Tıbbi cihaz ve malzeme sektörü içinde bulunduğu finansal krize çözüm arıyor! Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde 9 ayı, üniversite hastanelerinde ise 24 ayı bulan ödeme vadesi dolayısıyla sektörde firma sayısında erime ve ürün çeşitliliğinde daralma yaşadığı ifade ediliyor.
ARTED (Araştırmacı Tıp Teknolojileri Üreticileri Derneği), SADER (Sağlık Gereçleri Üreticileri ve Temsilcileri Derneği), SEİS (Türkiye Sağlık Endüstrisi İşverenleri Sendikası) ve TÜMDEF (Tüm Tıbbi Cihaz Üretici ve Tedarikçi Dernekleri Federasyonu) tarafından oluşturulan Sağlık Endüstrileri Platformu, 27 Ağustos 2019 tarihinde Ankara’da yaptığı basın toplantısında, kamu ve üniversite hastanelerinden ödeme alamadıkları finansal kriz içinde olduklarını ifade etti.
Toplantıya Güneydoğudan ve Egeden de medikal dernek temsilcileri katıldı.
ORDER (Ortopedi ve Omurga Cerrahisi Tıbbi Malzeme İmalatçıları, İthalatçıları ve İhracatçıları Derneği) Başkanı Erkin Delikanlı tarafından yapılan açıklamada, “Kamu ve üniversite hastanelerinde satın alınan tıbbi cihazların ödeme vadeleri makul süreleri aşmıştır; Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde 9 ayı, üniversite hastanelerinde ise 24 ayı bulmaktadır” denildi.
Erkin Delikanlı, şöyle konuştu:
“Geçen 12 yıl içinde hastanelerin diğer masraf kalemlerine (elektrik, su, doğalgaz ödemeleri; personel ücretleri ve SGK primleri; temizlik, ulaşım, yemek giderleri, mefruşat ve bakım-onarım vb.) bakıldığında kur, enflasyon, asgari ücret artışları oranında fiyat düzenlemesine gidilmeyen tek satın alma kalemini tıbbi cihazlar oluşturmaktadır. Hastaneler, sağlık hizmeti sunmak için kullandıkları tıbbi cihazların ödemelerini yapmak yerine, aldıkları yan hizmetlerin (bakım-onarım, temizlik, yemek vb.) ödemelerini daha önce yapmaktadır. Hem ödemedeki gecikmeler hem de finansal araçlara ulaşma imkanımızın kalmaması sektörümüzü çıkılmaz bir darboğaza sokmaktadır.
SUT İlk Kez 2007’de Yayımlandı
Satın alınan tıbbi cihaz fiyatları Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) ile belirlenmektedir. SUT’un ilk kez yayımlandığı 2007 yılında tıbbi cihaz fiyatları belirlenirken dolar kuru 1,32 TL idi. O günden bugüne dolar kuru 4.5 kat artarken, kümülatif enflasyon %196 olarak gerçekleşmiştir. Ve o günden bugüne tıbbi cihaz ve hizmet ödemelerinde sistematik bir düzenleme, güncelleme yapılmamıştır.
Firma Sayısı Her Geçen Gün Azalıyor
Güncellenmeyen SUT fiyatları ve hastanelerin ödeme vadelerinde yaşanan gecikmeler sebebiyle;
- Düşük fiyatlar ve geç ödeme politikası dolayısıyla küçülen ya da faaliyetlerini durdurmak zorunda kalan firma sayısı her geçen gün artmakta ve uzun eğitimlerden geçerek yetişen, konusunda deneyimli ve yetkin sektör çalışanları işsiz kalmakta,
- Bayilik sisteminin sürdürülmesi mümkün olmadığından bazı ürün gruplarında büyük şehirler dışında hizmet götürülememekte,
- Satılan ürünler ya yerine konulamamakta ya da üretilememekte,
- Oluşan tıbbi cihaz açığını kapatmak için hastaneler ve sağlık çalışanları, kalitesinden emin olunmayan veya klinik açıdan yeterince deneyimlenmemiş tıbbi cihazları kullanma yoluna gitmeye mecbur kalmakta,
- Yaşanan tedarik sıkıntıları nedeniyle hastalara tanı konulamamakta, tedavileri tam ve zamanında yapılamamakta,
- Bulunabilen ürünlerde bedellerinin tamamı Kurum tarafından karşılanması gerekirken, hastalar ancak cepten ödeme yaparak ürün temin etmek zorunda kalmaktadır.
Öncelikli Tıbbi Cihaz ve Malzemeler Neler?
Yaraları saran sargı bezi; kalbi attıran kalp pili, yetmezliği çözen kalp kapakları, tıkalı damarları açan kateter, balon, stent, kalp nakli için zaman kazandıran yapay kalp destek cihazları; bebek, çocuk ve erişkin sonda ve idrar torbaları; hastalıklara tanı koyduran laboratuvar testleri, numune alınan enjektör ve tüpler; yara bakım ürünleri; MR, tomografi, ultrason gibi görüntüleme cihazları; aktif hayata döndüren diz ve kalça protezleri, diyaliz makineleri, beyin ve ağrı pilleri; şeker hastalarının takibini yapan şeker ölçüm cihazları ve çubukları; insülin enjeksiyonu yapılmasını mümkün kılan kalem ve iğne uçları; kapalı ve laparoskopik tüm cerrahilerde kullanılan el aletleri, kesikleri kapatan sütürler, hasta başı monitörler, ameliyat sonrası yoğun bakımda bağlanılan cihazlar tıbbi cihazdır.”
Hastaneler Daha Düşük Kaliteli Ürün Alıyor
Toplantıda; tedarik sorununun aynı zamanda; ürün çeşitliliğinin azalması, giderek daha az sayıda firmanın ayakta kalması, ürün kalitesinin düşmesi, hastanelerin daha düşük kaliteli ürünleri satın almak zorunda kalması gibi yan sorunları da beraberinde getirdiği ifade edildi. Son iki senede ihaleye giren firma sayısının yüzde 65 – 75 aralığında azaldığı ve giderek daha az sayıda firmanın daha az ürünle ve daha az rekabetçi ortamda varlık göstermeye çalıştığı kaydedildi.
8 Bin Firma Kapandı
SEİS Başkanı Metin Demir ise aldığı bilgilere göre 8 bin firmanın kapandığını ifade etti. “Sektörde erime olduğu ortada” diye konuşan Demir şöyle devam etti:
“Tıbbi cihaz sektörüne baktığımızda; 150 milyar liralık sağlık pazarının yüzde 7-8’idir. Bu aslında çok küçük bir oran. Demem o ki bu sektörün sorunlarını çözecek rakamlar o kadar devasa değil! Üniversitelerin zaten 2 seneye varan ödemeleri oluyordu ama Sağlık Bakanlığı hastaneleri düzenli ödeme yaptığı için firmalar hayatını bir şekilde sürdürülebiliyordu. Sağlık Bakanlığı da ödemelerini bu sene aksatmaya başladı ve sektör Haziran ayında ödeme alamadı. Temmuzda da alamadı. Ağustosta can suyu alarak varlığını sürdürmeye çalışıyor.
“Bankadan Kredi Kullanamıyorsunuz”
Ekonomik krizin olduğu ülkemizde bankalar tarafında da zorluklar var; paranızı alamıyorsunuz bankadan kredi kullanamıyorsunuz, kaynaklar sınırlı.
Bugüne kadar hizmetin hala veriliyor olması, tıbbi cihaz sektörünün, kendi kaynakları, evi, arabası, tarlası ve var olan tüm finansal enstrümanlarını harekete geçirerek sisteme enjekte etmesiyle mümkün oldu. Yoksa hiç bir sektörde bu kadar geriden gelinmez.
“Bu Toplantıları Ayda Bir Yapacağız”
Sorunlarımız çözülene kadar bu toplantıları ayda bir yapmayı planlıyoruz. Muhataplarımızla birlikte haftalık bir çalışma yapsak bu sorunlarımızı çözebileceğimize inanıyorum fakat şu anki iletişimsizliği aşmak zorundayız.”
Firmalar İhalelere Katılamıyor!
Toplantıda ayrıca, ihaleye katılamayan firmaların arttığına dikkat çekildi ve durum şu ifadelerle anlatıldı:
“Siyami Ersek Hastanesinin ihalesine birkaç sene önce yaklaşık 150 firma girerken bugün aynı ihaleye 25 – 30 firmadan daha fazlası girmiyor. Aynı şey İzmir İl Sağlık Müdürlüğünün düzenlediği ihalede de görülebilir. Birkaç sene önce, ülkenin her tarafından firmalar bu ihaleye teklif verirlerken bugün 20-25 firma teklif verebildi. Bu durum, geri kalan firmaların ya artık hayatlarını sürdürmediği ya da teklif verecek cesaretlerini olmadığını gösterir.”
“Herhangi bir Yaptırım Yok!”
ARTED başkanı Umut Gökalp de, “Tıbbi cihaz sektöründe belirsizlik bir diğer sorunlu konu! Maalesef önümüzü göremiyoruz. Vadesi dolduğu halde yapılmayan ödemeye karşı herhangi bir yaptırım yok. uzun vadede sürdürülebilir bir sistem yok fakat hızla oluşturulmak zorunda.
“Bir Adım Öteye Geçmek İstiyoruz”
SADER Başkanı Tansu Halıcı ise, “Platform olarak 2 yıldır varlık gösteriyoruz. Finansla sorunları aşmak ve bir adım öteye geçmek istiyoruz. Yerli üretim konusunu tartışmak istiyoruz. Problem daha da büyümeden çözümlenmelidir. Şöyle ifade edeyim; bizler kamu bankaları ile çalışıyoruz ve bankaların bilançomuzda gördükleri, kamu hastanelerinden alacaklarımız dolayısıyla, negatif olarak değerlendiriliyor” diye konuştu.
“Ödeme, Vicdan ve Keyfiyet Konusu Değildir!”
MASSİAD (Marmara Tıbbi Cihaz Üreticileri ve Tedarikçileri Derneği) Başkanı Mahmut Cumbul ise, “Ödeme konusunun vicdan ve keyfiyet konusu olmaktan çıkartılmasını yasal güvence sistemine dönüşmesini istiyoruz. Dünyada bunun örnekleri var. Biz her dönem ricacı olan, parasını alacak mı alamayacak mı diyen bir sektörün ülkeye de kendisine de yararlı olamayacağına inanıyoruz. Geri ödeme sisteminin otomatik bir mekanizmayla sürekli güncellenen bir hal almasını ve ödemenin de yasal güvenceye alınmasını talep ediyoruz” dedi.
“Türkiye’nin en iyi izlenebilir sektörüyüz”
TÜMDEF Başkanı Kemal Yaz ise, “Tıbbi cihaz, kayıt altında olan Türkiye’nin en iyi izlenebilir sektörü. Şehir hastaneleri projelerinde bu sektörü çok daha iyi bir hale getirebilirdik aslında ama geç kaldık. Yerel ve yerelleşme denildiği halde daha kötü bir hale gidiyoruz” diye konuştu.