kapak

Temmuz 2024 içerisinde iki önemli görev değişikliği oldu; biri Sağlık Bakanlığında diğeri de en büyük hekim örgütü Türk Tabipleri Birliği (TTB) yönetiminde… Sağlık Bakanı olarak atanan Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, Bakanlık görevini 10 Temmuz 2018’den bu yana yürüten Dr. Fahrettin Koca’dan devraldı. Ekim 2016’dan itibaren İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü görevini yürüten Memişoğlu 2 Temmuz 2024 tarihinde Sağlık Bakanı olarak atandı.

TTB 28-30 Haziran 2024 tarihlerinde yapılan 76. Büyük Kongresi’nde seçilen Merkez Konseyi, 6 Temmuz 2024 tarihinde ilk toplantısını düzenledi ve görev dağılımını yaptı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap TTB’nin Merkez Konseyi Başkanı olarak göreve getirildi.

TTB’nin Çözüm Önerileri

TTB Merkez Konseyi Önceki Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı Kongrede yaptığı konuşmada, sağlık sistemindeki çözüm önerilerini şöyle sıraladı:

“Çözüm basittir: 2002 yılından itibaren uygulamaya konulan Sağlıkta Dönüşüm Projesinden vazgeçmek, basamak sistemine geçmek, koruyucu sağlık hizmetlerini ve birinci basamağı güçlendirmek, yeni ve etkili bir şiddet yasası ve malpraktis yasası çıkarmak, hekimlerin ekonomik ve özlük haklarını iyileştirmek, çalışma koşullarımızı düzeltmek ve ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasal kriz halinden bir an önce çıkmak için demokrasi, hak, hukuk ve adaleti geri tesis edip beyin göçünü engelleyerek tersine beyin göçü yaratmaktır.”

Eğitim Turizmi (!)

Bu sayıda yer alan ilginç bir tespit, TTB tarafından yayımlanan Üniversite Sempozyumunun sonuç bildirgesinde dikkat çekti. Eğitim Turizminden bahsedilen Bildirgede şu ifadelere yer verildi:

“Ülke genelinde doktora öğrenci sayısında, Ar-Ge proje sayısı ile proje bütçelerinde ve uluslararası yayın iş birliğinde yıllar içerisinde beklenen iyileşmenin aksine bazı vakıf üniversiteleri başta olmak üzere genel olarak kötüleşmenin yaşandığı görülmektedir. Bu sorunlara karşılık hem vakıf hem de bazı devlet üniversitelerinde sertifikasyon programı ve uluslararası öğrenci sayısında adeta bir patlamanın yaşandığı görülmektedir. Bu ilginç paradoks, sertifikasyon programları ve uluslararası öğrenci sayısındaki artışı yaratan temel motivasyonunun, niteliği göz ardı eden bir çeşit eğitim turizmi olabileceğini düşündürmektedir.”

60’lardan Günümüze Sağlık Sisteminin Kilometre Taşları

Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) Derneğinin yayımladığı Kongre kitabında, ders niteliğinde bir makale yer alıyor. Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zafer Öztek’in bugüne ışık tutan ve sağlık sisteminin kilometre taşlarının örüntülerini tek tek anlattığı “Türkiye Cumhuriyeti’nin Yüzüncü Yılında Sosyalleştirmenin Yeri” adlı makalesi hepimiz için kılavuz niteliği taşımakta.

Doç. Dr. Nusret Fişek önderliğinde hazırlanan ve 1961 yılında kabul edilen 224 Sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkındaki Kanun; Türkiye’deki sağlık hizmetlerinin genelini düzenliyor. Kamusal finansmanın sağlandığı eşit ve sürekli, nüfusa göre, bölge tabanlı ekip hizmetini benimsiyor. Tam gün çalışma, entegre, kademeli, katılımlı hizmet gibi uygulamaların yer aldığı bu ilkeler kanunu, kabulünden 17 yıl sonra, 1978 yılında Alma-Ata’da toplanan Temel Sağlık Hizmetleri Konferansında benimsenmesine rağmen pratikte tam anlamıyla hayata geçirilememiş maalesef.

Umudumuz Var

Prof. Dr. Zafer Öztek söz konusu düzenlemenin günümüz için uyarlanabileceğini belirterek şu tespitlerde bulunuyor:

“Günümüzden 60 yıl önceki koşullarla şimdiki koşullar eşit değil. O nedenle, 1960’lı yıllara dönerek sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesine yeniden başlamak akılcı olamaz. Ama, sosyalleştirmenin benimsediği ilkeler günümüz koşullarına uyarlanarak gerçekçi ve uygulanabilir bir düzenleme yapılabilir.”

30. sayımızı okumak için tıklayınız.