Sepsis, dünyada yılda 30 milyondan fazla bireyi etkiliyor ve 8 milyona yakın ölüme neden oluyor!
Sepsisten korunma yolları, tedavi yöntemleri ve yoğun bakım ünitelerinin sepsisle mücadelede daha etkin rol ve sorumluluk üstlenmesi amacıyla Türk Dahili ve Cerrahi Bilimler Yoğun Bakım Derneği Yönetim Kurulu üyeleri 8 Eylül Cuma günü Ankara’da basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda ayrıca Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Yoğun Ünitesinde tedavi gören ve yoğun müdahaleler sonucu sepsisten kurtulan bir hastanın, hastalıkla mücadelede ilham veren öyküsü de paylaşıldı.
Hayati risk taşıyan ve yoğun bakım ünitelerinde ölümlerin en önemli sebebi olan sepsise karşı farkındalığı arttırmak amacıyla, her yılın 13 Eylül günü, Dünya Sepsis Günü olarak kabul edilmektedir. Sepsisten korunma yolları, tedavi yöntemleri ve yoğun bakım ünitelerinin sepsisle mücadelede daha etkin rol ve sorumluluk üstlenmesi amacıyla Türk Dahili ve Cerrahi Bilimler Yoğun Bakım Derneği, her yıl kamuoyunu bilgilendirmek üzere çeşitli etkinlikler düzenlemektedir.
Sepsis Nedir?
Sepsis halk arasında kan zehirlenmesi olarak bilinen bir durumdur. Herhangi ağır bir enfeksiyon varlığında vücudun enfeksiyona verdiği savaşın kontrolsüz bir hale gelerek, kişinin kendi organlarına hasar vermesi ile gerçekleşir. Tanınmaz ve acil tedavi edilmez ise birçok organın çalışmamasına ve ölüme neden olabilir.
Günümüzde kalın bağırsak ve meme kanserine bağlı ölümlerin toplamından daha fazla hasta sepsis nedeni ile ölmektedir. Sepsis, dünyada yılda 30 milyondan fazla bireyi etkilemekte ve 8 milyona yakın ölüme neden olmaktadır. Kurtulan hastalarda da engellilik, sakatlık gelişebilmektedir.
Sepsis tüm dünyada giderek artan bir tehdittir ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde sıklığı giderek artmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü Mayıs 2017’de sepsisin önlenmesi, tanınması ve tedavisini küresel bir öncelik olarak kabul etmiştir.
Kimlerde Görülür?
Sepsis yaş, cinsiyet, sosyo-ekonomik durumdan bağımsız olarak herkeste görülebilir. Ancak, özellikle bebek ve ileri yaşlılar, gebeler, ilaç veya hastalıklar nedeniyle bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde görülme riski daha fazladır. Beş – altı yaş ölümlerin %60’ı sepsise bağlıdır ve sepsis anne ölümlerinin de önemli bir nedenidir.
Şunları unutmamak gerekir ki, her enfeksiyon hiç şüphesiz sepsise neden olmaz, çoğu birey enfeksiyonu savunma mekanizmaları ile atlatır. Ancak enfeksiyona bağlı ölümler, enfeksiyonun kendisi değil, sepsise bağlı gerçekleşir ve her türlü enfeksiyon (örneğin zatürree, idrar yolu enfeksiyonu, menenjit, grip, vb.) sepsise neden olabilir.
Ne Zaman Sepsisten Şüphelenilir?
Şu bulgular olduğunda sepsisten kuşkulanılmalıdır: Ateş, titreme gibi enfeksiyon bulguları olan hastada gelişen bilinç değişikliği, kendini çok kötü hissetme veya genel durumun bozulması, nefes darlığı, solunum sayısı ve nabız sayısında artma, tansiyon düşüklüğü.
Bu belirtilerin varlığında kişiler en yakın acil servise başvurmalıdırlar. Hastayı ilk gören hekimler ise hastayı değerlendirip en kısa zamanda bir yoğun bakım ünitesine yatırmalıdırlar.
Sepsis Nerede ve Nasıl Tedavi Edilmelidir?
Sepsis acil olarak tedavi edilmesi gereken, zamana karşı yarışılan bir durumdur. Tedavisinin saatler ve hatta dakikalar içerisinde gerçekleşmesi gerekir. Sepsis hastalığı yoğun bakım uzmanları tarafından izlenip, yönetilmelidir.
Ülkemizde de dünyada olduğu gibi yoğun bakım bir uzmanlık alanıdır.
Tedavide antibiyotik ve sıvı tedavisi en kısa zamanda başlamalıdır. Ancak antibiyotiklerin mutlaka konunun uzmanı hekimler tarafından başlatılması gereklidir, zira gelişi güzel antibiyotik kullanımı antibiyotik direnci gelişimine ve enfeksiyon tedavisinin zorlaşmasına neden olmaktadır.
Organ yetmezliklerinin tedavisi yoğun bakım ünitelerinde yoğun bakım uzmanları tarafından yönetilmelidir.
Sepsis Önlenebilir mi?
Enfeksiyonlar önlenerek ve sepsisle savaşarak her yıl 800 bin ölüm önlenebilir. Bunun için genel hijyen kurallarına uyulması, el hijyeni sağlanması, çocukluk ve erişkin aşılama programlarına uyulması önceliklidir.
Sepsise bağlı ölümlerin en az %10 – 15’i aşılama, hijyenik önlemler, erken tanıma ve hızlı tedavi yöntemleri ile önlenebilir. Hastane kaynaklı enfeksiyonları azaltmak için seferber olunmalıdır.
Ancak sepsis olgularının %50’si hastane dışında geliştiğinden sepsisin tanınması, teşhis ve tedavi çabaları acil servisleri, poliklinikleri ve bakım merkezlerini de kapsamalıdır.
Türk Dahili ve Cerrahi Bilimler Yoğun Bakım Derneği olarak, yükselen bu dalgayı durdurmak ve sepsisten ölümleri azaltmak için ihtiyaç duyulan çözüm politikalarının üretilmesi amacıyla tüm dünyaya ve ulusumuza çağrıda bulunuyoruz.
Sepsisle Mücadelede Mutlu Son: Bir Kurtuluş Hikayesi
“Acil servisler ve birinci basamak sağlık hizmeti sunucularında sepsisin bilinmesi gerekiyor! Yoğun bakım uzmanlarına bir an önce danışılması sepsisin teşhis ve tedavisinde gecikmeleri önleyebilir“
“Hastamızın gelişmiş bir yoğun bakım ünitesinde yoğun bakım uzmanları tarafından izlenmiş olması büyük şans! Türkiye’de yoğun bakım branşı yeni yeni gelişmeye başladı. Zor bir dal, teşvik edilmesi, özendirilmesi, özlük haklarının iyileştirilmesi lazım“
“Türkiye’de yoğun bakım üniteleri, farklı hasta grupları yatırılarak uygun kullanılamayabiliyor ve yatak bulmak zorlaşıyor“
“Hacettepe’de, yoğun bakım uzmanları olarak, tedavide gecikmeyi önlemek için acil servis başta olmak üzere hastanede yatan hastalara rutin vizit yapma kuralı oluşturduk. Bunu kendimiz gönüllü olarak yapıyoruz“
59 yaşında, Ankara’da yaşayan kadın hastamız, alerjik astım dışında ciddi bir hastalığı yok iken, 11 Ağustos tarihinde şiddetli böğür ağrısı nedeniyle bir devlet hastanesine başvuruyor, idrar yolu enfeksiyonu olduğu düşünülüyor ve tetkik tedavileri yapılarak eve gönderiliyor. Şikayetleri geçmeyince tekrar başvuruyor, 1 gün yatırılıp tekrar eve gönderiliyor. Şikayetleri devam edince ve kendisini kötü hissetmesi üzerine 3. kez, bu sefer özel bir hastaneye başvuruyor. Ancak masrafların çok olması nedeniyle Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Servisine gönderiliyor. Acil serviste böbrekteki enfeksiyonun ilerlediği, böbrekte taş olduğu ve idrar yolu sisteminde genişlemeye yol açtığı saptanıyor.
2 Günü Aşkın Süre Kaybedilmiş
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Yoğun Bakım Bilim Dalında görevli yoğun bakım uzmanları olarak kötüleşen hastaları erken dönemde yakalamak için acil servis başta olmak üzere düzenli vizit yaparız. Bu bizim rutinimizdir. O sırada hastamızın artık basit bir idrar yolu enfeksiyonu değil, sepsis tablosunda olduğunu gözleyerek fazla vakit kaybetmeden yoğun bakım ünitesine yatırdık. Aslında dış merkezlerde antibiyotik tedavisi başlanmış olmasına rağmen 2 günü aşkın bir süre kaybedilmiş ve bu süreçte artık kalp, beyin, böbrek fonksiyonlarının olumsuz yönde ilerlediği yani sepsisin çoklu organ yetmezliğine neden olduğunu gözleyerek yoğun bir tedavi süreci başladık.
13 Gün Yoğun Bakım Ünitesinde Kaldı
Hastamız solunum cihazına bağlandı ve böbrek yetmezliğine yönelik sürekli diyaliz tedavisi uygulandı. Gelişmiş monitörlerle hastanın kalbinin de çok zayıfladığını tespit ettik ve kalbin pompalamasını arttırıcı 2 ilaç ile kalp ve organların kan dolaşımını destekledik. Hastanın tansiyonunu uygun değerlerde tutmaya çalıştık. Hemen uygun antibiyotik tedavisi başladık. Böbrekte toplanan enfeksiyonun uzaklaştırılması için girişimsel radyoloji bölümü böbreğe katater taktı ve enfeksiyon boşaltıldı. Yaklaşık 6 gün solunum cihazına, 3 gün diyalize bağlı izlenen hastamızın kalp destekleyici ilaçları da 5. gün sonunda kesildi. Bilinci açıldı. Toplam 13 gün yoğun bakım ünitesinde izlenen hastamız normal yataklı servise devredildi. Burada böbrek taşına yönelik ameliyat planı yapılıyor ve nekahat döneminde izlenmeye devam ediyor.
Sepsiste İlk 4-6 Saat Altın Saatlerdir!
Sepsiste ilk 4-6 saat altın saatler olarak ifade edilir. Bu dönemde antibiyotik yanında kan dolaşımını desteklemek üzere sıvı ve gerekirse kalp destekleyici ilaçların başlanması lazım. Tek başına antibiyotik başlanması yeterli olmayabilir. Eğer hastamızda olduğu gibi bir abse gibi odak varsa bunun da boşaltılması gerekir. Sepsis tedavisi diğer birçok hastalık gibi bir ekip işidir. Hastamızda girişimsel radyoloji bölümümüzün erken ve uygun müdahalesi çok yararlı oldu. Hastamızın 2 gün gibi sürede 3 merkez dolaşması çok ağırlaşmasına neden oldu. İlk 4-6 saatte tanı, tedavi uygun olursa ölüm ve kötü sonuç riski azalıyor. Hastamızda, gecikme nedeniyle yoğun bakıma yattığı dönemde ölüm riski %50’ye yükselmişti. Burada önemli hususlardan biri, antibiyotiklerin gelişi güzel kullanılmaması gerektiğidir; mutlaka enfeksiyon tanısına yönelik tetkikler yapılmalıdır.
Sepsis Acil Serviste ve Birinci Basamakta da Bilinmelidir
Bu hastaların yoğun bakım uzmanlarına bir an önce danışılması bu gecikmeleri önleyebilir. Bu nedenle acil ve birinci basamakta da sepsisin bilinmesi lazım. Biz gecikmeleri önlemek için Hacettepe’de yoğun bakım uzmanları olarak acil başta olmak üzere hastanede yatan hastalara rutin vizit yapma kuralı oluşturduk. Bunu kendimiz gönüllü olarak yapıyoruz. Tek amacımız kritik hastaları erken yakalamak. Bunun yapılamayacağı durumlar, yetişemeyeceğimiz zamanlar olabilir. Bu nedenle erken yoğun bakım konsültasyonu önemli.
Kritik Hastalıkları Yoğun Bakım Uzmanları İzlemelidir
Yoğun bakım uzmanlığı son derece kritik bir alandır. Bu hastanın gelişmiş bir yoğun bakım ünitesinde yoğun bakım uzmanları tarafından izlenmiş olması büyük şans. Ama Türkiye’de yoğun bakım branşı yeni yeni gelişmeye başladı. Akademik ve bilimsel anlamda geliştirilmesi lazım. Zor bir dal, teşvik edilmesi, özendirilmesi, özlük haklarının iyileştirilmesi lazım. Kritik hastalıklar yoğun bakım uzmanları tarafından izlenmelidir.
Yoğun Bakımda Yatak Bulmak Zorlaşıyor
Öte yandan Türkiye’de yoğun bakım üniteleri, farklı hasta grupları yatırılarak uygun kullanılamayabiliyor ve yatak bulmak zorlaşıyor. Türkiye’de Sağlık Bakanlığımız ile yoğun bakım uzmanlık derneklerinin yoğun bakımlardaki yatak planlaması konusunda işbirliği içerisinde çalışması gerekmektedir.