Dr. Şuayip Birinci: ”Sağlık çalışanlarının yüzde 38’i kariyerlerinin herhangi bir noktasında mutlaka fiziki şiddete maruz kalıyor. Dünyada yaklaşık 9.2 milyon doktor, 18 milyon hemşire olduğu düşünüldüğünde 3.5 milyon doktor, 7 milyon hemşirenin hayatı boyunca en az bir kere fiziki şiddetle karşılaşıyor”
28. TÜSAP Toplantısı, 9 Eylül Cuma günü, kamu, akademisyenler, STK ve özel sektör temsilcilerinin katılımı ile Yeditepe Üniversitesinde “Sağlık Hizmet Sunumu” ana başlığında düzenlendi. “Sağlığın Geliştirilmesi Kapsamında Sağlık İletişimi, Sağlıkta Haklar ve Şiddet” teması ile yapılan toplantı, Sağlık Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci ile birlikte Özel Hastaneler Platformu Başkanı Dr. Mehmet Altuğ, OHSAD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Reşat Bahat, MÜSİAD Sağlık Sektör Kurulu Başkanı Hüseyin Sarpkaya, AİFD Genel Sekreteri Dr. Ümit Dereli, İEİS Genel Sekreteri Savaş Malkoç, İKMİB İlaç Komitesi Başkanı Ahmet Altuğ Oğuz, İVEK Vakfı İcra Kurulu Başkanı Dr. Mahmut Tokaç ve İSEK-İstanbul Sağlık Endüstrisi Küme Başkanı Prof. Dr. Cengizhan Öztürk gibi STK ve sektör temsilcilerinin yer aldığı 59 üst düzey sağlık profesyonelinin katılımı ile gerçekleşti.
Prof. Dr. Canan Aykut Bingöl: “Hastanelerde duvarlarda hasta haklarını anlatan yazılar bulunuyor. Belki biraz buralara hekim haklarını belirten yazıları da asmak gerekiyor”
Yeditepe Üniversitesi’nin ev sahipliğinde yapılan toplantıda, üniversite adına konuşan ve TÜSAP’ın sektöre kattığı vizyonu ilgiyle takip ettiklerinden bahseden Rektör Prof. Dr. Canan Aykut Bingöl, 28’inci toplantının üniversitelerinde yapılıyor olmasından dolayı memnuniyetlerini dile getirdi.
Şiddeti önleminin ilk adımının karşılıklı olarak kişilerin birbirini anlamaları ile atılabileceğini ifade eden Bingöl, “Hastanelerde duvarlarda hasta haklarını anlatan yazılar bulunuyor. Belki biraz buralara hekim haklarını belirten yazıları da asmak gerekiyor. Umuyorum sağlıkta haklar konusunda farkındalığı bu toplantının çıktısı olarak verimli bir şekilde sahadaki tüm sağlık çalışanlarına da ulaştırabiliriz” diye konuştu.
Sağlık Çalışanlarının Yüzde 40’ı Şiddete Maruz Kalıyor
28. TÜSAP Vizyon Toplantısının açılış konuşmasını yapan Sağlık Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci ise ortak akıl ve düşünce hareketi olarak kurulan TÜSAP’ın sağlık sektörünün geleceğini etkileyecek nitelikli bulgular ve bilgiler hedeflemeye yönelik vizyon tartışmalarının gerçekleştiği bir platform olduğunu söyledi.
Sağlıkta şiddet konusu ile ilgili olarak sağlık çalışanlarının yüzde 38’inin kariyerlerinin herhangi bir noktasında mutlaka fiziki şiddete maruz kaldığının DSÖ raporlarına da yansıdığına dikkat çeken Birinci, dünyada yaklaşık 9.2 milyon doktor, 18 milyon hemşire olduğu düşünüldüğünde 3.5 milyon doktor, 7 milyon hemşirenin hayatı boyunca en az bir kere fiziki şiddetle karşı karşıya kaldığını ifade etti. Tehdit ve sözlü saldırı da düşünüldüğünde konunun başka bir boyuta vardığını sözlerine ekleyen Birinci, “ABD’de 2011 yılından 2018 yılına kadar olan süreçte şiddet sebebi ile çalışma kaybı gün sayısının 8000’den 15000’e çıktığı görülüyor. Şiddet konusuna ne denli fazla eğiliyor olunursa olunsun bu konu ile baş etmekte tüm dünyanın zorlandığını görüyoruz” diye konuştu.
Dr. Şuayip Birinci: ”ABD’de 2011 yılından 2018 yılına kadar olan süreçte şiddet sebebi ile çalışma kaybı gün sayısının 8 binden 15 bine çıktığı görülüyor. Şiddet konusuna ne denli fazla eğiliyor olunursa olunsun bu konu ile baş etmekte tüm dünyanın zorlandığını görüyoruz”
Prof. Dr. Kemal Sayar’ın ana konuşmacı ve Akademisyen Dr. Salih Kenan Şahin’in moderatör olarak yer aldığı28. TÜSAP Vizyon Toplantısı, Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD), İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) ve Türkiye İlaç Sanayicileri Derneği (TİSD) ile Abbott, Atabay, Eczacıbaşı, Gilead, Janssen, Roche ve Takeda firmalarının katkıları ile düzenlendi.
Prof. Dr. Kemal Sayar: “Hekimlerin insanların dilini anlayabileceği, yaşadıkları ıstırabı görebileceği, hastalığın arkasındaki anlam dünyasını görebileceği bir bakışa ihtiyacı var fakat 3 dakikalık bir muayene süresi bu ihtiyacı ne derece karşılayabilir?”
“Dijital Çağ Empati Erozyonu Yaratıyor”
28. TÜSAP Vizyon Toplantısı’nda sağlık iletişimi, sağlıkta haklar ve şiddet konusunda ana konuşmacı olarak yer alan Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kemal Sayar, şiddetle gücün özdeşleştirildiğini ancak en başından bu yanılsamayı tersine çevirerek şiddetin aslında bir acizlik göstergesi olduğunu belirterek söze başlamak gerektiğini söyledi.
Robert Sapolsky’nin “Davranış” adlı kitabında şiddetin biyolojik unsurlardan çok toplumsal unsurlardan kaynaklandığının tartışıldığını ve toplumdan tarafından şiddet hoş görülür ve şiddete göz yumulursa davranışın pekişmesine yol açabildiğine vurgu yapan Sayar, “Bu manada sağlıkta şiddet konusunda toplumda oluşan güçlü infial ve hekimlerin, sağlık çalışanlarının kendi problemlerini en güzel bir şekilde anlatabilmesi olguları bunun bir norm, kabul edilebilir bir davranış haline gelmesini önleyen en önemli engelleyici unsurlardan bir tanesi olacak” diye konuştu.
Dijital çağın empati erozyonu yaratan etkisinden de bahseden Sayar, ekran üzerinden bir başkası ile iletişim kurmanın organik ilişkilerin yerine geçtiği bir zamanda insanların çok kolaylıkla ötekine karşı kıyıcı hale gelebildiğini söyledi. İnsanların birbirinin yüzlerine çok az baktıkları bir çağda kötülüklerin de çoğaldığını ifade eden Sayar, “Ne kadar fazla insanla yüz yüze gelebiliyorsak beynimizin görme ve ahlak alanları birbirine komşu oldukları için o kadar az kötülük yapabiliyoruz. Büyük cürümler, büyük kötülükler aslında yüz yüze gelemediğimiz zaman ortaya çıkıyor” dedi.
Muayene Süresi Sadece 3 Dakika
Hekimlerin insanların dilini anlayabileceği, yaşadıkları ıstırabı görebileceği, hastalığın arkasındaki anlam dünyasını, sosyal dünyasını görebileceği bir bakışa ihtiyacı olduğunu ancak 3 dakikalık bir muayene süresinin bu ihtiyacı karşılamaya ne denli yeteceğinin de düşünülmesi gerektiğine dikkat çeken Sayar, “Yani her birimizin bu dünyada hissedildiğimizi hissetmeye, anlaşıldığımızı anlamaya ihtiyacımız var. Hasta karşımıza geldiğinde sadece bir semptomdan ibaret olarak görülmek istemiyor veya biz onları bir semptomdan ibaret olarak gördüğümüz zaman yeterince anlaşılmamış hissediyor. Çünkü o semptomu üreten bir dünya var. İlişkiler ağı var” sözleri ile konuşmasını sürdürdü.