İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) Genel Sekreteri Yrd. Uzm. Ecz. Halil Tunç Köksal, ilaç endüstrisi açısından Türkiye’nin demografik yapısını yorumlayarak şunları kaydetti:
“10 yıl içerisinde ilaç pazarı yüzde 131 büyüdü. Demografiye batkımızda; genç nüfus artış hızını azalttı. Orta yaş ve ileri yaş ortalamaları yükseliyor. Kronik hastalıklar, ilaca özel sağlık maliyetlerinin artacağı anlamına geliyor bu. Kutu satışları ve TL satış oranları daha da afaki oranda artacak ilerde. Politikalarımızı ona göre şekillendirmeliyiz. Yıllık nüfus artış hızı 2017 yılında ‰12,4 iken, 2018 yılında ‰14,7 oldu.
İlaçta Global Bütçe Etkisi
İlaç harcamasının GSYİH içerisindeki payına baktığımızda; 2009 yılından sonra kamu ilaç harcamalarının GSYİH’ya oranının 1,3’e düşürülmesi hedeflendi. Ancak global bütçe nedeniyle harcamalar hedefin çok daha altında gerçekleşti ve o seviyede devam ediyor. 2009 yılında kamu ilaç harcamalarının hızlı bir şekilde düşürülmesi amacıyla global bütçe uygulamasına geçildi.
Sağlanan sağlık hizmetinin kapsamı ve kalitesi ile örtüşmeyen ilaç bütçeleri oluşturulmaya başlandı. Uygulama ile birlikte İlaç fiyatları reel olarak düştü; ek olarak SGK tarafından yüksek tutarda iskontolar talep edildi; Dünyadaki en ucuz ilaç fiyatlarına sahip ülkeler arasına girdik.
İlaç Fiyatları İtalya, Fransa, Yunanistan, Portekiz, İspanya arasında ürünün en ucuz olduğu ülkedeki fiyat Sağlık Bakanlığı tarafından kaynak fiyat olarak belirleniyor.
Sektörel Veriler Nasıl?
İlaç üretim tesisleri; 2010’da 49 iken 2018’de 82’ye yükseldi. Akredite Ar-Ge merkezi sayısı; 2010’da 4, 2013’te 6, 2015’te 13 ve 2019’da 32 oldu. Toplam Ar-Ge çalışanı 231.
2018 yılında Türkiye’nin toplam ihracatı %7 büyürken ilaç ihracatı %31 büyüdü. Bu ciddi anlamda dünyaya ilaç satmaya başladığımızın bir işareti.
İlaç Politikası Nasıl Olmalı?
Dengeleyici, eşgüdümlü politikalar izlenmelidir. Sanayi dönüşümünü tamamlamış, yatırımları hız kazanmış, Ar-Ge yetkinliğini artırmış, biyoteknoloji alanında daha güçlü bir oyuncu, daha yüksek katma değerli ilaçlar üreten, Türkiye’ye ek istihdam, ekonomiye katkı sağlayan, net ihracatçı, küresel bir oyuncu profiline sahip olmalıyız.
Neler Yapılmalı?
Uygulanmakta olan Avro değerinin, güncel Avro kuruna yakınlaştırılması amacıyla, %60 tutarındaki ortalama oran kademeli olarak %100’e çıkarılmalıdır.
Geri ödeme başvuru dönemi sayısı ikiden üçe çıkartılmalıdır.
Önemli sistem değişikliklerinde paydaş görüşleri alınmalı ve geçişlerde makul süreler tanınmalıdır. Geri ödeme sekreterya görevleri kapsamının genişletilmesi gereklidir.
Ruhsat alan ürünler geri ödeme sistemine gecikmeksizin kabul edilmelidir.
Klinik çalışmalarda kullanılan referans ürün bedelleri kamu tarafından ödenmelidir.
Biyoteknoloji alanında yol kat etmiş ülkelerde olduğu gibi, ülkemizin ihtiyaçları çerçevesinde kendimize özgü bir mevzuat oluşturulmalıdır.
Biyoteknolojik ilaçların pazara giriş süresini kısaltacak düzenlemeler yapılmalıdır.
Yeni hastalarda tedaviye biyobenzer ürün ile başlanması sağlanmalı, mevcut hastalarda ise biyobenzer ürünlere geçiş özendirilmelidir.
Kamu birim fiyatının %5 altında yapılan başvurular kaldırılmalıdır.
Toplum sağlığına katkısı ve ihracat potansiyeli dikkate alınarak kombine ürünlerin geri ödemedeki haksız uygulamalar düzeltilmelidir.
Ülkemizin rakipleri ile etkin rekabet edebilmesi için kamu Ar-Ge alanındaki vergisel teşviklerin yanında doğrudan teşvik mekanizması kapsamında ürün teşvik sistemi oluşturulmalıdır.
Hem endüstrimiz hem de ülkemiz ekonomisi bakımından son derece olumlu ilerleyen yerelleşme politikasına, hız kesmeden ve taviz vermeden devam edilmelidir.