SGK verilerine göre, Türkiye ortalamasının yaklaşık yüzde 9,7’si (7.7 milyon kişi) diyabetli. 2016’da yeni hasta sayısı 700 bin barajını geçti. Bu da toplam hasta sayısının yaklaşık yüzde 9’u oluyor 

Diyabetli hastaların yaklaşık yüzde 80’i 45 yaş üzeri kişilerden oluşuyor. İlk tanı aldıkları yaşlarına göre hastaların yüzde 4’ü, yani 316 bin hasta, tip 1 diyabetli

SGK MEDULA’ya ek olarak ulusal klinik kayıt sistemi oluşturmayı planlıyor. Şu anda MEDULA sisteminde hasta kayıtları tutuluyor fakat verilerin güvenilirliği tartışmalı çünkü hastaneler tanı konusunda hatalı ve yanlış tanı girişler yapabiliyor 

Dünya Diyabet Federasyonu 2015 verilerine göre 415 milyon diyabet hastası var; 2040 yılında bu rakamın 642 milyon olacağı öngörülüyor

Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK), 2017 ajandasında öne çıkan başlıklar arasında diyabet geniş yer tutuyor. Diyabet yönetimi yanısıra hipertansiyon, neonatoloji, kalp krizi yönetimi konusunda da Kurum, ulusal kayıt sistemi geliştirmeyi planlıyor. Kurum, önümüzdeki süreçte, ulusal klinik kayıt sistemi oluşturmayı planlıyor. Bazı spesifik hastalıklarda MEDULA’ya ek olarak planlanan kayıt sistemiyle kronik hastalıklarda komplikasyonların kontrolü ve hastalığın ilerleyişinin yavaşlatılması hedefleniyor.

Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dernekleri Federasyonu (SADEFE) tarafından Ankara’da düzenlenen Diyabet Yönetimi Sempozyumunda konuşan SGK Başkan Yardımcısı Dr. Orhan Koç, ulusal kayıt sistemine ilişkin yürütülen çalışmalar hakkında kısaca bilgi verdi. Dr. Koç, geri ödeme kurumu olarak maliyetleri değil ama faydayı önemsediklerini belirterek diyabet kontrolüne yönelik çalıştıklarını ifade etti.

Dr. Koç, “Bu anlamda diyabetle ilgili cerrahi prosedürlerin de yeniden gözden geçirileceğini belirtmeliyim. Sempozyumun sonuç raporu itibariyle de geri ödeme kurumu olarak kendimizi regüle edeceğimizi düşünüyorum” diye konuştu.

SGK Genel Sağlık Sigortası Genel Müdür V. Gazi Alataş da, “Diyabet üzerinde çalıştığımız bir konu; uygulamada bazı sıkıntılar olduğunu biliyoruz. Tip1 diyabetin kendine özel ve daha geniş kitleleri ilgilendiren sorunları var. Tüm bunlara yeni bir açılım getirmek istiyoruz” dedi.

SGK Verileri Ne Diyor?

SGK Risk Yönetimi Daire Başkanlığından Özgür Sezer de diyabetin ekonomisine ilişkin bilgiler verdi. Sezer, sunumundaki istatistiksel verilere ilişkin yaptıkları çalışmayı şöyle anlattı:

“1.basamakta gerçekleşen hasta başvurularının tanıları veri tabanımızda bulunmuyor ancak bu hastalara reçete yazıldıysa reçete bilgileri SGK’nın veri tabanında bulunmaktadır. Hastane başvurularında en az 2 başvuruda diyabet tanısı almış hastalar ve diyabet tanısı almış hastalar ile 1.basamak sağlık kuruluşlarında yazılan reçetelerde insülin veya oral antidiyabetik ilaçlar alan hastaları verilerde baz aldık ve onun üzerinde çalışma yaptık.” 

Nüfusun Yüzde 10’u Diyabet Hastası

Sezer, sunumunda şu bilgileri verdi:

“Sistemimize göre Türkiye ortalamasının yaklaşık yüzde 9,7’si (7.7 milyon kişi) diyabetli. 316 bin hastada tip1 diyabet olduğunu düşünüyoruz.

2016’da yeni hasta sayısının 700 bin barajını geçtiğini görüyoruz. Bu da toplam hasta sayısının yaklaşık yüzde 9’u oluyor. Her sene 100 binin üzerinde diyabetli hasta hayatını kaybediyor, bunun sebeplerini araştırmadık. Hasta sayılarında yüzde 8’lik bir artışın olduğunu görüyoruz.

Hastaların yüzde 63’ü kadın, yüzde 37’si erkek… Geçmiş yıllarda da benzer oranlar var. SGK perspektifinden baktığımızda kadın hasta hastaneye daha fazla ve daha sık başvuruyor.

“Toplumumuzun Dörtte Biri Diyabetli”

Prevalans oranlarına baktığımızda 2015’te 9.2 lik bir prevalans (100’de) gözüküyor, insidans (1000’de) olarak da 8,3’lük bir oran var. Bu, tüm yaş grupları ve tüm hastalar için geçerli olan bir prevelans değeri.

45 yaş üzerine bakıldığında toplumumuzun dörtte biri diyabetli. Bu ciddi bir oran… Yaşlanmakta olan genç nüfusa sahibiz. İlerleyen süreçte kronik hastalıkların getireceği bütçeler, komplikasyonlar düşüldüğünde geleceğe yönelik tedbirler alınması gerektiği gözleniyor.

Diyabetli hastaların yaklaşık yüzde 80’i 45 yaş üzeri kişilerden oluşuyor. İlk tanı aldıkları yaşlarına göre hastaların yüzde 4’ ünün yani 316 bin hastanın tip 1 diyabetli olduğunu düşünüyoruz. Yaş dağılımları 2012’den 2016’ya kadar aşağı yukarı aynı değerlerde seyrediyor.

Hastaların nüfusa kayıtlı olduğu il bilgileri de veri tabanımızda bulunuyor; sırasıyla Karadeniz, iç Anadolu, Marmara, Ege, Akdeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi geliyor.

Hastaneler Hatalı Tanı Girişi Yapıyor

Maliyet ve bütçe hesaplamalarımızda; diyabet tanısı almış hastaların başvurularında diyabet tanısı varsa o başvuruyu maliyet hesabımıza dahil ettik ama başka sebeple veya şikayetle hasta hastaneye başvurduysa o maliyet hesaplamalarımıza dahil olmadı. MEDULA sisteminde hasta kayıtlarını tutuyoruz ama hastanelerden tanı konusunda hatalı ve yanlış tanı girişlerinin yapıldığını görüyoruz. Diyabetik ayak üzerine kaç hasta var diye baktığımızda hastaların bir kısmının geçmişte hiç diyabet tanısı almadığını gördük. Eczane kısmındaki hesaplamalarda da primer diyabet tedavisi ilaçlarını referans aldık. 

Yüzde 5’lik Oran Komplikasyonlara Harcanıyor

Hastane maliyet hesaplarına baktığımızda 2015 yılı SGK’ya faturalanan tutarın yaklaşık yüzde 4’ü riskli hasta tanımının olduğu başvurular oldu bu da 1.5 milyar TL’lik bütçe çıkartıyor. Bunun dörtte biri malzeme ve ilaç tutarı oluyor ve biz daha çok daha çok yan tedaviler, yardımcı tedaviler ve komplikasyon tedavilerine para harcıyoruz.

2015 yılı SGK reçete fatura tutarlarının yaklaşık yüzde 7,5’inin ATC kodu A10 grubuna harcandığını görüyoruz. 2016 itibariyle, komplikasyon maliyetlerine baktığımız zaman başvuru başına en fazla tutara artropatinin sahip olduğunu karşımıza çıkıyor. Ardından nefropati ve periferik dolaşım komplikasyonların geldiğini görüyoruz.

Diyabete harcadığımız toplam paranın yüzde 5’ini komplikasyonlara harcıyor gibi gözüküyoruz.

Dünyada 415 Milyon Diyabet Hastası Var

Dünyada diyabetin durumuna ilişkin bilgi veren Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrin ve Metabolizma Kliniği Eğitim ve İdari Sorumlusu Prof. Dr. Serdar Güler, şunları kaydetti:

“Dünya Diyabet Federasyonu 2015 verilerine göre 415 milyon diyabet hastası var; Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 2040 yılında bu rakamın 642 milyon olacağı öngörülüyor. Yani, 2015 yılında 11 yetişkinden biri diyabetliyken 2040’ta 10 yetişkinden biri diyabetli olacak. Erkek ve kadınların oranları Türkiye’de diğer ülkelere göre daha farklıyken, dünya ortalamasında yüzde 10’luk bir fark sözkonusu ki bunun büyük fark olduğu söylenemez. Kentsel ve kırsal oranlara bakıldığında Türkiye’de fazla bir fark yokken dünya ortalamasında fark olduğu göze çarpıyor.”