GE Sağlık, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik darboğazda sağlık sektörünü nelerin beklediği konusunda İstanbul’da tüm gün süren bir yuvarlak masa toplantısı yaptı.

GE Sağlık Türkiye Genel Müdürü Yelda Ulu Colin’in yuvarlak masa tartışma sonuçlarını aktardığı toplantıda GE Sağlık Gelişmekte Olan Pazarlar Başkan ve CEO’su Maher Abouzeid ve Ekonomist Cevdet Akçay da sunum yaptı.

Tartışma konularını hizmet alımları, kamu-özel ortaklığıyla şehir hastaneleri projeleri, kamu yatırımları, özel sağlık yatırımları ve finansman oluşturdu.

Türkiye’de 1948’ten beri faaliyet gösteren GE’nin, sadece sağlık alanında değil havacılık, enerji, taşımacılık alanında da yatırımları sözkonusu. GE Sağlık Türkiye Genel Müdürü Yelda Ulu Colin’in verdiği bilgilere göre, Türkiye’de 6 milyon GE teknolojisi kullanılıyor. Görüntüleme sistemleri ile yılda 3 milyondan fazla tetkik yapılıyor. Yaklaşık 50 binden fazla GE cihazında yapay zeka entegrasyonu mevcut. GE’nin yatırım yaptığı önemli alanlardan biri de yaşam bilimleri denilen biyolojik ilaç üretimine altyapı sağlayan teknoloji cihazları.

GE Sağlık; 1896’da ilk röntgen cihazını, 1966’da ilk mamografi cihazı, 1978’de ilk bilgisayarlı tomografi cihazını, 1983’te MR cihazı ve 2006’da ilk PET-BT cihazını piyasaya sundu.

Türkiye’de akademik sahada kurulan ilk PET MR cihazı 2015’te Gazi Üniversitesinde GE Sağlık tarafından kuruldu. Türkiye’de 4 PET MR cihazı kurulu ve çalışıyor, bunlardan 3 tanesi GE cihazları. Gazi’yi takip eden Cerrahpaşa Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi oldu.

Türkiye’de ilk sistematik doz optimizasyonu projesi de, 2015’te İstanbul Anadolu Kuzey Kamu Hastaneleri Birliğinde AFFIDEA ile birlikte gerçekleştirildi.

PPP Projelerinde Yatırımcı GE

GE Sağlık, Kamu-Özel Ortaklığı (KÖİ – PPP) modeliyle yapılan Mersin ve Bilkent Şehir Hastanelerinde teknolojik çözüm ortağı olarak 2016’da CCN Holding tarafından seçildi. Sadece teknolojik çözüm ortağı olarak değil yurtdışı finansman kaynağı olarak rol oynayan GE, GAMA ve Türkerler ortaklığı ile yapılan İzmir ve Kocaeli şehir hastaneleri projelerine de yatırımcı olduk.

Sadece radyoloji, kardiyoloji, nükleer tıp alanında değil yoğun bakım kliniklerinde ve ameliyathanelerde kullanılan birçok cihazı üreten geniş portföye sahip.

 “Türkiye’de Yatırımlarımıza Devam Edeceğiz”

GE Sağlık Gelişmekte Olan Pazarlar Başkan ve CEO’su Maher Abouzeid, uzun soluklu çözüm ortağı olarak Türkiye’de bulunduklarını ifade ederek, “1948’den beri Türkiye pazarındayız. Önümüzdeki süreçte yapay zekalı cihazların öğrenme kapasiteleri artacak ve bu sektörde büyük sıçramalara neden olacak. Dolayısıyla yapay zeka çok daha yoğun kullanılacak. Bizler Türkiye’de yatırımlarımıza devam edeceğiz” diye konuştu.

Bıçak Sırtı Sorular ve Cevaplar Neler?

20 kişilik bir grup içinde yapılan ve GE Sağlık Türkiye Genel Müdürü Yelda Ulu Colin tarafından sunulan yuvarlak masa toplantısı soruları ve öne çıkan yanıtları şöyle:

Sağlık yönetimi için dijitalizasyon ve yeni teknolojik gelişmeler alanında en çok ihtiyaç duyulan inovasyon hangisidir?
Büyük veri yönetimi, yapay zeka, sanal gerçeklik, kişiye özel sağlık çözümleri ve blockchain seçenekleri arasından, katılımcıların çoğu (yüzde 43) kişiye özel sağlık çözümleri seçeneğini tercih etti.

Sağlık hakkında bilinçlenmenin artmasıyla birlikte hastalar hangi alanda daha çok söz sahibi oluyorlar?Hastane seçimi, doktor seçimi, ekipman seçimi ve diğer seçenekleri arasından, katılımcıların çoğu (Yüzde 41) tedavi seçimi seçeneğini tercih etti. Doktor seçimi ikinci sırada (yüzde 32) yer aldı.

Cihaz üreticilerini birbirinden ayıran en önemli kriter sizce hangisidir?
Teknoloji üstünlüğü, marka prestiji, servis kalitesi, geniş cihaz portföyü, personel yetkinliği, fiyat avantajı, ihtiyaca özel klinik, finansal ve operasyonel çözüm kabiliyeti seçenekleri arasından katılımcıalrın çoğu (yüzde 48) ihtiyaca özel klinik, finansal ve operasyonel çözüm kabiliyeti seçeneğini tercih etti. İkinci sırada (yüzde 24 oyla) teknoloji üstünlüğü seçeneği yer aldı.

Sağlık teknolojisi seçiminizde en çok neye dikkat ediyorsunuz?
Yatırım geri dönüş hızı, toplam sahip olma maliyeti, klinik/teknolojik üstünlük, doktor/kullanıcı tercihi, uygun finansman çözümü, servis kalitesi, satıcı firmayla ilişkiler seçenekleri arasından, katılımcıların çoğu (yüzde 33) yatırım geri dönüş hızı seçeneğini tercih etti. İkinci sırada (yüzde 19’luk aynı oy oranı ile) toplam sahip olma maliyeti, klinik/teknolojik üstünlük seçenekleri yer aldı.

Yatırımcı gözüyle sağlık pazarındaki en büyük fırsat sizce hangisidir?
KÖİ (kamu-özel ortaklığı – PPP) hastane projeleri, yurtiçi hastane yatırımı, yurtiçi hizmet alımı yatırımı, yurtiçi sağlık işletmeciliği, diğer seçenekleri arasından, katılımcıların çoğu (yüzde 69) yurtdışı sağlık işletmeciliği seçeneğini tercih etti.

Yurtdışı sağlık işletmeciliği alanında yatırımlarınız hangi bölgelerde yoğunlaşıyor?
Kuzey Afrika ülkeleri, Ortadoğu ülkeleri, Doğu Avrupa ülkeleri, Kafkaslar/Rusya/Türki Cumhuriyetler ve yatırım planım yok seçenekleri arasından katılımcıların çoğu ( yüzde 67) yatırım planım yok seçeneğini tercih etti. İkinic sırada (yüzde 25) Kafkaslar/Rusya/Türki Cumhuriyetler seçeneği yer aldı.

Yatırım kararlarınızda faiz oranları mı yoksa döviz kurundaki beklentiler mi daha çok etkili oluyor? Sorusuna verilen yanıtlarda katılımcıların çoğu (yüzde 62) faiz oranları seçeneğini belirledi.

Kur artışının etkileri ne kadar zamanda tolere edilecek?
1 yıldan az, 1 – 2 yıl içinde, 2 yıldan daha uzun, tolere edilemez seçenekleri arasından katılımcıların çoğu (yüzde 62) 2 yıldan daha uzun seçeneğini tercih etti

2019 yılında sağlık sektörü yatırımlarının ne yönde gelişeceğini düşünüyorsunuz? Artacak, 2018 ile aynı kalacak, azalacak, tahmin edemiyorum seçenekleri arasından katılımcıların çoğu (yüzde 85) azalacak seçeneğini belirledi.

2019 yılında hizmet alımlarının ne yönde gelişeceğini düşünüyorsunuz? Artacak, 2018 ile aynı kalacak, azalacak, tahmin edemiyorum seçenekleri arasından katılımcıların çoğu (yüzde 62) azalacak seçeneğini belirledi.

KÖİ projelerinin aynı hızla devam edeceğini öngörüyor musunuz? Sorusuna gelen yanıtlarda katılımcıların çoğu (yüzde 83) hayır yanıtını verdi. Yüzde 17’lik bir dilim de tahmin edemiyorum diye görüş bildirdi.

2019 yılında kamu direkt alımlarının gelişimini nasıl öngörüyorsunuz? Artacak, 2018 ile aynı kalacak, azalacak, tahmin edemiyorum seçenekleri arasından katılımcıların çoğu (yüzde 75) azalacak seçeneğini belirledi.

2019 yılında özel sektör alımlarının gelişimini nasıl öngörüyorsunuz? Artacak, 2018 ile aynı kalacak, azalacak, tahmin edemiyorum seçenekleri arasından katılımcıların çoğu (yüzde 91) azalacak seçeneğini belirledi.

2019 yılında kamu toplu alımlarının gelişimini nasıl öngörüyorsunuz? Artacak, 2018 ile aynı kalacak, azalacak, tahmin edemiyorum seçenekleri arasından katılımcıların çoğu (yüzde 45) tahmin edemiyorum seçeneğini belirledi. İkinci sırada artacak (yüzde 36) seçeneği yer aldı. 

Geçen aylarda yapılan SUT güncellemesinin orta vadede hizmet kalitesine yansımaları nasıl olur? Olumlu, olumsuz, etkisi olmaz, fikrim yok seçenekleri arasından katılımcıların çoğu (Yüzde 91) olumsuz seçeneğini belirledi.

2019 yılında SGK’nın uygulamakta olduğu SUT rakamları ne yönde değişecek? Artacak, azalacak, değişmeyecek, fikrim yok seçenekleri arasından katılımcıların çoğu (yüzde 73) değişmeyecek seçeneğini belirledi.

Önümüzdeki 1 yıllık süreçte özel hastanelerde konsolidasyon bekliyor musunuz? Sorusuna katılımcıların çoğu (yüzde 55) evet diye yanıt verdi. Fikrim yok diye yanıt verenler yüzde 27 ile ikinci sırada yer aldı.

KÖİ’lerin özel hastanelere etkisi ne yönde olacak? Sorusuna katılımcıların çoğu (yüzde 40) olumsuz diye yanıt verdi. Yüzde 30’luk dilim etkisi olmaz derken yüzde 20’lik bir dilim de destekleyici diye yanıt verdi.

Mevcut açılmış olan şehir hastanelerinin sürdürülebilir olacağını düşünüyor musunuz? Sorusuna katılımcıların çoğu (yüzde 50) hayır diye yanıt verdi. Yüzde 40’lük bir dilim hayır diye yanıt verdi. Geri kalan yüzde 10 ise fikrim yok dedi.

Yüksek Büyüme İstiyorsanız Faizi Arttırmanız Lazım

Ekonomist Cevdet Akçay da, sunumunda şunları kaydetti:

“Türkiye 2016’dan beri öyle bir süreçte ki eğer büyümenizi biraz yüksek tutmak istiyorsanız faiz arttırmanız lazım. Bu senenin sonlarında şunu söylüyorum; yine faiz arttırmanız lazım ama bu sefer ortodoks sebeplerden dolayı. Yani ağustos öncesi dönemde faiz arttırmak büyüme için gerekli olan bir şeydi. Artık öyle bir noktaya geldik ki durumu kurtarmak için faiz arttırmamız lazım. Enflasyon daha önce gördüğümüz bir enflasyona benzemiyor.

Merkez Bankasının şunu düşünmesi gerekiyor, acaba faiz indirecek yerim var mı? Bu sizin zor durumda olduğunuzu gösteren bir şey aslında… Merkez Bankası zor durumda!

Modern ekonomiler nasıl çalışıyor? Birinci ayakta sinyalleme var, bunu siyasetçiler ve Merkez Bankası para politikası yapıyor. İkinci ayakta finans piyasaları… Üçüncü ayakta da sektörde mal ve hizmetle uğraşan insanlar var. Yüksek büyüme istiyorsanız faizi arttırmanız lazım.

IMF’yi Neden Karşıma Alıyorum?

Mevcut iktidarın yerinde olsam reklamımı şöyle yaparım: Bu ülke Uluslar arası Para Fonu (IMF) ile 17 stand-by anlaşmasını batırdı. 18 ve 19 başarıyla bitirildi. Bunu bitirebilme potansiyeli bir tek bizde vardı ver bitirebildik. IMF’yi neden karşıma alayım ki, reklamımı IMF ile çalışabilme kapasitesinde olmak üzerine kurardım. Bu çok iyi bir sinyal olurdu; düşünsenize 17 stand-by bitmemiş ve son ikisini başarıyla bitiren bir hükümet var. Bunu neden lanse etmediklerini düşündüğüm zaman ontolojik sıkıntıları olabileceği aklıma geliyor.”