Prof. Dr. Dimitris Georgopoulos:“Bence bir insan üzerinde uygulanabilecek tedaviler düşünüldüğünde mekanik ventilasyon bu seçenekler arasında en komplike olanlardan biri. Oysa birçok yoğun bakımcı bu karmaşanın farkında bile değil!”
“Yoğun bakımda uykuyu biraz daha anlamaya çalışıyoruz. En büyük projelerimizden biri bu… Bir de doktorun ventilatör ayarını yapmasında ona yardımcı olabilecek farklı izleme değişkenleri bulmaya çalışıyoruz”
“Yoğun bakım birimi çok büyük olduğunda çok verimli ve etkili çalışılabildiğine inanmıyorum. İdeal rakam bence 12 – 16 yatak arasındadır. Bizim de yatak kapasitemiz 16’dır”
Hasta ventilatör uyumsuzluğu, ARDS’de transpulmoner ve sürücü basıncın rolü konusunda çalışmalar yapan Prof. Dr. Dimitris Georgopoulos ile özel bir röportaj gerçekleştirdik. Prof. Dr. Georgopoulos, Girit adasındaki üniversitelerinde yoğun bakım klinik yönetimlerine ilişkin sorularımızı yanıtladı.
Sizi Tanıyabilir miyiz?
30 yılı aşkın süredir yoğun bakım alanında çalışıyorum. 90’larda yaklaşık 5 yıl Kanada’da çalıştım. 1996’da Yunanistan’a döndüm, Girit adasındayım. İtalya’ya biraz daha yakın bir coğrafyadayız. Girit Tıp Fakültesi Yoğun Bakım biriminin başında bulunuyorum.
150’nin üzerinde yayınım bulunmakta; en son yaptığımız araştırmada 5 bin kadar atıf aldık.
Girit, çok küçük bir ada sayılmaz. Adanın doğusundan batısına 6 saat araçla gitmeniz gerekiyor. Çalıştığım üniversite hastanesinde birçok şey yarattım; hastanemizde yoğun bakım ünitesi yok sadece… Hayvan laboratuvarı var, farklı tesisler var… Donanımlı bir hastaneyiz.
1996’da Kanada’dan ilk geldiğimde zorluklarla karşılaştım, başlangıç zor oldu ama şu an gayet iyi bir noktadayız. Birimimize dünyanın farklı ülkelerinden fellowlar kabul ediyoruz. Belirli bir süre bizimle çalışıyorlar ve dönüyorlar.
Hastanede sabah 8’den öğlen 14’e kadar hasta bakıyoruz. Bu saatten sonraki zamanı biraz daha eğitime ayırıyoruz.
Yoğun Bakımın Hangi Alanı daha çok İlginizi Çekiyor?
Pulmoner tıp kökenliyim. Aynı zamanda solunum sistemi ve kardiyovaskülerin biraz kutsal olduğuna inanıyorum. Yoğun bakımda bu hastalıklara daha fazla önem veriyorum. Çünkü baktığımızda yoğun bakım hastalarının neredeyse tamamında solunum yetmezliği sorunu görüyoruz. Yoğun bakım hekimlerine bu alana yönelmelerini tavsiye ederim. Bence bir insan üzerinde uygulanabilecek tedaviler düşünüldüğünde mekanik ventilasyon bu seçenekler arasında en komplike en karmaşıklardan biri. Oysa birçok yoğun bakımcı bu karmaşanın bence farkında değil; bunun hastayı sadece makineye bağlamaktan ibaret olduğunu düşünüyor. Halbuki göründüğü kadar basit değil, daha fazla araştırılması gerekiyor.
Hangi Alanlarda Çalışmaya İhtiyaç Var?
Bence mekanik ventilasyon konusunda, makinenin tetikleyici fonksiyonu üzerinde çalışmak gerekiyor. Makinenin solunma destek vermeyi sağlaması için önce bir şeyle tetiklenmesi lazım ki biz buna tetikleme diyoruz. İşte bu basınç vermeye başlama, yani tetikleyen şey konusunda biraz daha çalışılması gerekiyor diye düşünüyorum. Şu anda ticari alanda erişilebilir olan kullandığımız geleneksel tetikleme mekanizmaları çok harika sayılmaz, iyileştirilmesi lazım.
Şu anda üzerinde çalışılan bir teknoloji var; diyaframın elektiriksel aktivitesi üzerine çalışan bir teknoloji. Özofagus içerisine bir kateter yerleştiriliyor ve diyaframdaki elektirik aktivitesi ventilatörün sürücüsü yani tetikleyicisi oluyor. Özofagus içerisindeki elektrik aktivitesi ile ventilatör tetiklenmiş ve ilk basıncı vermeye başlamış oluyor. Sıkıntısı şöyle; özofagusa girmeniz gerektiği için kateter ile biraz invaziv kaçıyor ve elektrik aktivitesi dediğimiz şey sinyallerden ibaret, sizin çalıştınız yer dışında başka bir yerden ses, sinyal geliyorsa makine yanılabiliyor, yanlış tetiklenebiliyor. Şu anda bunun üzerinde çalışılıyor.
Bu araştırmalar üzerinde biz de çalışıyoruz. Bir diğer fikir de akciğerin bölgesel statüsü… Küresel anlamda baktığımızda akciğer hasarı ile ilgili endeksler var ama bölgesel akciğer hasarı ile endeksler yok. Bunun üzerinde de daha fazla çalışılması gerektiğini düşünüyorum.
Yoğun Bakımlarda İdeal Yönetime İlişkin Düşünceleriniz Nasıl?
Bence yoğun bakımlarda ilk kaçınılması gereken şey tükenmişlik sendromu… Kapalı bir ortamda, komplike hastalar üzerinde çalışıyorsunuz. Yaptığınız iş doktor olsun hemşire olsun, kolay değil. Zor. Yapılan araştırmalarda, yoğun bakımda çalışan doktor ve hemşirelerin bu sendromdan çok fazla muzdarip olduğu ifade edilmiş. Doktor ve hemşire tükendiğinde hastaya verilen bakımın kalitesi de düşüyor. İlk bunun önlenmesi gerekiyor.
Çözüm Önerileriniz neler?
Bence yapılması gereken şey, bu sendrom ortaya çıktıktan sonra çözmektense baştan bunu önleyebilmek. Tavsiye edeceğim şey, yoğun bakımda çalışan doktorların mesleklerinden uzakta değil ama yoğun bakım alanından biraz uzakta vakit geçirmeleri. Yoğun bakımın fiziksel alanında sürekli çalışmaktansa arada bir çıkıp farklı bir yerde eğitim kursu hazırlayabilir, araştırmaya vakit ayırabilirler, dört duvarla çevrili yoğun bakımdan çıkıp bir hafta mesela başka bir yerde çalışabilirler. İyi bir yoğun bakıma ve iyi bir kuruma sahip olmanın bence anahtarı yoğun bakımda çalışan profesyonellerin yoğun bakım birimi dışında vakit geçirmelerine imkan tanınmasından geçiyor.
Buna bir başka önerim; bence yoğun bakım içinde farklı alt alanlarla ilgilenen yerler oluşturulabilir. Mesela bizim yoğun bakımımızda uyku laboratuarı var, hayvan laboratuarı var, yatan hastalar üzerine çalışan pulmoner hipertansiyon kısmı var. Ekografi kısmı var. Bir de kardiyopulmoner egzersiz testi yapan bir laboratuarımız daha var. Bunlar vesilesiyle insanlar sadece yoğun bakımda çalışmaktansa bu laboratuvarlarda da çalışabiliyorlar.
Öte yandan yoğun bakım birimi çok büyük olduğunda ben çok verimli ve etkili çalışılabildiğine inanmıyorum. İdeal rakam bence 12 – 16 yatak arasındadır. Bizim de yatak kapasitemiz 16’dır.
Günlük Çalışma Dengesini Nasıl Kuruyorsunuz?
Araştırma, eğitim ve klinik çalışmalarım arasında denge sağlamakta zorlanıyorum; bazen bu dengeyi sağlamak kolay olmayabiliyor. Birimimizde kalifiye doktorlarımız var, kendim de araştırma ve eğitim alanlarını çok sevdiğim için bazen biraz daha klinikten uzaklaşıp araştırma ve eğitime yönelmiş bulabiliyorum kendimi ama denge sağlamaya çalışıyorum.
Yoğun Bakımın Avantajlı Yanları Neler Olabilir?
Bizler yoğun bakımcı olarak tek bir organ üzerinde değil organizmanın bütünü üzerinde çalışıyoruz. Yaptığınız çalışmanın sonucunu diğer branşlara göre daha kısa süre içerisinde görebiliyorsunuz. Bu avantajlı bir yanı… Öte yandan baktığımız hastaların birçoğu konuşamıyor. Hastalarla iletişim kurmakta dezavantajımız var ki bu iletişim eksikliği tükenmişlik sendromuna yol açabiliyor.
Yoğun Bakım Genç Hekimler için Cazip mi?
Genç hekimler yoğun bakımı uzmanlık alanı olarak tercih etmek istemiyorlar. Bunun sebebi iş kolay değil ve çok fayda sağlayamıyorlar. Faydadan kastım, daha çok mali hususlar… Bir gün içinde uzun saatler çalışmalarına rağmen bunun maddi getirisi yüksek değil. Gençler çok fazla tercih etmiyorlar. Bence yoğun bakım tıbbını geliştirebilmek istiyorsak bu genç arkadaşlarımıza destek sunulması lazım… Benim birimimde personel açığı yok ama başka yoğun bakım birimlerinde personel açığı olduğunu biliyorum.
Tavsiyeleriniz neler?
Bence yoğun bakımı tercih etmek isteyen hekimlerin ilk başta bir vizyonları olmalı! Vizyon sahibi olmak çok önemli; öte yandan bu vizyonu gerçekleştirebilecek kadar adanmış olmaları da gerekiyor.
Kişisel Kariyeriniz için Nasıl Planlarınız Var?
Kariyerimin sonuna gelmeden tamamlamak istediğim çeşitli araştırma protokollerim var, bunları tamamlamayı çok istiyorum. Yoğun bakımda uykuyu biraz daha anlamaya çalışıyoruz. En büyük projelerimizden biri bu… Bir de doktorun ventilatör ayarını yapmasında ona yardımcı olabilecek farklı izleme değişkenleri bulmaya çalışıyoruz.