MEMORIAL CEO’SU UĞUR GENÇ: “ÖNÜMÜZDEKİ BİRKAÇ SENEDE DÜNYADA VE ÜLKEMİZDE ARTAN ŞEKİLDE KULLANILACAK TEKNOLOJİLER SAĞLIK TURİZMİ HİZMETİNİN VERİLİŞ ŞEKLİNE DE YÖN VERECEK. YAPAY ZEKA İLE UZAKTAN TANI, ALGORİTMALARLA UZAKTAN TEDAVİ PLANI VE AR-GE UFUKTA GÖRÜNÜYOR”
HIMSS + Eurasia Sağlık Bilişimi ve Teknolojileri Konferansı ve Fuarı, 11-13 Kasım 2020 tarihleri arasında sağlık profesyonelinin katılımı ile tamamlandı. T.C. Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca ile HIMSS Başkanı & CEO’su Hal Wolf ve Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci’nin konuşmaları ile açılan etkinlik, ExpoNext Dijital Kongre ve Fuar platformunda gerçekleşti. 5 keynote konuşma, 22 oturum ve 6 eğitime ev sahipliği yapan etkinlikte uluslararası arenada alanında uzman 109 konuşmacı ile 85 ülkeden yurtiçi ve yurtdışından sektör profesyonelleri, yöneticiler ve bilişim uzmanından oluşan 3225 ziyaretçi katılım sağladı.
Etkinlik kapsamında gerçekleşen 2364 B2B toplantı ile sağlık bilişim sektöründe faaliyet gösteren firmalarla bu firmaların ürün ve hizmetlerini kullanan kurum ve hizmet sunucularını bir araya getiren HIMSS Eurasia, doğru üretici ve hizmet sağlayıcıları doğru kullanıcı ve alıcılarla buluşturarak geniş kapsamlı bir dijital organizasyona sahne oldu.
Entegre Sağlık Hizmetlerinin Önemi
SAĞLIK BAKANI DR. FAHRETTİN KOCA: “PANDEMİ ASLINDA BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK HİZMETLERİ İLE HASTANE SAĞLIK HİZMETLERİNİN ENTEGRE OLMASININ SAĞLIK HİZMET SUNUMUNDA NE KADAR ÖNEMLİ OLDUĞUNU BİZE BİR KERE DAHA GÖSTERMİŞ OLDU”
Açılışta konuşan Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, “Daha önceki salgınlara göre avantaj ve dezavantajlarımız var. Küreselleşen dünyadaki hareketliliğin engellenemeyişi belki de en büyük dezavantajımız. En büyük avantajımız eriştiğimiz tıbbi teknoloji ile bilişim ve iletişim altyapısı. Pandemi ile mücadelede elektronik yollarla yapabildiğimiz bilgi paylaşımı ortak akıl geliştirmede önemli rol oynamaktadır. Dünyanın bir köşesinde yapılan bir aşı geliştirme çalışmasının her detayını neredeyse anlık olarak paylaşabilmekte, geri bildirimler verebilmekte, bilgilerimizi paylaşabilmekteyiz” dedi.
Sağlık Bakanlığı olarak bundan 7 yıl önce başlatılan dijitalleşme sürecinde hedeflerinin, hastaneleri sadece teknolojik aletler ile donatmak değil, sağlık hizmet kalitesi ve hasta güvenliği için doğru bilgi ve teknolojinin gerektiği yerde ve en iyi şekilde kullanımını sağlamak olduğunu söyleyen Bakan Koca, “Pandemi aslında birinci basamak sağlık hizmetleri ile hastane sağlık hizmetlerinin entegre olmasının sağlık hizmet sunumunda ne kadar önemli olduğunu bize bir kere daha göstermiş oldu. Bilişimin kullanılması sağlık yönetimini ve sağlık hizmet sunumunu tamamen değiştirmiş durumda. Veriye dayalı yönetim, hasta güvenliği, hizmet kalitesi ve nihayet verimlilik arayışları bu zeminde hayat bulmuştur. Ülkemizin bu alanda göstermiş olduğu ilerleme ise birçok yönüyle dünyaya örnek olabilecek mahiyettedir. Türkiye’de COVID-19 vakalarının sahada tespiti, evlerde takibi, ilaçlarının evlere kadar bırakılması, sağlık durumlarında değişiklik olanların hastaneye nakillerinin yapılması bilişim sistemlerinin yardımıyla çok kolay bir şekilde yürütülebilmiştir” şeklinde konuştu.
Sağlık Bilişimi Çalışmalarına Desteğiz
Sağlık alanında ulusal çapta, Türkiye’nin büyüklüğünde ve nüfusunda pek çok ülkenin ancak hayal edebileceği bir dijital ortam oluşturulduğunu sözlerine ekleyen Bakan Koca, “Sağlık Bakanlığı olarak sağlık bilişimi alanındaki çalışmalara hem önder hem de destek olma kararlılığındayız. Ülkemizin sağlık bilgi yönetim sistemlerinde ulaştığı nokta, tecrübelerin ve belli standartlar çerçevesinde rekabete açık olarak yürütülen projelerin sonucudur. Şu anda tamamen yerli diyebileceğimiz pek çok sağlık yazılımına sahip bir ülke olmakla övünebiliyoruz” dedi.
E-Nabız’da30 Milyon Kullanıcı Var
SAĞLIK BAKANLIĞI BAKAN YARDIMCISI DR. ŞUAYİP BİRİNCİ: 30 MİLYON KULLANICIYA ERİŞEN E-NABIZ KİŞİSEL SAĞLIK PLATFORMUNU KURDUK. BÜROKRASİYİ NASIL AZALTABİLİRİZ DİYE DÜŞÜNDÜK VE E-RAPOR SİSTEMİNİ KURDUK. TÜM RADYOLOJİK VERİLERİ TELETIP SİSTEMİNDEN HEM HEKİMLERİN HEM DE VATANDAŞLARIN ERİŞIMİNE AÇTIK”
Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci: 30 milyon kullanıcıya erişen e-nabız kişisel sağlık platformunu kurduklarına değinerek şöyle devam etti:
“Vatandaşa hizmet verirken bürokrasiyi nasıl azaltabiliriz diye düşündük ve e-rapor sistemini kurduk. Tüm radyolojik verileri teletıp sisteminden hem hekimlerin hem de vatandaşların erişimine açtık. Oluşan büyük veriden gelecek projeksiyonu yapmak için SİNA’yı ve mekansal iş zekasını hayata geçirdik. Kapsamı ve kullanıcı sayısı dikkate alındığında dünyanın yapay zeka destekli ilk ve en büyük karar destek sistemini geliştirmekten gurur duyuyoruz” dedi.
Tüm bunlar sayesinde pandemi sürecinde e-nabız veri ve entegrasyon altyapısını kullanarak halk sağlığı yönetim sistemi içinde, ivedilikle pandemi yönetim sistemini kurduklarını ve ilk vakayı takiben tüm vaka ve temaslılarını ülkeye girişinden itibaren sisteme kaydederek sürecin temel veri havuzunu oluşturduklarını ifade eden Sağlık Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci, “Hayat eve sığar” uygulamasının güvenli sosyal hayatın en önemli aracı haline geldiğini sözlerine ekledi.
Dijitalin Gücünü Hiç Bu Kadar Hissetmemiştik
HIMSS Başkanı & CEO’su Hal Wolf, HIMSS olarak misyonlarının 83 binin üzerinde üye ile küresel sağlık ekosistemine bilgi ve teknoloji üzerinden yardımcı olabilmek olduğunu belirterek, “Pandemi sürecinde dijitalleşme çalışmalarının çıktıları adeta elimiz ayağımız haline geldi. Dijital sağlık sisteminin gücünün kullanılmasının önemini hiç bu kadar hissetmemiştik. Dijital sağlık çözümleri hayatımıza daha fazla girmektedir, girecektir. Doktorlarla uzaktan bağlantı sağlayacak şekilde test, takip ve izlem noktasında kapasitelerimizi daha da etkin hale getirmemiz gerekmektedir” dedi.
Hangi Konular Tartışıldı?
3 gün boyunca devam eden oturumlar şu başlıklar altında gerçekleşti: Pandemide sağlık hizmetinde ne oldu? Halk sağlığı açısından gelecekte bizi neler bekliyor? Pandemiyle mücadelede teknolojinin kullanımı, inovatif modeller ve kurumlar arası işbirliği sürecinde teknolojinin katkısı, dünya genelinde COVID-19 esnasındaki mental & psikolojik direnç durumu ve sağlığa etkileri, Yeni normalde dünya sağlık sistemi, kamu ve özel hastanelerinin dijital dönüşümü, dijital sağlık ekosistemleri oluşturma-ülke vaka örnekleri, sağlık teknolojilerinde en son gelişmeler, dijital olgunluk: sonuçları iyileştirme, dayanıklılık oluşturma, sağlık kurumlarında yenilik arayışı, inovasyon kültürü teşviki, sağlık çalışanlarının dijital dönüşümü ve inovasyon yetenekleri, dijitalleşmenin tedarik sistemine etkisi ve satınalmada dijital dönüşüm, sağlıkta yeni teknolojilerin özel ve çalışma hayatındaki dönüşümlere etkisi, insan kaynağı ve sağlık turizmine etkileri, bireysel sağlığın ve sağlık sistemlerinin güçlendirilmesi ve hastalıklarla mücadelede teknolojinin rolü.
Bilgi Işlemde Kayıt Odağından Plan Odağına Geçilmeli
Pandemide sağlık hizmetleri ve halk sağlığı açısından neler yapılabileceğine yönelik bilgi paylaşan Abbott Profesyonel Hizmetler Yöneticisi Emre Tavşancıl, veri odağında doğru test ve teşhis, doğru raporlama ve doğru analiz süreçlerine değindi. Dünya insanının seyahat ve hareketli yapısına vurgu yapan ve COVID-19’un ne ilk ne de son pandemi olduğunu ifade eden Tavşancıl, sağlık sistemlerinin pandemilere hazırlıklı hale gelebilmesi için bilgi işlem sistemlerinin kayıt odağından plan odağına geçmesi, teletıp ve kronik hastalık yönetimi odağında yenilikçi sağlık hizmet sunum teknolojilerinin geliştirilmesi ve işlem tabanlı sağlık bilgi sistemlerinden bilgi ve içgörü tabanlı sistemlere geçilmesi gerektiğine değindi.
Veriden Elde Edilen Tüm Çalışmalar Değerli
Pandeminin dijital sağlık için bir katalizör etkisi yaptığını söyleyen KoçSistem Genel Müdürü Mehmet Ali Akarca, salgın sürecinin günümüzde insanlığı aşı, erken tanı, farklı tedavi yöntemleri bulmaya zorlandığını söyledi. Teknoloji sayesinde belki 100 yıl sürecek buluşların aylar, haftalar sürecek kadar kısa bir zaman diliminde gerçekleştiğini belirten Akarca, örneğin görüntülü sağlık hizmetleri ile hastaneye gitmeden temel tedavilerin başlatılabildiğine, giyilebilir cihazlar ile hastanın kritik değerlerinin takip edilebildiğine dikkat çekerek sağlık teknolojilerinin insan hayatında büyük ekti yarattığına değindi.
Teknolojinin keşfi ve hızla yaygınlaşmasında pandeminin etkili olduğuna dikkat çeken KoçSistem Genel Müdürü Mehmet Ali Akarca, veriden elde edilen çalışmaların ve coğrafi veri analizlerinin pandemi süreçlerinde değerli bir çalışma olduğunu belirtti. Analitik değerler kullanılarak sağlıkta yeni teknolojilerin kullanımı ile ilgili pandemi sürecinin firmaların inovatif ve yeni teknoloji arayışlarını artırdığını söyleyen Akarca, görüntü analitiği ile COVID-19 tanısının konulmasına ilişkin teknolojilerin avantajlarına değindi.
Sağlık Hizmeti Yönetiminde Turkcell Çözümleri
Turkcell’in PPP modeli hastanelere verdiği hizmetler ve altyapılar ile ilgili bilgi veren Turkcell Sağlık Hizmetleri ve Yazılım Operasyonları Müdürü Cihat Coşkun, 7 şehir hastanesi ve 2 acil durum hastanesi ile gerçekleştirdikleri çalışmalardan bahsetti. Turkcell sağlık çözümleri hakkında bilgi veren Coşkun, hasta kaydı, randevu alma, muayene kaydı, tanı ve teşhis, MHRS entegrasyonu, reçetem entegrasyonu, BİP görüntülü görüşme aksiyonları ile telesağlık çözümlerinde gelinen noktayı anlattı. Gerek Hastane Bilgi Yönetim Sistemi gibi doğrudan sahip oldukları ürünlerle gerekse çözüm ekosistemindeki iş ortakları ile geliştirdikleri ürün ve çözümlerle müşteri ihtiyaçlarına en doğru ürün ve hizmeti sunma hedefi ile hareket ettiklerini belirten Coşkun, sağlık sektöründeki tüm paydaşlara yönelik hizmetlerde müşteri ile uçtan uca bir teknoloji danışmanı olarak konumlandıklarını söyledi.
Pandeminin Toplumsal Etkileri
COVID-19’un bedensel, ruhsal ve sosyal direnç durumu ve toplum sağlığına etkilerine ilişkin bir konuşma yapan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Ofisi Program Yöneticisi Prof. Dr. Toker Ergüder, pandeminin toplumsal etkileri bakımından sağlık yönetiminde yeni paradigma değişimini beraberinde getirdiğini söyledi. Pandeminin motivasyon kaybı, rahatlık, yabancılaşma ve umutsuzluk gibi tükenmişlik yarattığını ifade eden Ergüder, koruyucu davranışlara yönelik hükümetlere 4 ana strateji önerisinde bulundu: “İnsanları iyi anlayın, onları çözümün bir parçası haline getirin, yaşadıkları zorlukları ve yaşamları üzerindeki etkisini anlayın ve riski azaltarak hayatlarını yaşamalarına izin verin.”
Yeni Normalde Dünya Sağlık Sistemini Ne Bekliyor?
Pandemi ile mücadelede Türkiye’nin sergilediği başarılı performansa ilişin bilgi paylaşan TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Erzurum Milletvekili Prof. Dr. Recep Akdağ, yeni normalde şeffaflık, güven ve işbirliği içinde uluslararası iş birlikleri gerçekleştirmek gerektiğine değindi. Pandemi gibi global krizlerin dünya ile entegre olarak çözüm odaklı uygulamaları hızla hayata geçirerek aşılabileceğini belirtti. Evrensel sağlık kapsayıcılığının öneminin pandemi sürecinde daha iyi anlaşıldığına vurgu yapan Akdağ, evrensel sağlık kapsayıcılığının bütün bireylerin ve toplulukların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine finansal zorluk yaşamadan erişebilmeleri olduğunu söyledi.
Dijital Sağlık Ekosistemleri
“Dijital sağlık ekosistemleri oluşturma-ülke vaka örnekleri” başlıklı oturuma T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, HIMSS Avrupa Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Gürhan Zincircioğlu, TICBioMed (Açık İnovasyonu Teşvik Eden Dijital Sağlık Derneği) Direktörü Jorge Gonzalez, İsveç HealtTech Nordic Direktörü Marianne LarssonveSisoft Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdür Yardımcısı Dr. Nejat Çakmak konuşmacı olarak yer aldı.
Türkiye’nin dijitalleşme ve veri yönetiminin imkanlarını en üst seviyede kullanmasının pandemi sürecinde ülkeye büyük avantaj getirdiğini belirten T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, dijital kapasiteyi geliştirerek milli ürünleri ortaya çıkarma ve uluslararası işbirliklerinde doğru adımlar atma konusunda çalışmalara devam etmek gerektiğini kaydetti. Araştırma ve geliştirme kapasitesinin gelişmesi adına Bakanlık olarak TÜBİTAK aracılığı ile ekosisteme ciddi katkılar sağlandığına dikkat çeken Kacır, TÜBİTAK’ın son 18 yıllık dönemde sadece dijital sağlık alanında 311 projeye 2020 sabit fiyatları ile 131 milyon lira Ar-Ge desteği sağladığını belirtti. Yine TÜBİTAK koordinasyonu ile sağlanan Avrupa Birliği çerçeve programlarında da 17 projeye yaklaşık 14 milyon Euro destek verildiğini ekleyen Kacır, Türkiye’nin Ar-Ge başarısına bir örnek olarak pandemi sürecinde üretilen yoğun bakım solunum cihazından bahsetti. Türkiye’de bir startup’ın geliştirmiş olduğu bir ürünü ülkenin öne gelen sanayi ve teknoloji şirketleri ile buluşturarak hızlı bir seri üretim süreci yaşandığını söyleyen Kacır, cihazın bugüne dek 15 bine yakın miktarda üretilip dünyanın birçok ülkesine ihraç edildiğini ifade etti.
HIMSS + Eurasia Sağlık Bilişimi ve Teknolojileri Konferansı ve Fuarında, sağlıkta dijitalleşmenin insan kaynağı ve sağlık turizmine etkilerinin tartışıldığı oturumun moderatörlüğünü Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Üyesi Nüket Küçükel Ezberci yaptı. Nüket Küçükel Ezberci şunları kaydetti:
“Sağlık sektörünün şu anda bir çok tartışacak konusu var ama bizler dijitalleşme konusu ile iki önemli konuyu tartışacağız: Dijitalleşme ile sağlık sektörünün omurgasını oluşturan insan kaynağı ortadan mı kalkacak veya bunun önemi mi azalacak yoksa dijitalleşen dünya ve yapay zeka, büyük fedakarlıklarla görev yapan sağlık çalışanlarının tamamlayıcı bir unsuru olarak mı şekillenecek! Dijitalleşme dediğimiz, hepimizin şu an gözbebeği olan, umutlarımızı bağladığımız sağlık turizmi konusunun bir ara yüzü mü olacak! Dijitalleşme bizlere nasıl bir fayda sağlayacak! Bunlar son derece önemli konular… “ diye konuştu.
Dijitalleşen Sağlık Sistemi
Memorial Sağlık Grubu CEO’su Uğur Genç, şöyle konuştu:
UĞUR GENÇ: “2019’DA 45,5 MİLYAR DOLAR OLAN GLOBAL TELE SAĞLIK PAZARININ 2026’DA (YILLIK ORTALAMA YÜZDE 20 BÜYÜME İLE) 175 MİLYAR DOLARA ULAŞMASI TAHMİN EDİLİYOR”
“Dünyadaki genel değişimler sağlık sektörüne de etki ediyor. İlk olarak, dünyada yüksek bir belirsizlik var; hayat uzuyor ve nüfus yaşlanıyor; artan kaynak ihtiyacı var öte yandan hastalıklar yaygınlaşıyor. İnovatif ama pahalı teknolojinin baş döndüren değişimi söz konusu… Bilgilenen, sosyalleşen ve güçlenen bir tüketici profili var. Küreselleşme ile sınırların kalkması ve bilgiye hızlıca erişim söz konusu… Teknolojiye yatkın ama sabırsız, şefkatsiz yeni bir nesil var. Dijitalleşme sağlık sektörünü ve bizleri de değiştiriyor.
Dijitalleşmenin faydaları ve riskleri var. Artık çok fazla veriye erişebiliyoruz; çok büyük ve çeşitli veriler parmaklarımızın ucuna geliyor. Dünyanın küçüldü, iletişim kolaylaştı, pek çok yeni iş alanı açıldı ve kapandı. Tüketiciler pek çok alternatife kolayca ulaşabiliyor. İşletmeler daha şeffaf hale geldi. Bunlar dijitalleşmenin faydaları arasında… Öte yandan bunun riskleri de söz konusu. Çok fazla veri hem güvenlik hem de yanlış kullanıma çok açık. Gizlilikten duyulan kuşkular var; karmaşıklık, terör ve suçlar dolayısıyla dijital medya manipülasyonu var. Öte yandan sosyal izolasyon sözkonusu.
UĞUR GENÇ: “AMERİKA TELETIP BİRLİĞİNE GÖRE 2030’DA ABD’DEKİ SAĞLIK HİZMETLERİNİN YÜZDE 50’SİNİN SANAL GERÇEKLEŞTİRİLECEĞİ TAHMİN EDİLİYOR. ŞİRKETLER SAĞLIKLA İLGİLİ DİJİTAL ÜRÜNLERE ÇOK FAZLA YATIRIM YAPMAK DURUMUNDALAR. GELECEK 5-10 YIL İÇİNDE ÇOK FAZLA YATIRIM, SAĞLIK UYGULAMALARI İÇERİSİNDE OLACAK”
Global Tele Sağlık Pazarı
Sadece dijital değil global tele sağlık pazarına baktığımızda büyük bir potansiyel görüyoruz; 2019’da 45,5 milyar dolardan 2026’da yıllık ortalama yüzde 20 büyüme ile 175 milyar dolara ulaşması tahmin ediliyor.
Amerika Teletıp Birliğine göre 2030’da ABD’deki sağlık hizmetlerinin yüzde 50’sinin sanal gerçekleştirileceği tahmin ediliyor. Şirketler sağlıkla ilgili dijital ürünlere çok fazla yatırım yapmak durumundalar. Gelecek 5-10 yıl içinde çok fazla yatırım, sağlık uygulamaları içerisinde olacak.
Dijital Sağlık İle Neler Yapılabiliyor?
Giyilebilir teknolojiler ve mobil cihazlarla sürekli ve anlık hasta takibi yapılabiliyor. Geçen Ekim ayında İspanya’da bir hastaya Japonya’dan bir doktor 5G ile robotik cerrahi yaptı. Yapay zeka ile büyük verilerin öğrenilip teşhiste kolaylıklar sağlanması mümkün. Yapay zeka destekli algoritmalar ile semptom kontrolü ve doğru hasta yönlendirme yapılabiliyor. Mobil uygulamalar ve evde bakım entegrasyonu ile artık her yerde sağlık hizmeti sunumu sağlanabiliyor. Arttırılmış sanal gerçeklik uygulamaları ile evde veya hastanede fizik tedavi programları düzenlenebiliyor ve pediatri bölümlerinde oyunlar var. Robotik süreç otomasyonu ile yapay zeka dijital çalışanlara dayanan bir iş süreci kurulabiliyor; otomasyon teknolojisi ile sıfır hata söz konusu. Hem iş sürekliliği sağlanıyor hem de verimlilik artışı oluyor. RFID ve BEACON’lar ile hastane içinde ve anlık takip yapılabiliyor ve bu sayede süreçler ölçülerek iyileştirilebiliyor.
Nesnelerin interneti sayesinde hasta ile sürekli ve mekandan bağımsız ilişki kurabiliyoruz ve tedavi etme imkanı sunabiliyoruz. Veri madenciliği ile daha fazla datayla kişiye özel daha doğru tanı ve tedavi verebiliyoruz. Blokchain teknolojisi ile saklanan ve işlenebilen büyük medikal veriler var, dijital patoloji teleradyoloji gibi uygulamalarla farklı pazarlara ulaşılabiliyor. Doktorlara sanal gerçeklik ve simülasyonlar ile daha etkin gerekirse uzaktan eğitim verilebiliyor. Dijital tercümanlar her dilde her hastaya hizmet sunabiliyor.
Hasta Sadakatini Arttıracak Uygulamalar
Hastaya ulaşmayı ve hasta sadakatini arttıracak uygulamalar da var… Akıllı dijital pazarlamayla doğru hedef kitleye doğru bilginin verilmesi; hasta portalları ile 360 derece hasta datasının tutulması, işlenmesi ve hasta ile paylaşılması; forum community uygulamaları ile hastalar arasında bilgi alışverişi yapılması, tecrübelerin paylaşılması; mobil uygulamalar, CRM vb ile hastayla uzun soluklu etkileşim ve sanal muayene ile her yerde her zaman hastaya ulaşma şansı bu uygulamalar arasında sayılabilir.
Dijitalleşen İnsan Kaynakları
Dijitalleşen sağlık hizmetlerinin insan kaynaklarına etkisi neler diye düşündüğümüzde ilk olarak dijital teknolojiler, işletmeleri daha şeffaf hale getiriyor. İnsan kaynaklarında dijitalleşmenin amacı etkin bir iç iletişim kurulması, bilgi alışverişi ve raporlama süreçlerinin otomatize edilmesi, çalışan bağlılığı, işletme giderlerinin azaltılması olarak ifade edilebilir. Dijitalleşmenin insan kaynaklarına etkileri ise dijital işgücü, dijital çalışma ortamı ve dijital insan kaynakları yönetimidir.
Dijitalleşmenin Sağlık Turizmine Etkisi
Uzak pazarlara artık daha kolay erişebiliyoruz (dijital pazarlama, e-doktor, e- seminer gibi). Sağlık turizmi ile yeni ürünlerimiz var: E-doktor ile dermatoloji ve psikoloji randevuları, IoT uzaktan takip ile Endokrinoloji, dijital patoloji. Self assist ve chatbot uygulamaları ile medikal turistler bütüncül ve kesintisiz hizmet alabiliyor. Giyilebilir teknoloji ve 5G’nin bir araya gelmesi ile daha hızlı ve güvenilir data toplanabiliyor. Nesnelerin interneti sayesinde tüm medikal cihazların birbiriyle senkronize olması hastane verimini artırabiliyor. Blokchain teknolojisi kullanımıyla hastanın kendi ülkesindeki sağlık kayıtları, sağlık turizmi yapacağı ülkedeki sağlık kayıtları ile ortak bir alanda tutulabiliyor.
Ayrıca; maliyeti düşürecek aksiyonlar yani hızlanan tedaviler, bazı pre hazırlık ve postop takipler uzaktan yapılabiliyor ve böylece maliyetler azaltılıyor. Hastayı her kanaldan daha iyi bilgilendirerek verilecek hizmetin farkını daha iyi anlatabilme imkanımız var. Şeffaflık, interaktif hasta portalları, forumlar, mobil uygulamalar gibi hasta odaklı uygulamalar ile hasta sadece Türkiye’de değil kendi ülkesinde de ilişkiyi devam ettirme imkanına sahip olabiliyor.
Ufukta Uzaktan Tanı ve Tedavi Var
Önümüzdeki birkaç senede dünyada ve ülkemizde artan şekilde kullanılacak teknolojiler sağlık turizmi hizmetinin veriliş şekline de yön verecek. Yapay zeka ile uzaktan tanı, algoritmalarla uzaktan tedavi planı ve Ar-Ge ufukta görünüyor.
16 Farklı Ülkeden İnsana Hizmet Verdik
Covid-19 pandemisi döneminde dünyanın farklı ülkeleri ve Türkiye’nin her ilinden hastaya sağlık ihtiyaçları konusunda uzaktan veya yerinde hizmet verdik. 600’ü aşkın uzman doktor ile ağırlıklı olarak dahili branşlar olmak üzere 45’ten fazla branşta dünyanın 16 farklı ülkesinden Türkiye’nin 80 ilinden pandeminin yoğun olduğu dönemde günde 150’den fazla hasta hizmet verdik. Gerekli durumlarda fiziksel muayene ve ileri tetkikler için hastanede ve evde hemşirelik veya doktorluk hizmetleri veriyoruz.
Sağlık Turizmi Portalı Hayata Geçecek
USHAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Salih Kenan Şahin şunları kaydetti:
“Biz sağlık turizminin entegratörüyüz. Özellikle özel sağlık hizmet sunucuları sağlık turizminde çok ciddi bir başarı ortaya koydular. Sektörün başarısını destekleyecek faaliyetler gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. 2018’den beri hazırlığı süren dijital platform çalışmalarımız var, önümüzdeki günlerde hayata geçirmeyi planlıyoruz. Türkiye’nin tanıtımını yapan bir altyapı oluşturuyoruz, ülkemizdeki tüm markalar bu platformda konumlanabilecek.
Sağlık turizmi portalı Türkiye’nin sağlık turizminde dünyaya açılan dijital tanıtım kapısı olacak. Ülkemizde uluslararası sağlık turizmi alanında hizmet veren kuruluşlara ve hekimlere dünyanın her tarafından hızlı kesintisiz iletişim sağlayabilecek; turistin ülkemize gelmeye karar verdiği andan itibaren vize, ulaşım, geliş, kalış, tıbbi işlem, turistik destinasyon, dönüş ve takip ile ilgili tüm etkinliklere erişebileceğiz; daha iyi bir üretim için sektöre asgari yük ile az ve öz kayıtla doğru verilere erişim imkanı sunacağız; tüm sigorta sistemleri ile etkili erişim ve entegrasyonumuz olacak; kalite ve akreditasyon süreçlerinin de izlenebildiği denetlenebilir bir sistem olarak tasarlıyoruz.”