Dr. Reşat Bahat: “OHSAD Akademi kuracağız; sağlık profesyonelleriyle, alanında marka olmuş isimlerle birlikte sektörde birçok alanda eğitimler vereceğiz. Sağlık turizmini arttırma konusunda daha çok kafa yoracağız”
“Özel ve kamu iş birliği modeli sağlığın maliyetini arttıracaktır. Tek kişilik odada yatmanın ve sekiz kişilik odada yatmanın konforu da maliyeti de ayrıdır”
“Sağlık Bakanlığıyla planlama konusunu bir türlü çözemedik. Asimetrik bir planlama sözkonusu. Sivil toplum örgütü başkanı olarak bu konuda kendimi başarısız hissediyorum. Derdimizi yeterince iyi anlatamadığımızı düşünüyorum!”
Özel sağlık hizmeti sunucularının çatı örgütü Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) önümüzdeki dönem, hizmet sunumunda özel sektörün rolünün ne kadar olacağını net olarak bilmek istiyor!
OHSAD Başkanı Dr. Reşat Bahat, klinikiletişim’in sorularını yanıtladı.
OHSAD, sizin adınızla beraber anılan değerli bir oluşum… OHSAD yönetiminde kaçıncı yılınız? Bu örgütlenmenin özel hastane yöneticilerine neler kattığını düşünüyorsunuz?
2008 yılından bu yana OHSAD’ın Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütüyorum, doğal olarak da sözcüsüyüm. Bu nedenle ön planda görünüyorum. Ancak esasen OHSAD’ın prestiji üyelerinin prestijiyle alakalıdır. Derneğimizde Mehmet Ali AYDINLAR, Muharrem USTA gibi sektördeki çok önemli kişiler de başkanlık yapmışlardır ve halen de OHSAD Yönetim Kurulundadırlar.
Bir örgüt sadece kendi menfaatini savunarak hiçbir yere varamaz. Kendini böyle konumlandırıyorsa yanlış yapıyor demektir. Bir sivil toplum örgütü öncelikle vatandaş için yararlı olmalı. Vatandaşın daha az cepten ödediği ve hasta olduğu zaman giderlerinin sağlık sigortası tarafından karşılanabildiği bir sistem için çözümler üretiyoruz. Vatandaş hastayken cebinden para çıkmasın, sağlıklıyken de primlerini ödeyebilsin istiyoruz. Vatandaş memnun kaldığında bizim siyaseten de çözümlerimiz oluyor.
Sağlık Bakanlığı ve SGK‘dan çok sayıda yöneticiyle/yasa yapıcıyla iletişimleriniz – çalışmalarınız oldu; kamuda ekipler değişti ama özel hastane yöneticileri neredeyse aynı aktörler… Geçen yıllara ve günümüze baktığınızda en fazla zorlandığınız, sizi çelişkide bıraktığını düşündüğünüz çalışma konuları-faaliyet başlıkları veya süreçleri nelerdi?
Bürokrasideki sık değişiklikler bizi yoruyor. Göreve gelen kişinin mevzuatı yeniden öğrenmesi ve bu konuda ustalaşması, çözüm planlaması kolay olmuyor… Hastane patronları da değişiyor aslında ama siz ayakta kalanları görüyorsunuz! Ben dernek başkanı olarak ifade edebilirim ki biz Sağlık Bakanlığıyla planlama konusunu bir türlü çözemedik. Asimetrik bir planlama sözkonusu. Bazı alanlarda durdurma var. Disipline bağlı kurallar belirleyemedik. Özel sektör büyüdü tek hastane olanlar büyümekte zorlandı. Sivil toplum örgütü başkanı olarak bu konuda kendimi başarısız hissediyorum. Derdimizi yeterince iyi anlatamadığımızı düşünüyorum. 12 yıldır hiç güncellenmeyen SUT fiyatları var. Umarım bir çözüm yolu bulunur, bakanlar konuyu biliyor, başbakanımız biraz daha az biliyor. Cumhurbaşkanımıza konuyu aktarmak istiyoruz.
Türkiye’de sağlık sektörü dinamikleri düşünüldüğünde, önümüzdeki dönemde özel hastaneler nasıl bir büyüme ya da küçülme ivmesi içinde olacak?
Tek ve küçük hastanelerin sistem içinde yaşaması zorlaşıyor. Ama tabi sektöre hedef gösterilmesi lazım… Yani bir havucunuz olacak ki bankalar size kredi verecek; ortak bulabileceksiniz veya yeni hastane açabileceksiniz. Devletin özel sektör konusunda ne düşündüğünü, nasıl planlama içerisinde olduğunu bilmemiz gerekiyor. Sağlık sektöründeki yatırımların yüzde kaçı özel sektör tarafından yapılacak? Biz kamuya çok mu pahalıya mal oluyoruz veya yeterince nitelikli hizmet mi veremiyoruz, yeterince denetlenemiyor muyuz, kamu hastaneleri bu hizmeti bizden daha mı iyi veriyor acaba? Bu sorularımıza cevap bekliyoruz.
Şehir hastaneleri kamu sağlık hizmet sunumunu, sizin düşüncelerinize göre, nasıl dönüştürecek?
Şehir hastanelerini bir devletleştirme projesi olarak görmüyoruz. Şehir hastanelerinde verilen hizmetin yüzde 70’i özel sektör eliyle veriliyor. Sadece doktor, hemşire kadrosu kamu tarafından veriliyor onun dışında görüntülemeden fizik tedaviye, laboratuardan yemekhaneye, otelcilik, çamaşırhane ve otopark hizmetine kadar birçok hizmet özel sektör tarafından veriliyor. Özel ve kamu iş birliği modeli sağlığın maliyetini arttıracaktır. Tek kişilik odada yatmanın ve sekiz kişilik odada yatmanın konforu da maliyeti de ayrıdır.
Bu saatten sonra bizler bu kurumların en güzel şekilde işlemesi için yardımcı oluruz. Özel sektör kendi iç dinamiklerinde değişiklikler yapıp ayakta kalabileceği hizmetleri vermeye çalışır, bizim kamunun eksikliğinden kaynaklanan bir hizmet verme anlayışımız yok. Kaliteli kamu hizmetine karşı geceli gündüzlü, daha hızlı, daha güleryüzlü çalışarak ayakta kalan bir özel sektör var ki Hollanda, Almanya, İran, Yunanistan, Kazakistan, Rusya gibi dünyadaki 100 farklı ülkeden hasta geliyor. Demek ki sağlık hizmetini onlardan daha iyi veriyoruz. Özel sektör her haliyle ayakta kalır. Büyümesinde yavaşlama bekliyoruz ama ülkemizin önünü görmesiyle beraber, 2019’dan sonra sektör canlanacaktır diye düşünüyorum.
Yeni dönem yönetim sürecinizde nasıl bir OHSAD göreceğiz? Hem örgütlenme yapınızda hem de sağlık politikalarına yaklaşımlarınızda değişiklikler, yenilikler, farklı stratejiler olacak mı?
OHSAD Akademi kuracağız, daha çok eğitim vereceğiz. Sağlık okuryazarlığını arttırmayı hedefliyoruz. Sağlık yöneticilerini ve çalışanlarını vatandaşla buluşturmayı planlıyoruz, sosyal sorumluluk projeleri geliştireceğiz. Sağlık profesyonellerine çalışma hayatlarındaki tüm alanlarda eğitim vermeyi planlıyoruz; sağlık dev bir endüstri… İyi faturalamadan, iyi finansçıya, iyi muhasebeciye kadar, kalite ve akreditasyondan radyolojide hizmet vermeye kadar yüzlerce alanda eğitim vereceğiz; eğitimi de tabi sağlık profesyonelleriyle, alanında marka olmuş isimlerle birlikte vereceğiz. Sağlık turizmini arttırma konusunda daha çok kafa yoracağız.
2017 sizin için nasıl bir yıl oldu? OHSAD’ın geçen bir yılını eksileriyle ve artılarıyla nasıl değerlendiriyorsunuz?
2016’dan sonra 2017 yılı bize ilaç gibi geldi! Daha kötü günler geçireceğimizi düşünüyorduk ama öyle olmadı. Ekonomik açıdan özel sektör çok sarsıldı, borçlanma maliyetindeki yükselmeler sektörü dara soktu. Mali olarak sıkıntılı ama 2016’ya göre daha iyi geçti…