin Geliri Nasıl Etkilendi?

Fiziksel konsültasyonlardaki azalmanın pratisyen hekimlerin geliri üzerindeki etkisi Belçika gibi bazı ülkelerde açıktır. Çünkü buralarda aile ekimleri esas olarak hizmet başına ücret sisteminde çalışmaktadır. Normalde aile hekimi hizmet başına ücret sisteminde çalışır ancak şimdi her şey havuzda toplandı. Tüm gelirler bir doktorun çalıştığı vardiya sayısına bölündü; böylece normalde ücretli bir hizmet olarak görülmeyen idari görevler dahil olmak üzere doktorlara her vardiya için ödeme yapıldı. İdari işlerin yükü bazen oldukça sinir bozucu olduğu için bu değişiklik memnuniyetle karşılandı.

“PANDEMİ ÖNCESİNDE; BİR BAŞVURUDA ORTALAMA OLARAK 1,5 İLE 8 PROBLEMLE UĞRAŞIYORSUNUZ. HASTANE UZMANINA GİTTİĞİNİZDE EN SIK KONULAN 5 TANI, HASTANEDEKİ HERHANGİ BİR UZMANLIK POLİKLİNİĞİNDEKİ TÜM BAŞVURULARIN YÜZDE 90’INI OLUŞTURUYOR. AİLE HEKİMİNE GİTTİĞİNİZDE EN SIK 25 TANI TÜM BAŞVURULARIN ANCAK YÜZDE 60’INI OLUŞTURUYOR”

Telefon, Aile Hekiminin İşini Zorlaştırdı

Sağlık sigortası artık belirli sınırlar dahilinde telefon görüşmelerini geri ödüyor. Bu Covid-19 salgını öncesinde böyle değildi. Telefonun, çoğu aile hekiminin işini daha zor hale getirdiği ifade ediliyor. Sözlü olmayan (örneğin vücut dili gibi) telefonda kendi hastalarına sahip olmak büyük bir avantajdır, aile hekimlerinin kendilerine ait olmayan hastalarla telefon görüşmeleri çok daha zordur. Aile hekimleri konsültasyonlarında kişi merkezli bakımın hala birincil hedef olduğunu vurgulamaktadır.

Klinik karar verme daha zordur çünkü telefon konsültasyonlarında daha az bilgi alınabilir; çoğunlukla hastaları semptomları ve kendi kendine muayeneleri örneğin sıcaklıkları veya nabız hızları hakkında sorgulamakla sınırlıdır. Kronik problemler zayıf bir şekilde ele alınıyor.

Kalp Krizi Geçiren İnsanlar Nerede?

Konsültasyonlar ve ev ziyaretleri asgariye indirildi. Tekrarlayan ilaç reçeteleri doğrudan eczacıya gönderilmiştir. Birçok yerde birçok hekim bu konudaki endişelerini ve büyük bir iş yükü ile sonuçlanacağı düşüncesini paylaşıyor az sayıda iken ziyaretleri yapamayınca veya ofiste göremeyince kronik hastalarına telefon ederek proaktif yaklaşmayı tercih ettiler.

Kalp krizi geçiren insanların neredeyse ortadan kaybolduğu görüldü; işitme cihazı olan yaşlı insanların kulak bakımı veya psikolojik bakımın organize edilmesi çok zorlaştı. Telefon görüşmeleri genellikle yetersiz kaldı.

Huzurevlerinde yaşayan yaşlıların bakımı Avrupa’da artık aile kimleri tarafından sağlanmaktadır. Periyodik sağlık muayeneleri ya da tarama faaliyetlerine ara verildi. Yenidoğan ve bebeklerde aşılar her yerde sürdürüldü.

“BİZLER ADETA ARTIK BİR MÜREKKEP PEDİ VE MÜHÜR OLDUK, HER TELEFON GÖRÜŞMESİNİN ARDINDAN HASTALIK İZNİ RAPORLARI VE REÇETELERİ YAZMAMIZ VE BUNLARI POSTAYLA VEYA FAKSLA GÖNDERMEMİZ GEREKİYOR, SÜREKLİ ARTAN İDARİ İŞLER YAPILIYOR”

Mürekkep Pedi ve Mühür Olduk

Hastalık nedeniyle evde kalması gereken çalışanların her zaman bir doktor raporuna ihtiyacı vardır. Covid-19 krizi sırasında bu raporlar oldukça alışılmadık bir şekilde hastanın fiziksel muayenesi yapılmadan verilmektedir.

Bizler adeta artık bir mürekkep pedi ve mühür olduk, her telefon görüşmesinin ardından hastalık izni raporları ve reçeteleri yazmamız ve bunları postayla veya faksla göndermemiz gerekiyor, sürekli artan idari işler yapılıyor.

Pandemi toplumun psikolojik olarak ilk bakışta düşündüğünüz kadar sağlıklı olmadığını görüyorsunuz. Çoğu aile hekimi hükumetlerinin salgını ele alma şeklinden memnun; öte yandan bu süreçte yalnızlık, depresyon, aile içi şiddet daha sık görülüyor.

Tele-Tıp standartları belirlenmeli

Tele tıbbın hukuka aykırılığının görmezden gelinmesi yerine gerekli yasal düzenlemelerin yapılması ve bu hizmet sağlayıcılarının eğitim ve standartları belirlenerek ruhsatlandırılması gerekir. Hekim teşhis ve tedaviyi bizzat uygulamakla yükümlü olduğundan hastanın problemlerinden bizzat bir tasavvur oluşturmalıdır. Aksi takdirde hekimin hastayı uzaktan değerlendirmesi yasaktır, hekimin bizzat muayene yapmadan reçete göndermesi tıbbi deontoloji uygun olmayan uygulamadır.

Tele-Tıpta Olumsuz Özellikler

Aile hekimliğinde tele tıp uygulamasının olumlu ve olumsuz özellikleri var. Olumsuz özellikleri şöyle: Tele tıp iyi bir doktor – hasta ilişkisini engelliyor; muayenenin kalitesini ve bakım kalitesini olumsuz etkiliyor; bazen birinci basamak sağlık hizmetlerini sınırlamak veya kesmek için kullanılıyor, ödeme yapılmayabiliyor; kaynakların, altyapıların, yatırımların devlet tarafından hızla uygulanabilir olmasını gerektiriyor.

Tele-Tıpta Olumlu Özellikler

Olumlu taraflarıysa şöyle: Sağlık tesislerinin aşırı doygunluğundan kaçınmak için evde izlenebilen hastaların yakın takibini kolaylaştırıyor; bir pandemi sırasında insanların hareketini azaltarak hastanelerde enfeksiyon riskini en aza indiriyor; uzak yerlerde kullanılan tıbbi kaynakların koordinasyonunu destekliyor, özellikle önemli varlıklar olan tıp personeli için enfeksiyon riskini önemli ölçüde azaltıyor

Covid-19 Meslek Hastalığı mı?

Sağlık sektöründe çalışan profesyonellerin, Belçika ve Fransa gibi ülkelerde, meslek hastalığı kapsamında kabul edilmesi iki koşulla mümkün: Covid-19’un bulaşması çalışma esnasında meydana gelmeli ve-veya kişinin covid-19 ile kontaminasyonunun oksijen tedavisi veya başka herhangi bir solunum yardımı yönteminin kullanılmasıyla ciddi bir solunum hastalığıyla sonuçlanmış olması gerekir. Bu sağlık çalışanlarının solunum dışında ciddi bir rahatsızlık yaşamaları durumunda başvuruları öncelikle bir tıp uzmanları komitesi tarafından inceleniyor.

1 Hastada 8 Problemle Uğraşmak!

“AVRUPA’DAKİ İSTATİSTİKLERE GÖRE AİLE HEKİMİ, BAŞVURULARIN YÜZDE 40’INA BİLİNEN HİÇBİR KRİTER İLE TANI KOYAMIYOR; BAŞVURULARIN YÜZDE 50’Sİ DE 65’TEN YAŞLI İNSANLAR VE BUNLARIN YARISINDA DA ÜÇ YA DA DAHA ÇOK HASTALIK OLUYOR. TÜRKİYE’DEKİ İSTATİSTİKLERİN DE BUNDAN FARKLI OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM”

Avrupa’daki istatistiklere göre aile hekimi, başvuruların yüzde 40’ına bilinen hiçbir kriter ile tanı koyamıyor. Başvuruların yüzde 40’ını multimorbidite veya komorbidite oluşturuyor; yüzde 50’si de 65’ten yaşlı ve yarısı üç ya da daha çok hastalık oluyor. Türkiye’deki istatistiklerin de bundan farklı olduğunu düşünmüyorum. Pandemi öncesinde; bir hastada yani bir başvuruda ortalama olarak 1,5 ile 8 problemle uğraşıyorsunuz.

Hastane uzmanına gittiğinizde en sık konulan 5 tanı, hastanedeki herhangi bir uzmanlık polikliniğindeki tüm başvuruların yüzde 90’ını oluşturuyor. Aile hekimine gittiğinizde en sık 25 tanı tüm başvuruların ancak yüzde 60’ını oluşturuyor. Bakın ne kadar farklı bir pratik içerisindeyiz. Aile hekiminin kardiyolog ve psikiyatriste göre daha kompleks bir iş olduğunu matematiksel olarak gösteren çalışmalar var.”