SAĞLIK BAKANLIĞI İLE ‘BİRLİKTE KULLANIM PROTOKOLÜ’ İMZALAYAN DEVLET ÜNİVERSİTELERİNİN TIP FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYELERİNİN EN GEÇ 31 ARALIK 2021 TARİHİNE KADAR 1 YILLIK SÜRE İLE TİP HİZMET SÖZLEŞMELERİNİ İMZALAMALARI İSTENİYOR
Sağlık Bakanlığının, 16.12.2020 tarihinde 81 İl Valiliğine gönderdiği “Birlikte Kullanım Kapsamında İmzalanacak Hizmet Sözleşmesi” konulu yazı tıpta uzmanlık derneklerince tepkiyle karşılandı.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) tarafından yapılan açıklama şöyle:
“Yazıda Birlikte Kullanım Protokolü imzalayan Devlet Üniversiteleri tıp fakülteleri öğretim elemanlarının en geç 31 Aralık 2021 tarihine kadar 1 yıl süre ile geçerli olmak üzere gönderilen Tip Hizmet Sözleşmelerini imzalamaları gerektiği belirtilmektedir.
‘PERSONEL’ OLARAK TANIMLANAN ÖĞRETİM ÜYELERİNİN, SERBEST ÇALIŞMA YA DA KURUMSAL SÖZLEŞME İLE ÇALIŞMASI SÖZKONUSU OLAMAYACAK. ‘PERSONELİN’ PERFORMANSI BAŞHEKİM TARAFINDAN PUANLANACAK VE DEĞERLENDİRİLECEK
‘Personel’ olarak tanımlanan öğretim üyeleri ve öğretim görevlileri ile Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kuruluşunun başhekimi arasında imzalanması bildirilen tip sözleşmede özetle;
- ‘Personelin’ bu sözleşme ile başhekimin kendisine görevi ile ilgili verdiği bütün işleri, mevzuatın yanında kurumsal hedeflere ve hasta memnuniyetine uygun olarak yapmayı yüklendiği,
- Personelin çalışma saat ve sürelerinin hastanenin çalışma saat ve süreleri ile aynı olacağı, üst sınır belirlenmeksizin fazla çalışma yaptırılabileceği,
- Sözleşme imzalayan öğretim üyelerinin, 2547 sayılı Kanun ile belirlenen serbest çalışma ya da kurumsal sözleşme ile çalışmasının sözkonusu olamayacağı,
- Bakanlığın öğretim elemanını bilimsel çalışmalarda ve bilimsel toplantılarda eğitim faaliyetlerinde eğitici olarak görevlendirebileceği, ancak üniversite tarafından benzer görevlendirmelerin, başhekimin uygun bulması halinde yapılabileceği,
- ‘Personelin’ eğitim planının başhekimin uygun görüşü ile Dekan veya hastanenin kurum eğitim sorumlusu tarafından belirleneceği,
- Sözleşmede, eğitim, bilimsel çalışma ve sağlık hizmet sunumu performans hedeflerinin her bir ‘Personel’ için ayrı ayrı kişisel olarak başhekimlik tarafından belirleneceği,
- Öğretim elemanlarının bilimsel çalışma, eğitim veya sağlık hizmeti sunumu performans hedeflerinden bir veya ikisini kapsayacak diğerlerinden muaf tutulacak sözleşmeyi başhekim uygun görür ise imzalayabileceği,
- ‘Personelin’ performansının başhekim tarafından puanlanacağı ve değerlendirileceği,
- Belirlenen sürenin sonunda sözleşmenin kendiliğinden sona ereceği, belirli koşulların varlığı halinde başhekimlik tarafından sözleşmenin süresinden önce feshedilebileceği ya da yenilenmeyebileceği, bu durumdaki personelin üniversitedeki görevine geri döneceği, yer almaktadır.”
Bütün bu bilgiler ışığında;
TTB: “İMZALATILMAK İSTENEN ‘TİP HİZMET SÖZLEŞMESİ’ HUKUKA AYKIRIDIR VE UYGULAMA GERİ ÇEKİLMELİDİR”
1- Sağlık Bakanlığının, birlikte kullanım protokolünü imzaladığı Devlet Üniversiteleri öğretim üyelerine yönelik imzalanması için gönderdiği tip sözleşmeleri ağır hukuka aykırılığı nedeniyle ivedilikle geri almalıdır.
2- Üniversite Rektörleri, eşitler arasından belirlenmiş bir akademisyen olduklarını dikkate alarak meslektaşlarını hukuka aykırı bir sözleşmeyi imzalama zorlamasında bulunmamalı, böyle bir sözleşmenin imzalanamayacağı konusunda Sağlık Bakanlığı ile gerekli iletişimi kurma sorumluluğu altındadırlar.
3- Üniversitelerdeki öğretim üyesi meslektaşlarımız Anayasal ve Yasal haklarına hukuka aykırı olarak müdahale eden bu sözleşmeyi imzalamadan gerekçelerini belirterek geri alınmasını talep etme haklarını kullanabilirler. Bunun yanında yargı yoluna başvuruda bulunarak hem tip sözleşmenin hem de bu sözleşmenin dayanağı olan Yönetmeliğin iptali ile dayanak gösterilen yasanın Anayasaya aykırılık itirazında bulunabilirler.
“TIP FAKÜLTELERİ HASTANELERİNDE SAĞLIK HİZMETİ ORGANİZASYONUN BAŞHEKİM SORUMLULUĞUNA VERİLMESİ, SAĞLIK HİZMET SUNUMUNUN TIP FAKÜLTESİNİN İŞLEVLERİNİN ÖNÜNE GEÇİRİLMESİNE NEDEN OLACAKTIR”
Sağlık Bakanlığı tarafından, Devlet Üniversitelerinde çalışan Yükseköğretim Personel Kanunun kapsamındaki öğretim üyeleri dahil bir bütün olarak öğretim elemanlarına, tıp, tıpta uzmanlık eğitiminde uygulamalı eğitim verebilmek, bilimsel araştırma yapabilmek için “Tip Sözleşme” imzalama zorlaması öncelikle Anayasa’nın Yükseköğretime ilişkin 130. Maddesi ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve yükseköğretimi ile ilgili mevzuata aykırıdır. Sözleşme hükümleri 2547 sayılı Kanunda yer alan akademik hakları ve yetkileri hukuka aykırı olarak sınırlandırmakta veya bütünüyle ortadan kaldırmaktadır. Örneğin bilimsel çalışmalara katılmak, uygulamalı tıp ve tıpta uzmanlık eğitiminde görev almak 2547 sayılı kanun ile tanınmış bir hak ve görev iken, tip sözleşmede kullanılması, yerine getirilmesi başhekimin uygun bulmasına bağlanmış çalışma alanlarıdır.
Hatta sözleşme hükümleri, dayanak olarak gösterilen 3359 sayılı Kanunun Ek 9. maddesine dahi aykırılık içermektedir. Örneğin Ek.9. maddede sözleşme feshedilmediği takdirde kendiliğinden yenileceği belirtilmiş iken tip sözleşmede yenilenmediği takdirde kendiliğinden sona ereceği yönünde bir kural konulmuştur.
Esasen Tip Sözleşmenin pek çok hükmü Sağlık Bakanlığı tarafından 4.3.2020 gün ve 31058 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konulan “Sağlık Bakanlığına Ait Kurum ve Kuruluşlar İle Devlet Üniversitelerinin İlgili Birimlerinin Birlikte Kullanımı İle İşbirliği Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” hükümlerini uygulamaya koymaktadır.
TTB, sözkonusu Yönetmeliğin iptali için Danıştay’da yürütmeyi durdurma davası açmıştır. Yürütmeyi durdurma talebinin görüşülmesi önümüzdeki günlerde beklenmektedir.
Orada da dile getirilen hukuka aykırılık nedenleri özetle;
1- Yönetmelik, Yükseköğretim Kurulu’nun Görüşü Dikkate Alınmadan Yayımlanmıştır.
Yönetmeliğin Maliye Bakanlığının ve Yükseköğretim Kurulunun (YÖK) uygun görüşü alınarak Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarılacağı düzenlenmiştir. Bakanlık, YÖK’ün görüşünü dikkate almadan Yönetmeliği yayımlayarak Kanun’daki bu kurala uymamıştır.
Sağlık Bakanlığı, YÖK’ün görüşünü dikkate almayarak kendi dışındaki idarelerin yetki ve görevlerine müdahale etmiş onları etkisizleştirerek yetkisini aşmıştır.
2. Bireysel Sözleşme Zorunluluğu Öğretim Elemanlarının Güvenceleri ile Akademik İşleyişi İhlal Etmektedir.
Öğretim üyelerinin sağlık tesisi ile ayrı ayrı bireysel sözleşme imzalamasına sözleşmelerde, sunulacak hizmetin niteliği, performans hedefleri ve süresi ile varsa eğitim ve hizmete ilişkin idari görev ve sorumlulukların, mezuniyet öncesi ve mezuniyet sonrası eğitim ile bilimsel çalışmalara ilişkin yetki ve sorumlulukların belirlenmesine ilişkin uygulama ile protokol imzalayan ya da imzalamak zorunda kalacak üniversite tıp fakültelerinin akademik kadrosunun, personelinin çalışma koşulları, hakları, Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastane başhekimliğine bağlanmaktadır.
3. Uzmanlık Eğitimi İle İlgili Standartlar Bakanlığın Belirsiz Kriterlerine Bağlı Kılınmaktadır.
Uzmanlık öğrencilerinin eğitimleri ile ilgili standartlar Bakanlıkça belirlenmiş sağlık planlamalarına bağlı kılınmıştır. Sağlık Bakanlığının düzenlemede yer verilen şekliyle ilan edilmiş, uygulamaya temel oluşturacak bir sağlık planlaması bulunmamaktadır. Olmayan, henüz tamamlanmayan bir planlamaya atıf yapan düzenleme hukuki güvenlik ilkesine aykırı olarak tıpta uzmanlık eğitimini belirsiz hale getirmektedir.
4. Başhekimlere Tanınan Yetki Tıpta Lisans ve Uzmanlık Eğitimini Olumsuz Etkileyecektir.
Afiliasyona dair yönetmelik değişikliklerine ilişkin açılan davalarda birlikte kullanımının sağlık hizmet sunumu ve eğitim araştırma hizmetleri olmak üzere iki temel unsur üzerine kurulduğu, tesislerde sağlık hizmet sunumunun eğitime herhangi bir olumsuzluk oluşturmayacak şekilde yürütülmesi gerektiği hastane yöneticisinin tedbir sınırının eğitim hizmetlerinin aksatılmaması olduğu açıklanmıştır. Bu bağlamda eğitimden dekan sorumlu olduğu halde eğitim sorumlusunun atanması ve eğitimle ilgili her türlü tedbiri alma yetkisinin başhekime verilmesi, dekanın Sağlık Bakanlığınca yürütülmekte olan tıpta uzmanlık eğitimine ait prosedürlerin takipçisi konumuna sokulması, Yükseköğretim Kanunu ve Akademik Teşkilat Yönetmeliği’nin anabilim dalı ve bilim dalı akademik kurul ve başkanlarına yüklemiş olduğu yetki ve görevlerin yok sayılarak Başhekimin doğrudan yetkilendirilmesine ilişkin düzenlemeler de hukuka aykırıdır.
Tıp fakülteleri hastanelerinde sağlık hizmeti organizasyonun Başhekim sorumluluğuna verilmesi temel tıp eğitimi ve mezuniyet sonrası tıp eğitiminin yönetsel organizasyonun yapılmaması, performansa dayalı ek ödeme yönteminin ağır baskısı ile sağlık hizmet sunumunun tıp fakültesinin işlevlerinin önüne geçirilmesine neden olacaktır.
Ayrıca tüm dünyada mezuniyet öncesi tıp eğitimi mezuniyet sonrası tıp eğitimi ile birlikte aynı kadrolar tarafından ve aynı birimlerde yürütülmektedir. Bu yapılar yine dünyanın hemen her yerinde eğitimle birlikte hizmet sunumu ve araştırma faaliyetlerini de gerçekleştirmektedir. Mezuniyet sonrası tıp eğitimi için kadrolu öğretim elemanlarının haftada en az 20 saat zaman ayırmaları gerektiği hesaplanmıştır[1] Bu süreyi temel aldığımızda, tıp fakültelerindeki öğretim elamanlarının her gün en az 4 saatini mezuniyet sonrası eğitim için ayırmaları gerekmektedir. Dava konusu düzenlemeler öğretim görevlilerini eğitimin dışında sağlık hizmeti sunmaya yönlendirirken Başhekime de bunu yapma yetkisi vermektedir. Tıp fakültelerinde önceliğin hizmet sunumuna kaydırılması tıp fakültelerindeki/okullarındaki eğiticilerin önceliğini eğitim dışına yöneltmelerine neden olmaktadır.
5. Kongre de Dâhil İzin ve Benzeri İşlemler İçin Öngörülen Onay Zorunluğu Hakkın Özünü Zedelemektedir.
Yönetmeliğin 14. maddesinin 3.fıkrasında birlikte kullanım protokolü imzalanan sağlık tesisinde görevli öğretim elemanları ve uzmanlık öğrencileri ile eğitimde görev alan Bakanlığa bağlı personel ve doğrudan kliniklere/laboratuvarlara bağlı olarak çalışan sağlık personelinin kongrelere gidişleri de dâhil olmak üzere izin ve benzeri özlük işlemleri sırasıyla klinik/laboratuvar idari sorumlusu, eğitim sorumlusu ve hastane başhekiminin uygun görüşü alınmak kaydıyla kadrosunun bulunduğu kurumun mevzuatına göre yürütüleceği düzenlenmiştir. Öte yandan mesleki kongrelerin düzenlemedeki biçimiyle izne tabi tutulması hizmet gerekleri ile örtüşmemektedir.
[1]Bowen JL, Leff LE, Smith LG, Wolfsthal SD. (1999) Beyond themystique of prestige: Measuringthequality of residencyprograms. AmericanJournal of Medicine, 106(5):493-498. Kahn MJ, Blonde L. (1999) Assessingthequality of medicalsubspecialtytrainingprograms. AmericanJournal of Medicine, Jun;106(6):601-604. Klessig JM, Wolsthal SD, Levine MA, Stickley W, Bing-You RG, Lansdale TF, Battinelli DL. (2000) A pilot surveystudyto define quality in residencyeducation. AcademicMedicine, Jan; 75(1):71-73.