Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) tarafından yayınlanan 20.yüzyılda halk sağlığı alanında gerçekleştirilmiş̧ en önemli 10 başarı listesinde birinci sırada aşılama gelmektedir.

Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği (EKMUD) Erişkin Bağışıklama Çalışma Grubu, Dünya Aşı Haftası (24-30 Nisan 2018) dolayısıyla mesaj yayınladı.

“DSÖ ve CDC gibi kuruluşların raporlarında da belirtildiği gibi aşılar sayesinde enfeksiyon hastalıklarının görülme sıklığında önemli azalmalar olmuştur.  Bununla birlikte dünyada hala 19 milyondan fazla aşılanmamış çocuk bulunmaktadır. Bu çocuklar aşı ile önlenebilen potansiyel ölümcül hastalıklar açısından risk altında bulunmaktadırlar.

Aşılar sadece çocuklar için koruyucu değildir. Birçok erişkin aşıyla kolaylıkla önlenebilen hastalıklar nedeniyle sakat kalmakta ya da ölmektedir. Bu nedenle genç, yetişkin ve ileri yaş grubundaki kimseler de aşılardan yararlanmalıdır. Erişkinlerde uygulanan aşılar çocuklukta yapılan aşıların devamı, eksik aşıların tamamlanması veya erişkinlere has aşıların yapılması şeklindedir. Örneğin, çocukluk çağında hepatit B, hepatit A, suçiçeği, kızamık, kızamıkçık aşılarını olmamış ve hastalığı geçirmemiş kişilere aşı uygulanabilir. Erişkinlere her on yılda bir difteri-tetanoz aşısı yapılmalıdır. Pnömokok (zatürre aşısı) aşısı risk grupları başta olmak üzere erişkinlere yapılması önerilen bir diğer aşıdır. Zona aşısı ve her yıl tekrarlanan grip aşıları erişkinlere has diğer aşılardır.

Daha önce ölümcül hastalıklar olan kanser, lösemi, lenfoma gibi hastalıkların günümüzde tedavisi mümkündür. Ancak bu hastaların tedavisinde kullanılan ilaçlar ve ayrıca romatolojik hastalıkların tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar vücudun bağışıklık sistemini zayıflatarak bireyleri enfeksiyon hastalıklarına karşı yatkın hale getirir. Bu tür tedavileri alan risk gruplarında grip ve zatürre ölümcül seyredebilen ve aşı ile korunması mümkün olan hastalıklardır.

Yine sağlık çalışanlarının bulaşıcı hastalıklar ile karşılaşma risklerinin yüksek olması nedeniyle gerek kendilerinin hastalıklardan korunması gerekse hizmet sundukları hastalara ve ailelerine hastalığı bulaştırma risklerinin ortadan kaldırılması amacıyla aşılanmaları önemlidir.

Günümüzde gezginlerin sayısı oldukça fazladır ve bu da bulaşıcı hastalıkların kıtalar arasında yayılmasını kolaylaştıran bir faktördür. Bu sorun beraberinde seyahat bağışıklamasını getirmiştir. Bazı ülkeler ülkelerine girişte bazı aşıları zorunlu tutmaktadır (Hac öncesi menenjit aşısında olduğu gibi). Hastalıklar açısından riskli ülkelere seyahat edecek bireyler seyahat edecekleri bölgenin özelliğine göre DSÖ’nün önerdiği aşılar hakkında bilgiye ve aşılama hizmetine Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü Seyahat Sağlığı Merkezlerinden ulaşabilmektedirler.

Sonuç olarak aşılanma yaşam boyu dikkate alınması gereken en önemli korunma yollarından biri olup ücretsiz olarak uygulanmaktadır. Hastalıklardan korunmak tedavi etmekten daha etkili ve güvenlidir.

Aşıyı ret eden ya da aşılanmayan kişiler o hastalıklara karşı duyarlı kalmakta ve enfeksiyon ortaya çıktığında öncelikle bu kişiler hasta olmaktadır. Aşılanmayan kişilerin sayısının artması durumunda kendileri enfeksiyonlara duyarlı oldukları kadar toplumda aşı ile önlenebilir bulaşıcı hastalıkların salgın yapma riski de artar.”