“Şehir hastaneleri dolayısıyla (kamu-özel ortaklığı) ilk defa karşımıza çıkan bir uygulama var: İki taraflı bir yönetim! Sağlık hizmetini şirket sunuyor, hastaneyi şirket yönetiyor şeklinde sahada bir algı var ama hayır, hastaneyi şirket yönetmiyor!”
“Ankara Şehir Hastanesinin şu anda Sağlık Bakanlığı personeli ve şirket çalışanları olarak 15 bine yakın çalışanı var. Sadece Sağlık Bakanlığı çalışanlarının yüzde ellisi araçla gelmiş olsa bunu karşılayacak durumumuz yok. Otopark sıkıntısı yaşıyoruz”
“Orta büyüklükte bir hastanenin bütçesi kadar planlama yapıyoruz. Tutar ve miktar bazında önemli boyutlara ulaştık. Alternatif satın alma yöntemlerinin çok hızlı bir şekilde geliştirilmesi gerekiyor”
Ankara Şehir Hastanesi İdari ve Mali İşler Müdürü Uğur Cura, Tıbbi Tedarik Kongresinde Ankara Şehir Hastanesinin işleyişine ilişkin şu bilgileri verdi:
“Şehir hastanelerinin efsane olduğu ifade ediliyor fakat değil! Şu anda 9 şehir hastanesi hayata geçmiş vaziyette ve önümüzdeki dönemde açılacak olanlar da var. Biz bu süreci aldık ve işletiyoruz. İlk defa karşımıza çıkan bir uygulama var: İki taraflı bir yönetim! Sahada bir algı var. Sağlık hizmetini şirket sunuyor, hastaneyi şirket yönetiyor. Hayır, şirket yönetmiyor. Biz eskiden çok fazla ihale yapıyorduk; temizlik, güvenlik, HBS ihalesi gibi… Çalışan personel sabit ama her seferinde firmalar değişiyordu. Firmalara ödeme yapıyorduk. Şu anda ben bir sağlık idarecisi olarak söylüyorum; Karşımda tek bir muhatabım var. Hizmetin devamlılığı garanti altında! Süreçte aksayan hususlarımız var mı? Muhakkak var.
2012 Yılında İmzalanmış Bir Protokol
Diyorlar ki; şehir hastaneleri oturmadı. Şu anda Ankara Şehir Hastanesi çok daha fazla sayıda hastayı misafir ediyor, çok daha fazla sayıda ameliyatı yapıyor, polikliniğini yapıyor, şu anda şehir hastanesi süreci işliyor. Ama 2012 yılında imzalanmış bir protokol. Daha sonra 2014 yılında yapılan bir tadilatla 2019 yılının işleyişini takip etmeye çalışıyoruz. Haliyle aksayan yönlerimiz var. Bakanlık personelimiz bu konuda mevzuat düzenlemesi yapmaya, aksayan hususları toparlamaya çalışıyor.
Bir Günde Dev Operasyon Yapıldı
Ankara şehir Hastanesi aslında Bilkent Entegre Sağlık Kampüsü olarak planlanmış, şu anda Sağlık Bakanlığının da içinde bulunduğu 12 ayrı birim ve binadan oluşan bir yapı. Bunun içinde genel hastanemiz, kalp damar, nöroloji, çocuk kadın doğum onkoloji hastanemiz var. Ayrıca yüksek güvenli adli psikiyatri hastanemiz biri de medikal gözlem kliniğimiz var. Bir de teknik birimlerin olduğu iki ayrı bina var. Ankara Şehir Hastanesi 6 Şubat 2019 tarihinde ilk hasta kabulünü yaptı. 14 Mart 2019 tarihinde de Sayın Cumhurbaşkanının da katılmış olduğu bir açılış töreninde resmi açılış yapıldı. Burada bir özeleştiri yapacağım; Etrafta, sağda solda bir işyerinin, bir marketin açılışını gördünüz mü? Bir market açtığınız zaman önce binası hazırlanır, sonra o binanın içine rafları dizilir, malları gelir deposuna girer raflara çıkar, bir hafta içinde sanal olarak personel çalışır. Bir hafta sonra denilir ki hizmet vermeye başladık.
Buradaki 6 Şubat 2019 tarihini özellikle vurguladım. Bu tarihte biz hastayı getirdik. Biz aynı günde personeli getirdik ve aynı günde o hastalara kullanılacak malzemelerimizi getirdik. Yani bu devasa bir operasyon… Sonraki süreçlerde planlama yapılırsa daha az ağrısız, sancısız bir geçiş dönemi yaşanacağını düşünüyorum.
İstanbul Havaalanından Daha Büyük Bir Kapalı Alan
2010-2012 tarihinde protokol imzalandı. 2014 yılında bize denildi ki yaklaşık 2 trilyon 161 milyon TL yatırım bedeli var. Kapalı inşaat alanı İstanbul Havaalanından daha büyük bir kapalı alana tekabül ediyor. Ankara Şehir Hastanesinin şu anda Sağlık Bakanlığı personeli ve şirket çalışanları olarak 15 bine yakın çalışanı var. Sadece Sağlık Bakanlığı çalışanlarının yüzde ellisi araçla gelmiş olsa karşılayacak durumumuz yok. Bununla ilgili etrafta Diyanetin açık alanı var. Şu an otopark sıkıntısını yaşıyoruz.
İdari Yapılanma Nasıl?
Burada bir de hastanemizin idari yapılanması hakkında bilgi vereyim. Ankara Şehir Hastaneleri aslında tek bir hastane değil. Bu hastanenin üstünde yönetici pozisyonunda bir koordinatör başhekim, koordinatör başhekime bağlı koordinatör başhekim yardımcıları, bir idari mali işler müdürü tüm hastane yerleşkesinde bir kişidir. Koordinatör desteği hizmetler müdürü, bir koordinatör sağlık bakım hizmetleri müdürü, bir koordinatör teknik hizmetler müdürü mevcut. Ayrıca buna bağlı şu anda aktif olan 6 hastanemiz, açılacak olan PDR0 Hastanemiz ki muhtemelen Ocak ayı içinde açacağız. Daha sonrasında yüksek güvenlikli adli psikiyatri merkezimizle beraber yedi tane hastane başhekimliğimiz olacak. Her başhekimliğimizin altında da sağlık bakım hizmetleri müdürü, destek hizmetleri müdürü ve teknik müdürlerimiz mevcut.
Hasta Başvuru Sayısı 18 Bin 268
Tek bir yoğun bakımızda 16 yoğun bakım yatağımız var. Bunların 14 tanesi yoğun bakım odası, 2 tanesi izolasyon odası olarak hizmet vermektedir. Toplam 2408 tane nitelikli yatağımız var. Bunun 1779 tanesi tek yataklı, 629 tanesi de çift kişilik odalarımız. Yoğun bakım yatak sayımız 683. Ameliyathane sayımız 131, şu anda ortalama hasta başvuru sayısı 18 bin 268. Yaklaşık 15 bin çalışanımız vardı. 18 bin 268 de hastanemize gelenler. Yanlarındaki refakatçiler ve ziyaretçileri saydığınız zaman toplamda günlük 60-70 bin kişilik bir hareketinin olduğu bir alan.
Yatak Doluluk Oranı Yüzde 80
Yatak doluluk oranımız şu anda yüzde 80; yoğun bakım doluluk oranımız yüzde 80 civarında. Ambulansla gelen hasta sayımız gittikçe artmakta, önemli vakalar ambulanslarla ilk önce Ankara Şehir Hastanesine geliyor. Doğum sayılarımız, kadın doğumun Eylül ayı itibariyle taşınması ile beraber arttı.
Yüksek Tutar ve Miktarlar Söz konusu
Şu anda satın alma süreci hastanemizin ihtiyacı olan tıbbi sarf, ilaç vb. ürünler, diğer tüm kamu hastanelerinde olduğu gibi 4734 Sayılı Kamu İhale Kanuna tabi. Burada şirketin herhangi bir şekilde alıp bize verdiği ve bizim adımıza aldığı bir malzeme yok. Burada normal taleplerin yapılması, ihtiyaç tespit biriminde değerlendirilmesi ve karar verilmişse onaylanması şeklinde mevcut prosedürlerimiz işliyor.
Orta büyüklükte bir hastanenin bütçesi kadar bir planlama yapıyoruz. Tutar ve miktar bazında önemli boyutlara ulaştık. Bununla beraber bazı avantajlar ve dezavantajlar oluştu. Avantajlarımız ne olabilir: Miktarlar yüksek olduğu için daha düşük bedelle temin imkanımız olabiliyor. İmkanı olan firmalar ilk defa mal vermek isteyenler için bir referans niteliği doğmuş oluyor. İhalelerimize kurumsallaşmış firmalar iştirak ediyor.
İhale Miktarları Çok Yüksek
Peki dezavantajlarımız nedir? Kapasitesi yetersiz kalan firmalar teslimatta sorunlar yaşatabiliyorlar. Sipariş miktarlarını karşılayacak kapasitesi olmayan firmalar ihalelere katılamıyor. İhale miktarlarının yüksek olması, geçici ve kesin teminat miktarlarının yüksek olmasına bu da tedarikçilerimizin yüksek oranda faiz ödemesine neden olabiliyor.
Tıbbi sarf ambarına hastanenin açıldığı tarih itibariyle 151 milyon liralık bir mal girişimiz oldu. Şu an içinde yaklaşık 45 milyon liralık malzememiz var. Laboratuvar ambarımızdaki miktarımız kısıtlı. Laboratuvarı hizmet alımıyla yapıyoruz.
Eczanemizde de şu ana kadar yaklaşık 90 milyon liralık alım gerçekleşmiş ve şu anda 18 milyon liralık stoğumuz var. Burada gördüğünüz gibi ciddi bir stok maliyetine hastane katlanmak durumunda. Sürdürülebilirlik açısından ödeme süreçlerinde stok maliyeti de önemli bir unsur.
28 Günlük Malzeme Stoklayabiliyoruz
Burada alternatif satın alma yöntemlerinin çok hızlı bir şekilde geliştirilmesi gerekiyor. Çünkü benim 5267 metrekarelik bir depom var. Bu depo dolu olduğu zaman hastanenin 28 günlük malzemesini stoklayabiliyorum. Oysa benim 90 günlük stoğumun olması lazım optimumda! Ben 90 günlük optimum stoğa ulaşamıyorum.
Basit Sarf Teminleri İçin 1 Öneri
Sağlık Bakanlığının yapmış olduğu anlaşma kapsamında enjektör, eldiven vb basit sarfları ben DMO’dan, sağlık marketlerden temin ediyorum. Yapılan sözleşmeye göre de 2 aylık sipariş çekmem gerekiyor. Sağlık Bakanlığı ve DMO ile yapılacak protokollerde bu 2 aylık sipariş süresini daha kısa veya kısmi faturalandıracak bir sisteme geçilebilirse hem benim depo maliyetimi çözecek hem de hastanın yaşamış olduğu basit sarflardaki sıkıntıların önüne geçilecek.
Şirketle Beraber Alım Süreçlerini Belirliyoruz
Sözleşme kapsamında firmaya yaptığımız 2 tip ödeme var. Miktara bağlı ve miktara bağlı olmayan ödemelerim var. Miktara bağlı olan laboratuvar hizmetleri. Ben bunları firmadan alıyorum. Görüntüleme hizmeti, sterilizasyon hizmeti, çamaşırhane, yemek atık gibi hizmetler miktara bağlı. Miktara bağlı olmayan bina arazi, olağanüstü bakımlarım, ortak mefruşat, ilaçlama, otopark bedelleri gibi miktara bağlı olmayan hizmetleri bana firma sağlıyor.
Şirketle beraber ortak olarak alım süreçlerini belirliyoruz. Daha sonra bu işin ihalesini sürdürüyoruz.
Bir piyasa testine tabi tutuyoruz. Pazar araştırmasını yapıyoruz, ihalesine çıkıyoruz. İhaledeki en uygun istekliyi belirliyoruz.
Şehir Hastaneleri cihaz satın alabiliyor mu?
Tıbbi cihaz edinim süreci şu anda en çok sorulan soru şu: Hastane cihaz alabiliyor mu? Bizim yeni cihaz alabilmemiz için şöyle bir şart var: Hastanenin yatırım döneminin sonuçlanıp, tamamen işletme dönemine geçmesi gerekiyor. Ankara Şehir Hastanesi de hala yatırım dönemi devam eden bir hastane, yatırım dönemi bittikten ve fiili kabul belgesi hazırlandıktan sonra süreci işletebileceğiz. Şu anda mevcut 9 şehir hastanesinin hiçbirinde bu süreç işletilemiyor.”