9 Mayıs 2022 günü Ankara’da düzenlenen Değer Temelli Sağlık Hizmetleri Çalıştayına katılan TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Recep Akdağ şunları kaydetti:
“Vatandaştan yüzde 200 oranında pay alan yaklaşımın çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Bu büyük haksızlık. Bir yandan vatandaş odaklıyız diyeceğiz öte yandan özel hastanede yüzde 200 fark alacağız. Bu yüzde 200 fark oranının da çalışmadığını, bununla sınırlı olmadığını biliyoruz. Şimdi bir de muayanehanecilik de yaygınlaştı, orada kimin ne aldığının ölçüsü bile yok.
Asistana Ulaşıyorum Ama Öğretim Üyesine Fark Ödüyorum
Öğretim üyesine fark ödemesi söz konusu biliyorsunuz, böyle bir hak var fakat uygulamada hastalar asistana ulaşıyor ve asistandan hizmet alıyor. Asistana ulaşıyorum ama öğretim üyesine fark ödememe fırsat veren bir uygulama söz konusu olan. Böyle hak olmaz!
Özele Gidiyorsam Mecburiyetten Gitmeliyim!
GSS için vatandaşa prim ödettiriyoruz, bir vatandaş GSS’ye prim ödemek istemezse özel sigortaya prim ödemek isterse buna izin vermiyoruz. Buna imkan yok. Sosyal adaletçi bir sistem kurmuşuz. Madem öyleyse ben zamanında kamuda uzman hekime ulaşamıyorsam özele gittiğimde benden yüzde 200 fark ücreti almaya kimin hakkı olabilir? 5 kuruş bile alamazsınız. Ben özel hastaneye gidiyorsam mecburiyetten dolayı gitmiş olmamalıyım. Bu benim için tercihse başlangıçta yüzde 30 vardı, şimdi ise yüzde 200 ve daha fazlası biliyorsunuz Bunu kabul edilemez buluyorum.
Muayenehane Sayısı İnanılmaz Arttı
Kimseyi suçlamıyorum ama özelden hizmet alma durumu vatandaş için yük haline geldi maalesef. Yasal olmadığı halde alınan yüklü fark ücretleri var. Acilden alınan farklar var. Muayenehane sayısı inanılmaz arttı. Özel hastanelerde legal olmayan ve acilden giriş yapan hastadan alınan fark ücretleri var. Sağlıkta katastrofik harcamanın 10 bin hanede 43 olması bizim için alarm verici bir durumdur. Özel sağlık kuruluşlarının hacim olarak büyümesinin değil uzmanlık kabiliyeti açısından da büyümesinin kontrol altında büyümesi şarttır. Buna muayenehaneler de dahildir. Türkiye’de uzman sayımız hala çok az. Erzurum’da çocuk metabolizma uzmanı yok mesela. Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu bu konuyu ele almalıdır.
Aile Hekiminin Ücreti Kesilmemeli
Hastanın kendi sağlığını koruması yönünde teşvik verebiliriz; fakat buna karşın sağlığı bozulan kişinin yani diyabetini kontrol altında tutamayan ya da obez olan kişinin primini arttırma yoluna gidersek bu sistem yürümez. Sağlığını iyi korumuş kişinin primini azaltarak bunu yapabilirisiniz. Nitekim Sağlık Bakanlığımız aile hekimleri ile ilgili yeni bir atak yapmaya çalıştı, siz belli bir yere ulaşamadınız diye aile hekiminin ücretini kesmeye çalışırsanız bu iş yürümez. Ama daha iyisini başarana biraz daha performans ödemesi yaparsanız bu iş yürür. Bir kişiye hizmet verirken sağlığa erişimden ve o işlemin yapılmasından bahsederiz. Yapılmayan ya da yapılamayan bi işlemin kalitesinden kim bahsedebilir?
Sağlığa Hasta Açısından Bakmalıyız
Türkiye’de erişim büyük ölçüde var ama maalesef uzmanların özel sektörde yoğunlaşmasından dolayı mecburen özel sektörden hizmet alınma ihtiyacı da erişimi engelleyen bir finansal unsur haline geldi. Sistem hastalar yani bireyler için var… Konuya hasta açısından bütüncül bakmalıyız. Çalışma, Sağlık, Maliye, Hazine Bakanlıkları, özel sektör, hasta dernekleri Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu öncülüğünde bir araya gelmeli, çalışma yapmalı ve değer bazlı sağlık sistemine geçmeliyiz.”
Muayenehanecilik Üzerindeki Baskı Kaldırılmalı
Değer Temelli Sağlık Hizmetleri Çalıştayında söz alan Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Üyesi Dr. Ümmü Gülşen Öztürk: “Doktorlarımızın aşırı gayret ve çabası ile sürdürülebilen bir sağlık sistemimiz var şu anda. Doktorlarımız aşırı çalışıyorlar ve ekonomik olarak karşılığını alamıyorlar. 15 dakika süreli hasta bakıyorlar ve bu sürdürülebilir değil… Bunun yükü de devlete çıkıyor.
Bazı çok değerli hocalarımız var ki onlardan yararlanmalıyız, karşılığı yok bunun… Doktorlarımız çok mağdur. Üzerlerindeki bu yük alınmalı. Muayenehanecilik üzerindeki baskı kaldırılmalı. Zor ve maliyetli koşullarda eğitim alan hekim mutlu edilmelidir; özel muayenehane açması serbest bırakılmalıdır ve muayenehaneciliğe ‘tu,kaka’ denilmemelidir.”