Entegre sağlık planının 7 basamağı: Farkındalık, Hastalıkları Önleme, Teşhis, Tedavi Seçimi, İlaç ve Tıbbi Cihaz Temini, Tedavinin Uygulanması, Kontrol
“Hastanelerin dijitalleşmesi kişisel verilerin korunması kanunu ve siber güvenlik konusunu da gündeme getiriyor. Verinin güvenlik altına alınması, sürecin mevzuata uyumlu şekilde yürütülüp yürütülmediği de dijitalleşme stratejisinin ve uygulama planının önemli bir yapıtaşı”
PwC Türkiye Şirket Ortağı; Sağlık, İlaç ve Yaşam Bilimleri Sektörü Lideri Ediz Günsel ve PwC Türkiye Yönetim Danışmanlığı Hizmetleri Müdürü; Sağlık, İlaç ve Yaşam Bilimleri Sektörü Uzmanı Onur Yılmazer, klinikiletişim’in sorularını yanıtladı.
Sağlık sektöründe dijital dönüşüm stratejisi sizin için ne ifade etmektedir? Bunun sürdürülebilirliği hangi hususlara bağlı olarak değişkenlik göstermektedir?
Dışardan bakıldığında dijital dönüşüm sağlık sektöründe bulunan her paydaş için farklı anlamlar ifade ediyor gibi görülebilir. Örnek vermek gerekirse; dijitalleşmeyi, ilaç firmaları için Ar-Ge’den saha uygulamalarına kârlı büyümeyi sürdürmek, sağlık hizmet sunucuları için topluma daha verimli hizmet sağlamak, sağlık çalışanları için bilgiyi en hızlı şekilde edinmek ve sağlık dernekleri için en etkili iletişimi sağlamak gibi amaçlara hizmet eden bir araç gibi düşünebiliriz. Sağlık sisteminin bir paydaşı olan tüm bu araçların oturduğu temele de “entegre sağlık planı” diyoruz. Entegre sağlık planı PwC olarak hasta bakış açısına göre oluşturduğumuz ve hasta deneyimini hastalıkla ilgili farkındalığın oluşturulmasından, tedavi sonrası kontrollere kadar 7 basamağa ayırdığımız süreci temsil eder. Sağlık endüstrisindeki dijitalleşmeyi de bu basamakların her birinde sağlık sistemindeki paydaşların amaçlarına ulaşmak için getirdiği ve katma değeri olan servis veya ürünler olarak düşünebiliriz. Sürecin sürdürülebilirliğini, her paydaş için hasta deneyimini tüm aşamalarda sorunsuz olarak ilerletebilmesine ve bu entegrasyonun korunmasına bağlı olarak görüyoruz. Entegre sağlık planı basamaklarını ve her basamakta paydaşların dijitalleşme ile getirdiği katma değeri örneklendirmek gerekirse;
- Farkındalık: Çevrimiçi hasta forumları ve eğitim programları, toplumun bilinçlendirilmesi için kullanılan mobil uygulamalar, kamu spotları
- Hastalıkları Önleme: Medya kampanyaları, sosyal medya içerikleri, Ar-Ge faaliyetlerinde ve klinik deneme çalışmalarında veri analitiğinin, matematiksel modelleme ve simülasyon kullanılması
- Teşhis: Giyilebilir sağlık ürünleri, mobil sağlık uygulamaları, çevrimiçi ve telefonda sağlık hizmetleri, laboratuvar ve görüntüleme analizlerinde veri analitiği ve iş zekâsının kullanılması
- Tedavi Seçimi: Doktor forumları, çevrimiçi bilimsel kaynaklar ve konferanslar, ilaç şirketleri çoklu kanal pazarlama araçları
- İlaç ve Tıbbi Cihaz Temini: İlaç ve cihaz takip sistemleri, sağlık uygulamaları, farmakoekonomi ve pazara erişim konularında veri analitiği ve simülasyon kullanımları
- Tedavinin Uygulaması: İlaç hatırlatıcı mobil uygulamalar, operasyon robotları, dijital hastane uygulamaları
- Kontrol: Çevrimiçi danışma ve bakım hizmetleri, giyilebilir sağlık ürünleri
Sağlık sektöründe dijital dönüşüme öncülük ettiğini düşündüğünüz öncü liderlerin / global kuruluşların öne çıkan özellikleri sizce neler?
Dijital dönüşüme öncülük eden kuruluşların, kendi hizmet veya ürünlerini ön plana çıkarmaktan çok, entegre sağlık planı içinde topluma veya hastaya verilecek değeri önemsediğini net şekilde gözlemliyoruz. Dijital farkındalık, stratejiden operasyonlara organizasyonun tümüne tesir etmiş durumda. Ar-Ge, klinik çalışmalar ve tedarik zinciri operasyonları gibi birimler de dijitalleşme adımları atarak tasarruf yöntemleri geliştirmekte, pazara çıkış hızını arttırmakta ve pazarlama ve satış birimleri için bütçede yer açabilmektedir. Tüm sektörlerde olduğu gibi sağlık sektöründe de büyük verinin ve veri analitiğinin etkin kullanılması kaçınılmaz. Örneğin lider global ilaç firmalarının, ilaç geliştirme sürecinin etkinliğini arttırmak, maliyetini ve pazara çıkış zamanını kısaltmak için modelleme ve simülasyon grupları ve departmanı var. Bu ekip potansiyel ilaçların etkinliğini öngörmek ve Faz 3 denemelerini gerçekleştirmeden uygun doz rejimini belirlemek adına matematiksel tahminleme modellerinden ve simülasyonlardan faydalanmaktadır. Bunun gibi örnekleri sağlık sektörü ekosistemi içinde bulunan global kuruluşlar için çoğaltmak mümkün. Dolayısıyla dijitalleşmeyi sadece saha gücü etkinliği ve pazarlamanın ötesinde düşünmek gerekiyor. Kısacası stratejiden uygulamaya kadar her birimde teknolojik dönüşümü destekleyecek alt yapı ve kaynak yatırımları için bu şirketler ciddi bütçeler ayırmakta ve teknolojiyi yakından takip etmektedir.
Türkiye’de sağlık sektöründeki paydaşların dijitalleşme süreçlerini gözlemlediğinizde nasıl bir tablo ile karşılaşıyorsunuz?
Türkiye sağlık harcamaları bakımından dünya genelinde üst sıralarda yer alan ülkelerden biri. Dünyanın farklı yerlerinde en iyi uygulamaları uygulayan çok fazla global oyuncu bulunuyor. Dolayısıyla sağlık sektörünü kökten etkileyen dijitalleşme kavramı Türkiye için de oldukça önemli. Bugüne kadar Türkiye’de dijitalleşme konusu satış ve pazarlama tarafında mevzuatlardan dolayı Avrupa ve Amerika’ya göre yavaş ilerlemiş. İlaç ve tıbbi cihaz konusunda Türkiye’nin ithalata olan bağımlılığından dolayı Ar-Ge, üretim, operasyonlar ve tedarik zinciri tarafında lokal iyi örnekler olmasına rağmen dijitalleşme global kuruluşlarla kıyaslayınca yavaş ilerliyor. Dijital (kağıtsız) hastaneler, tıbbi cihaz ve ilaç takip sistemleri, e-reçete, e-nabız, dijital sağlık zirvesi ve yapay zeka sempozyumları son zamanlarda Türkiye içinde dijitalleşme ve farkındalık adına atılmış güzel adımlar olmakla birlikte Türkiye’nin şu andaki durumunda entegre sağlık planını uçtan uca dijitalle birlikte yönetme konusunda gelişime açık olduğu ve aksiyonlar alınmasının gerektiği görülüyor.
Sağlık sektörü paydaşları düşünüldüğünde en süratli teknolojik yenilik, dijital uygulamalar hangi alanda ve daha sık meydana geliyor?
İlaç ve tıbbi cihaz sektörü üretici ve sağlayıcılarının bu süreçte en çevik paydaş olduğunu düşünüyoruz zira bu kuruluşlar her ne kadar geri dönüşünü alıp almadıkları bir muamma olsa da dijitali stratejilerinin kalbine yerleştirmiş durumdadır. İlaç firmalarının değer zincirine baktığımızda 5 temel süreçten (Ar-Ge, klinik araştırmalar/denemeler, üretim, pazarlama ve satış, dağıtım ve depolama) oluştuğunu görüyoruz. Bu süreçlerin tamamında dijital çözümlerin etkisi bulunmakta ve bu etkinin artarak gelecekte de artacağını öngörüyoruz. Örnek vermek gerekirse:
- Ar-Ge: Bulut tabanlı simülasyon modelleri, paydaşlarla sosyal iş birlikleri, geliştirme için uzaktan toplanan veriler için bulut tabanlı portallar, giyilebilir sağlık ürünleri
- Klinik Araştırmalar: Farmakovijilans odaklı süreç izlemesi ve raporlaması, mobil klinik araştırmalar, klinik araştırmaların toplu olarak planlama ve yürütülmesini sağlayan proje yönetim araçları
- Üretim: Kurumsal kaynak planlama çözümleri, üretim yönetim ve izleme sistemleri, tedarikçi ilişkileri yönetim araçları
- Satış ve Pazarlama: Veri analitik ve büyük veri raporlama araçları, doktor ve hastalar için mobil uygulamalar, müşteri ilişkileri yönetim araçları, entegre pazarlama araçları
- Dağıtım ve Depolama: RFID teknolojisi, karekod, depo yönetim sistemleri, talep tahminleme modelleri, ilaç takip sistemi
Türkiye’de dijital hastane uygulamalarının yaygınlaşması yönünde sunulan çözümler sizce yeterli ve yaygın mıdır?
Dijital hastaneler yüzlerce klinik ve hastane içi idari, finansal ve operasyonel iş süreçleri ile binlerce alt süreçten oluşan karmaşık ekosistemlerdir. Dijital hastane, bir hastanede bulunan bilgi sistemlerinin birbirleriyle bütünleşik olarak çalıştığı; her türlü tıbbi cihazın bilgi yönetim sistemine ağlar aracılığıyla veri gönderebildiği, sağlık uzmanlarının sistemdeki veriye hastaneden veya uzaktan erişebildiği bir hastane modelidir. Dönüşüm başlangıcında bilişim teknolojilerinin hasta ve çalışan yararına kullanıldığı bu hastane modeline geçiş; ilk başta elle yapılan kayıt işlemlerini ortadan kaldırarak dokümantasyona ayrılacak süreyi azaltacağı, tıbbi hataları azaltarak hastaların tanı, tedavi ve izlenmesi yönünde kalitenin artacağı öngörülür.
Hastanelerin dijitalleşmesi PwC olarak son zamanlarda yakından takip ettiğimiz ve sektördeki oyunculara bu konuda çözümler sunduğumuz uyum (Kişisel verilerin korunması kanunu ve siber güvenlik) konusunu da gündeme getiriyor. Dijital uygulamalar yaygınlaşırken verinin güvenlik altına alınması, sürecin mevzuata uyumlu şekilde yürütülüp yürütülmediği de dijitalleşme stratejisinin ve uygulama planının önemli bir yapıtaşıdır.
2012 yılında Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesinde pilot çalışmalarla başlayan dijital hastaneye geçiş projesi HIMSS (Healthcare Information and Management System Society) akreditasyon süreçlerinin uygulanması ve EMRAM sürecine dahil olacak hastanelerin belirlenmesiyle hız kazanmıştır. Hali hazırda EMRAM dijital hastane değerlendirmesine göre seviye 6 ve 7’de sağlık bakanlığına ait hastaneler bulunmaktadır. (23 Ekim 2017 sağlık bakanlığı tarafından güncellenen rapora göre 1 devlet hastanesi seviye 7 ve 37 devlet hastanesi seviye 6’dadır.) Bu yaklaşımın ve sürecin daha da yaygınlaştırılması gerektiğini öngörüyoruz.
Sağlık ekosistemi içinde bulunan her paydaş gibi stratejiden uygulamaya gerekli kaynak yatırımlarının arttırılarak hastanelerin bu dönüşümü uzun vadede sağlık harcamalarının da azalmasına katkıda bulunacaktır.