CDO Turkey İcra Kurulu Başkanı Bülent Kutlu, klinikiletişim’in sorularını yanıtladı.
“2016 yılı için 2500 şirkette yapılan araştırma sonucuna göre CDO ya da ona karşılık gelen yönetici atamaları oranı %19’a ulaşmış durumda. Bu oran 2015 yılında sadece %6 idi”
“Dijital dönüşüm ile dijitalleşme temelde farklı iki kavram. Dijitalleşme sadece online süreçlere odaklanırken, dijital dönüşüm offline süreçleri de kapsar. Dijital dönüşüm daha bütünsel bir bakış gerektirir ve doğrudan şirketin rekabetçi yönüne odaklanır”
Bizler için yeni bir iş tanımınız var: Chief Digital Officer (CDO). Batılı ülke örneklerinden de hareketle, Türkiye sağlık sektörü için bu görev tanımını biraz anlatır mısınız?
Chief Digital Officer ya da Türkçe tabirle Dijital Dönüşüm Lideri özellikle 2010‘lu yıllarda mobil cihazların yaşantımıza girmesiyle daha çok anlam kazanmış yeni bir pozisyondur. CDO atamalarının gözle görülür şekilde yapılmaya başlandığı yıl ise gerçek anlamda 2013 yılıdır.
Doğru dijital strateji ve buna bağlı dijital dönüşüm yol haritasını hazırlamak öncelikle bir lidere ihtiyaç duyar bu ise CDO’dur.
Dünyanın önemli danışmanlık şirketlerinden PwC, 2016 yılı için The 2016 Chief Digital Officer Study çalışmasını yayınladı. Bu çarpıcı çalışma yakın bir zamanda CDO’lar için yapılan farklı yaklaşımlardaki tartışmaları daha da alevlendirecek gibi görünüyor. Eğer CDO ya da dijital dönüşüm konusu ile ilgiliyseniz bu çalışmaya mutlaka göz atmalısınız.
Özetle 2016 yılı için 2500 önemli şirkette yapılan araştırma sonucuna göre CDO ya da ona karşılık gelen yönetici atamaları oranı %19’a ulaşmış durumda. Bu oran 2015 yılında sadece %6 idi.
İnanılmaz bir şekilde 1 sene içerisinde yaklaşık 3 katlık bir artış göstermiş ki eğer bu şekilde devam ederse 2 yıl içerisinde bu oran %60’lara ulaşabilir. Şu an itibarıyla dünyada 4000’e yakın CDO atamasının yapıldığı tahmin ediliyor.
Sağlık sektörünün devleri GSK ve Novartis global anlamda CDO atamasını yapmış büyük ilaç şirketlerinden. Zaten sağlık sektörü perakende ile birlikte en fazla CDO ataması yapan sektörlerdendir.
CDO’lar operasyon odaklı sistemlerden müşteri odaklı sistemlere geçişe liderlik eden yöneticilerdir. Sağlık sektöründe müşteri deneyimi her şeyden daha değerlidir çünkü insan sağlığı söz konusudur.
Dolayısı ise hastalıklarda teşhis sürelerini kısaltan, kişiyi sadece hastanede değil yerinde tedavi eden yetenekli bir cerrahın uzaktan ameliyat yaparak daha fazla verimli olduğu , kişiye özel ilaç geliştirilebilen bir çok teknoloji çözümünün uygulanma ortamını sağlayabilir CDO’lar.
2025 yılına geldiğimizde her iki insandan birisinin kanser hastası olacağı öngörülüyor. Bu büyük sorunu sadece tıbbi gelişmelerle çözemeyiz. Teknolojiden mutlaka faydalanmalıyız. Sağlıkta dijital dönüşüm ile bu illet sorunu diyabet hastalığına benzer şekilde kontrol edebiliriz. Her bir kanser hastasının DNA yapısına göre tedavi protokolleri uygulanabilir.
CDO’lar kurumsal hiyerarşide doğrudan tepe yönetimine bağlı olmalıdır ve ayrı bir pozisyon olarak konumlanmalıdır.
Türkiye sağlık sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin dijitalleşme süreçlerini gözlemlediğinizde nasıl bir tablo ile karşılaşıyorsunuz? Türkiye özelinde rekabet için dijital dönüşüm sizce ne derece önemli?
Dijital dönüşüm ile dijitalleşme temelde farklı iki kavram. Dijitalleşme sadece online süreçlere odaklanırken, dijital dönüşüm offline süreçleri de kapsar. Dijital dönüşüm daha bütünsel bir bakış gerektirir ve doğrudan şirketin rekabetçi yönüne odaklanır. Çünkü müşteri deneyimini esas alır.
Sağlık sektörü ülkemizde esasen dijital dönüşümde iyi bir noktadır. Kamu bu anlamda önemli projelere imza atmıştır. T.C. Sağlık Bakanlığının başlattığı ilaç takip sistemi önemlidir ve değerlidir. Özellikle verinin paylaşılmasının artırılması ve hangi ilaçların hangi noktada olduğunu bilmek önemli bir başlangıçtır.
Aynı şekilde şehir hastaneleri konsepti ilerde düşünülecek akıllı şehirlerin ana omurgasından biri olan akıllı hastanelere dönme ve mümkünse branş hastanelerin olması ülkemizin sağlık kapsamında çekim merkezlerinden birisinin olması sağlanabilir. Güzel ülkemiz aynı zamanda sağlık turizmi konsepti için çok uygun bir konumda.
Özetle şunu söylemek gerekir ki kamu , hastaneler , tıbbi cihaz üreticileri , sigorta , ilaç şirketleri , ecza depoları ve eczaneler kapsamında dijital dönüşüm ile tüm bileşenlerin tam bir entegrasyon ile çalışması ana hedef olmalıdır. Bu hedefe herkes giderken geride kalmak doğal olarak oyunun dışında kalmaktır. Dijital Dönüşüm bir gereklilik değil ondan çok daha fazlasıdır, hayatidir.
Hastane yöneticileri için dijital dönüşüm stratejisi ne ifade etmelidir?
Birçok hastane için iyi bir hastane otomasyon programının olması ve geliştirilmesi ana dijital strateji olarak algılanıyor. Halbuki biraz önce de belirttiğim gibi hastane otomasyon programı gibi altyapılar dijitalleşme kapsamında düşünülmelidir. Dijital strateji daha geniş kapsamlıdır. Hastanenin ihtiyacından çok hastanın ihtiyacı nedir ona odaklanmak gerekir.
Çağımızın illetleri olan kanser ve kardiyovasküler hastalıkların çözümünde çok büyük ilerlemeler maalesef sağlanamamıştır. Boston merkezli FMI (Foundation Medicine) ölümcül kanser hastaları için kanserin yerine göre tedavi protokolü yerine DNA bazlı tedavi protokolleri önermektedir.
Ülkemizde bu tarzda merkezlerin kurulması bütün Ortadoğu coğrafyasında önemli bir avantaj elde etmemizi sağlayabilir. Ama bunun için öncelikle tüm hastanelerimizin, yerli ilaç şirketlerimizin ortak dijital ekosistemlerini kurmaları, sadece kendi içlerinde değil diğer hastanelerle de iletişim halinde olabilmeyi başarmaları gerekiyor. Daha alınacak çok yol var. Bu nedenle büyük fırsatlar da var.
Sağlıkta dijital dönüşümde ülke olarak öncelikle veri paylaşım politikasını net bir şekilde belirleyip, çeşitli veri paylaşım protokolleri ile tüm bileşenler arasındaki entegrasyon altyapısını sağlamalıyız. Bu da sağlık sektöründeki tüm paydaşların katkılarıyla yapılabilir.
Sağlık sektöründe dijital dönüşüme öncülük ettiğini düşündüğünüz öncü liderlerin/global kuruluşların öne çıkan özellikleri sizce neler?
Öncü dijital liderler iş süreçlerini kurarken biraz çılgın düşünebilen ama aynı oranda da işi yaparken mantıklı olabilen yöneticilerdir. Veri analitiği sağlıkta çok önemlidir. Global kuruluşlar özellikle yapay zekayı veri analitiğine uygulamayı ana hedef haline getirmişlerdir.
Aynı zamanda global kuruluşlar özellikle de ilaç şirketleri Ar-Ge’ye çok büyük bütçeler ayırmaktadırlar. Kişiye özel ilaçlar bu kapsamda düşünülebilir.
Yurt dışında üniversite hastaneleri Derin Öğrenme konusunda araştırmalar yapmaktadırlar. Sağlık konusunda araştırma yaparken güçlü bilgisayarlara ve algoritmalara ihtiyaç duyulduğundan teknoloji şirketleri ile iş birliğine gitmektedirler. Hastanelerimiz de bu iş yapma şeklini kabullenmeli ve buna alışmalılar. Teknoloji şirketleri ile doğrudan temas ediyor olmalılar.
Ar-Ge yapmadan ve de özellikle doğru Ar-Ge yapmadan sağlıkta dijital dönüşümü başaramayız. Sadece teknoloji cihazlarını satın alarak hastaneleri donatmak bizlere hizmet kapsamında belli oranda fayda sağlar. Elimizde veri olmadan hareket etme alanımız çok daralacaktır. Bu nedenle sağlık sektöründeki dijital liderlerin öncelikle “veriyi nasıl toplayabilirim” konusuna odaklanması ve paralelinde “veriden elde ettiğim sonuçlarla hastalara ne fayda sağlayabilirim” diye düşünmeleri gerekir.
Sağlık sektörüne yönelik iş ve iş birlikleriniz, Türkiye’de dijital hastane uygulamalarının yaygınlaşması yönünde sunduğunuz çözümler var mıdır?
CDO Turkey platformu olarak tüm sektörlerde dijital dönüşüm nasıl yapılabilir uğraşısı içindeyiz. Bunun için güzel örnekleri paylaşıyoruz. Platformda yer alan uzmanlarımız aracılığıyla ihtiyaç duyan yöneticilerimizi bir araya getirerek danışmanlık ya da mentorluk çalışmalarına öncülük ediyoruz.
2018 senesi ana konumuz dijital ekosistemlerin kurulması olacak. Bu konunun en çok işleneceğini ve bir şeyler yapılabileceğini düşündüğümüz sektörlerin başında da sağlık ve ilaç sektörü geliyor. Bu kapsamda çalışan teknoloji şirketlerimizle iş birliği halinde olacağız. Yönlendirmelerle gerçek ihtiyaçları öğrenip dijital hastane uygulamalarının ne şekilde ilerlemesi gerektiğini belirleyeceğiz.
CDO Turkey Platformu olarak diğer platformlarla iş birliği yapacağız. Zaten belli platformlarla bu çalışmalara da başladık.
İlaç, medikal endüstri ve hastaneler düşünüldüğünde en süratli teknolojik yenilik, dijital uygulamalar hangi alanda daha sık meydana geliyor?
Teşhis amacıyla geliştirilen tıbbi cihazlarda önemli gelişmeler var çünkü MR çekerken bunu 2 saatte değil de 15 dakikada yapmanız hasta için çok önemli.
Aynı şekilde yerinde muayene için geliştirilen cihazlar ve uygulamalar gittikçe önemini artırıyor çünkü kişinin hastaneye gitmesi bazen çok zahmetli olabiliyor. Özellikle daha basit hastalıkların çözümündeki uygulamalar yerinde tedaviye odaklanmış durumda. Mesela bir Türk tarafından Amerika’da kurulmuş olan Carbon Health uygulaması bunun için iyi örnek.
Kanser hastalarının tedavilerine yönelik çalışmalar hız kazanmış durumda. Burada FMI gibi kurumlar aracılığıyla DNA yapısına özel tedavi protokolleri ön tarafa çıkmaya başladı. Sağlık şirketlerimiz bu konuya dikkat etsinler. Yatırım yapılabilir bir alan bu. Bu konuda istekli şirketlerimiz desteğimizi almak üzere doğrudan bizlerle temas edebilirler.
Aynı şekilde hastalıkları önceden teşhis etmek için vücut içi sensörleri ve buna bağlı yapay zeka programları önümüzdeki dönemin sağlıktaki en önemli başlıkları olacak. Bu daha öncede belirttiğim gibi tamamen veri analitiği ile ilgili bir konu.
Uzaktan ameliyat değerli cerrahların verimliliğini çok artırıyor. 5 -10 sene içerisinde birçok ameliyatın robotlar tarafından yapılacağını öngörüyoruz.
Evde bakım ve ev bakım robotları özellikle yaşlılar ve mağdurlar için önemli bir konu haline geldi.
Kısaca sağlık demek insan demek ve en değerli şeyimizi korumak için sağlıkta dijital dönüşüm kapsamında yapabileceklerimizi sağlık sektörünün tüm bileşenlerinde ve her alanında yapmalıyız.