“3. yılını doldurmuş bir asistan tek başına apandisit tanısı koyabilir, ameliyatını yapabilir. Ama kağıt üzerinde böyle mi, hayır! Mutlaka yanında bir öğretim üyesinin de adı bulunmak zorunda. Bakanlık diyor ki asistan tek başına hiçbir ameliyatı yapamaz ve hemen ardından zorunlu hizmete gönderiyor”
Prof. Dr. Saniye Ekinci
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Öğretim Üyesi
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Saniye Ekinci Hacettepe’nin cerrahi eğitim sistemini anlattı. Prof. Dr. Ekinci aynı zamanda Mezuniyet Sonrası Eğitim Koordinatörlüğünde Cerrahi Bilimler Koordinatörü olarak görev yapıyor.
Prof. Dr. Ekinci’nin verdiği bilgiler şöyle:
“Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi içinde 12 cerrahi ana bilim dalı var. 186 araştırma görevlisi ve 106 öğretim üyesi var.
Asistanlık eğitimi dekanlıktan biraz daha bağımsız, ana bilim dallarının insiyatifinde ilerlemiş. 2 yıldır da dekanlığımız mezuniyet sonrası eğitimde paydaş olarak yer almak istediği için sorunları saptamak ve çözmek amacıyla çok daha aktif çalışmaya başladı.
Mezuniyet sonrası eğitim koordinatörlüğünde cerrahi bilimler koordinatörü olarak çalışıyorum. Tüm ana bilim dallarını ziyaret ederek bazı sorunları saptadık.
Cerrahi olsun olmasın tüm asistanlarımıza verdiğimiz temel eğitimler var. Bir asistan bizle çalışmaya başladığı zaman tıp fakültesi dekanlığından ilgili ana bilim dalına bir yazı gönderiliyor ve bu asistanın kişisel eğitim programı hatırlatılıyor. Bu yazıda kişisel eğitim dosyasını nasıl oluşturacağız, asistan karneleri nasıl doldurulacak ve Sağlık Bakanlığın istediği kanaat formları, zorunlu rotasyon süreleri ve tüm bunların nasıl organize edileceğine yönelik bilgiler yer alıyor. Tüm asistanlarımızın akademik oryantasyon programından geçmesini sağlıyoruz. Alınan dersler arasında; hastanemizin vizyon – misyonu yanı sıra kalite, hasta – hekim hakları, radyasyon güvenliği, bulaşıcı hastalıkların yönetimi, görev – yetki ve sorumluluklar gibi konular var. Bunlar kağıt üzerinde çok güzel ama bunları pratikte izleyememek gibi sorunlarımız var.
Asistan Sayımız Az
Cerrahi bilimlerde 184 asistanımız var. Birçok cerrahi biriminde – anesteziyoloji bu konuda zengin – olması gerekenden çok daha az. Bunun avantajı da var dezavantajı da var. Birebir öğretim üyesiyle çalışma şansı bulmaları avantajlı.
Eğitimin Sürekliliğini Sağlayamıyoruz
Sorunlarımızdan bahsedecek olursam; bir tanesi eğitimin sürekliliğini sağlayamamak; hangi zaman diliminde kaç asistana eğitim vereceğimizi maalesef biz belirleyemiyoruz. Her TUS sonunda genel cerrahiye 4 asistan alınırdı, 4 gruba birer tane olmak üzere. Ama şimdi her dönem sürprizle karşılaşıyoruz; bazen istediğimizde daha fazla bazen istediğimizden daha az asistan eğitim almak üzere bölümümüze gelebiliyor. Altyapı sorunları da çok önemli… Özellikle artan özel hastalar nedeniyle asistanlarımızın eğitim için kullanabilecekleri odalardaki zaman dilimi azalıyor. Yatak sayısı, sarf malzeme konusunda yetersizlikler sözkonusu.
Kağıt ve Pratikte farklı
Görev, yetki ve sorumluluklarla ilgili sorunlarımız var. Kağıt üzerinden biliyoruz; 3. yılını doldurmuş bir asistan tek başına apandisit tanısı koyabilir, ameliyatını yapabilir. Ama kağıt üzerinde böyle mi, hayır! Mutlaka yanında bir öğretim üyesinin de adı bulunmak zorunda. O kağıt dolayısıyla da o ameliyata öğretim üyesi katılmış gibi gözükmektedir. Ama bir sorun sözkonusu olduğu zaman hasta ailesi o öğretim üyesini hiç görmemiş oluyor. Bu sorunlar nedeniyle öğretim üyelerinin operasyonlara katılımları arttı. Yavaş yavaş asistanlarımızın otomasyonu gittikçe azalıyor. Yasada uygulamada çok önemli boşluklar var aslında; Bakanlık diyor ki asistan tek başına hiçbir ameliyatı yapamaz. Asistanlığının sonunda ise yapmadığı ameliyatları tek başına yapmak üzere, üstelik yardım alabileceği tecrübeli hekimlerin olmadığı yerlerde, tek başına çalışmaya yönlendiriyor. Bu tip uygulamalar yüzünden aslında cerrahi eğitimin büyük kısmı asistanlıktan sonraya kalmış durumda.
Rotasyonların Süresi Değişti
Performans uygulaması nedeniyle eğitime ve araştırmaya ayrılan zaman azalmış vaziyette… Nöbet yoğunluğu eskiden çok önemli bir sorundu. Ama artık değil. Rotasyonların süresi değişti son yıllarda. Tartışılabilir bence. Çünkü asistan sayısı gittikçe azaldığı için asistanların kendi bölümlerinde vakit geçirmeleri öngörüldüğü için rotasyon süreleri kısaltıldı. Rotasyonda çalışırken asistan kendi bölümünde çalışmaya devam ediyor mesela.
Bunun dışında mecburi hizmet önümüzde büyük bir sorun olarak varlığını sürdürüyor. Uzun vadeli plan yapamadıkları için bu uygulama motivasyon kaybına da neden oluyor.
Genel olarak karamsar bir tablo çizdim ama araştırma görevlilerimizin çoğu aldıkları eğitimden memnun ve kendilerini yetkin hissediyorlar.”