“TÜİK verilerine göre cepten sağlık harcamaları 2017 yılına kıyasla 2018’de %19,4 artarak 28,7 milyar TL’ye ulaşmıştır. Özel ve tamamlayıcı sağlık sigortası, hane halkının sağlık giderleri için yapacağı cepten harcamalardan tasarruf sağlayacaktır”
“Tamamlayıcı sağlık sigortasının poliçe yenilemelerinde – pazar potansiyeli ne olursa olsun – aşırı prim artışına sebep olmayacak, yenileme oranlarını başarılı seviyede tutacak bir fiyatlandırma gereklidir”
Türkiye Sigorta Birliği, klinikiletişim dergisinin sorularını yanıtladı.
Tamamlayıcı sağlık sigortası size göre sürdürülebilir bir uygulama mı?
Ülkemizde 2014 yılında başlayan tamamlayıcı sağlık sigortası, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından kapsama alınmayan, kapsama alındığı halde kısmen karşılanan, başka bir ifadeyle ilave ücret ödemesi yapılan ya da bireylerin daha yüksek standartlarda sağlık hizmeti talep ettiği durumlarda devreye giren bir özel sağlık sigortası türüdür.
Sağladığı teminatlar ve uygun prim avantajı sebebiyle tamamlayıcı sağlık sigortası, kurumsal sigortalılar ve çok üyeli sivil toplum kuruluşları tarafından yoğun bir şekilde talep edilmektedir ve 2019 yılı itibarıyla tamamlayıcı sağlık sigortalı sayısı 1 milyonu aşmıştır.
Sigortalılar tarafındaki bu yoğun ilgi, sigorta şirketlerinin de bu ürüne karşı satış motivasyonlarını artırmıştır. Bu durum tamamlayıcı sağlık sigortasının gelişimi için olumlu olmasına karşın beraberinde bazı riskler de getirmektedir. Tüm branşlarda olduğu gibi tamamlayıcı sağlık sigortasında da pazar potansiyeli ne olursa olsun sürdürülebilir gelişim için poliçe yenilemelerinde aşırı prim artışına sebep olmayacak, yenileme oranlarını başarılı seviyede tutacak bir fiyatlandırma ve ürün sunumuyla ilerlenmesi gerektiği düşünülmektedir.
Genel Sağlık Sigortasının sürdürülebilirliği düşünüldüğünde tamamlayıcı sağlık sigortacılığının önemine ilişkin neler söyleyebilirsiniz?
Ülkemizde sağlık harcamaları; kronik hastalıklar, hızlı gelişen buna karşılık pahalılaşan teknoloji, giderek yaşlanan nüfus, hizmete kolay erişim gibi sebeplerle sürekli bir artış içerisindedir. Bu kapsamda, genel sağlık sigortası kamu için önemli bir maliyettir.
Sağlık ekosisteminde finansal sürdürülebilirlik için sigorta sektörü oldukça büyük önem taşımaktadır. 2018 yılında özel sağlık sigorta şirketlerince üstlenilen 4,3 milyar TL tazminat ile kamunun üstleneceği tazminatın bir kısmı sigorta sektörüne devredilmiştir. Ayrıca, sigorta sektörü tazminat ödeyerek sağlığın finansmanına katkı sağlamak yanında sağlık ekosisteminde kamuya önemli bir destek sağlayan özel sağlık kurumlarının sürdürülebilirliğine de yaşamsal destek vermektedir. Nitekim, özel hastane ve özel sağlık kurum gelirleri içerisinde sağlık sigortası sektörünün payı %25’e ulaşmıştır.
Kamu da özel sağlık sigortacılığının sağlığın finansmanındaki rolünün farkındadır ve bu nedenle gerek 10. Kalkınma Planında gerekse 11. Kalkınma Planında tamamlayıcı sağlık sigortalarının geliştirilmesine yönelik hedef ve politikalar belirlenmiştir. Birliğimiz de kamu kurum ve kuruluşları ve meslek örgütleri nezdinde sağlık sigortalarının geliştirilmesine ilişkin faaliyetlerine devam etmektedir.
Katılım payının tamamlayıcı sağlık sigortası kapsamına alınması konusundaki düşünceleriniz nasıl
Katılım payı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek için, genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü olduğu kişiler tarafından ödenecek tutarı ifade etmektedir ve ilgili Kanun’un 98’inci maddesi hükmü gereğince katılım payları, özel sigorta şirketleri tarafından teminat veya ödeme konusu yapılamamaktadır.
Sağlık harcamalarının sürdürülebilirliği göz önünde tutulduğunda, cepten ödemelerin ikinci sigorta güvencesine kavuşturulması hakkında neler söylersiniz?
Sağlık harcamalarının finansmanı genel olarak vergiler, sosyal sigortalar, cepten ödemeler yoluyla karşılanmakta; özel sağlık sigortaları sosyal sigortaları tamamlayıcı faaliyet göstermekte ve sosyal sigortalar ile birlikte SGK tarafından yapılacak sağlık giderleri için finansman oluşturmaktadır. Bu noktada, özel sağlık sigortası ürünleri, sosyal güvenlik sistemi üzerindeki yükün paylaşılmasını sağlayan ürünlerdir.
TÜİK verilerine göre cepten sağlık harcamaları 2017 yılına kıyasla 2018’de %19,4 artarak 28,7 milyar TL’ye ulaşmış; cepten sağlık harcamalarının cari sağlık harcamaları içindeki payı da %17,4’den %17,5’e yükselmiştir.
Özel sağlık sigortası ve tamamlayıcı sağlık sigortası ile hane halkının sağlık giderleri için yapacağı cepten harcamalardan tasarruf ile yurt içi tasarrufların arttırılmasına yardımcı olmakta, çifte kontrol ile sağlık sektöründe suiistimalin önlenmesine ve yine sağlık sektöründeki kayıt dışı cepten ödemelerin engellenerek vergilendirilmesi konusunda da katkı sağlamaktadır.
Tamamlayıcı sağlık sigortacılığı uygulamalarında dünyadaki iyi uygulama örnekleri sizce hangileridir?
Ülkemizde olduğu gibi gelişmiş ülkeler de de, nüfus ve içerik olarak kapsamın genişliği ile dikkat çeken sosyal güvenlik sisteminin finansmanına yönelik artan baskı ile çeşitli şekillerde mücadele edilmektedir. Katılım payı uygulamaları geliştirilerek sağlık hizmetlerinin gereksiz kullanımının önüne geçilmeye çalışılmakta, sevk zinciri uygulaması desteklenerek birinci basamak tedavi oranı ve başarısı yükseltilmeye çalışılmaktadır. Katılım payı ve sevk zinciri uygulamalarının yanı sıra finansmanın ve risklerin devlet ile özel sektör arasında paylaşılmasına olanak sağlayan tamamlayıcı ve destekleyici özel sağlık sigortaları da değişik formatlarda birçok ülkede uygulanmaktadır. İsteğe bağlı özel sağlık sigortasının nüfusu kapsama oranları ülkeler arasında farklılık gösterirken kapsayıcılık açısından en iyi uygulama örneği %95 ile Fransa’dadır.