- “Şehir hastaneleri yapımı devam edecek ama şehir içinde butik hastane planlamak durumundayız. Halkın merkezde de ulaşabileceği hastane olmalı, bunu araştırıyoruz”
- “Kamu Hastanelerinin satın alımları için merkezi tedarik sistemi oluşturulacak; ihalelerle alım yapılacak ve bu alımlar için e-market oluşturulacak. Hastanedeki başhekim, hekim neye ihtiyacı varsa e-markete girecek ve seçimini yapacak”
- “Alımlar yılbaşında blok olarak ilan edilecek. Aynı ilan şartnamesiyle yıl içinde parça parça alınacak. Bu mekanizma, yerli üreticinin de pazara girmesini sağlayacak”
- “Üniversite hastanelerinin kalıcı çözüme ihtiyacı var; hem eğitim kurumu olma var hem de sağlık hizmeti sunmak gibi bir yapısı var. Bu ikili yapı birbirine zorluk çıkarmadan birlikte ilerleyebilmeli, bu nedenle yönetişim ilişkisi geliştirilmeli”
- “Sağlık turizmi alanında önemli düzenlemelerimiz olacak. Kaplıcalar yanı sıra yaşlı bakımı alanında çalışmalarımız var ve önümüzdeki günlerde kamuoyuyla paylaşacağız”
- “2018’de bütçe artışımız var, personel açığımızı kapatmaya yönelik gelecek seneye göre daha fazla alım yapacağız”
- “İkinci büyük açığımız; uzman hekim ve yan dal hekimler konusunda… 10 yıl sonra uzman hekim ve yan dal hekim sorunumuz azalacak”
- “Yıpranma payı, emeklilik maaşları düşük, yükselmesi için gayretimiz var, bu müjdeyi vereceğiz, ciddi düzeyde çalışmamız var ama henüz olgunlaşmadı”
Sağlık Bakanı Dr. Ahmet Demircan, Ankara’da sağlık sektöründe görev yapan medya temsilcileri ile Bakanlığın yeni binasında verilen kahvaltılı basın toplantısında bir araya geldi. Hem gündemlerine ilişkin bilgiler verdi hem de soruları yanıtladı.
Türkiye’de hemşire ve hekim açığının kapatılmasına yönelik alınabilecek tedbirlerle başlayan Bakan şunları kaydetti:
“Hekim ve hemşire sayısında OECD ülkeleri ortalamasının altındayız. Sağlık harcamalarımız ve personel sayımız OECD ortalamasının altında olmasına rağmen sağlık hizmetlerinde memnuniyet verici bir performansımız var. Gelecek yıl, bütçemizde genişleme sağlanırsa personel alımımızı daha ileri taşımak istiyoruz.
Sağlıkta da Tek Merkezden Yönetim
Sağlık hizmetlerimizde üç başlılık hakimdi… Kamu hastaneleri, halk sağlığı ve sağlık müdürlüğünün ayrı ayrı yönetim binaları vardı, verimli değildi. Parlamenter sistemde bile iki başlılığı kaldırdık, bir arabanın tek şoförü olur, Anayasayı değiştirdik. Bakanlıktaki bu değişiklik de Anayasadaki bu değişikliğe benzer. Tek başlı yani sağlık hizmetlerinin tek merkezden yönetimini sağladık. Atamalar sürecindeyiz, 2 aya kadar atamaları yapacağız, belirlemeler yapıldı.
Yeni Gündemimiz; Yaşlı Bakımı
Sağlık hizmetleri dönüşümü tamamladı ama sağlıkta dinamik bir yapımız var; şimdi ikinci döneme giriyoruz; kalite ve sürdürülebilirlik gündem konularımız. Yeni mekanları oluşturmaya başladık, yatırımlarımızla mekan sorunu çözülüyor. Şehir hastaneleri, standardın yukarı çekilmesidir; Türkiye’nin vizyon projeleridir; devlet hastanelerimiz de yüzde doksan oranında yenilendi. Deprem hadisesinde en önemli mekanlardan biri sağlık tesisleridir. Önümüzdeki süreçte tamamlanacaklar.
Sağlık turizmi alanında önemli düzenlemelerimiz olacak. Kaplıcalar yanı sıra yaşlı bakımı alanında çalışmalarımız var ve önümüzdeki günlerde bu konuyu sizlerle paylaşacağız.
Merkezi Tedarik Sistemi Oluşturulacak
Sağlık tedarik sistemi üzerine bir çalışma yapıyoruz, çünkü bu bizim için bir problem. 870 civarında hastanemiz var ve bu kadar alım merkezi var, aşağı yukarı aynı şeyler alınıyor. Satın alım süreçleri zorlu ve hekimleri meşgul ediyor, bir başhekim yılın yarısını bu işlere ayırmak zorunda kalıyor. Oysa bununla vakit kaybetmemeliler. Hastaneyle, hastayla ilgilenmeliler. Tedarik sistemiyle amacımız şudur; stok maliyeti düşecek, alımlar tek merkezden yapılacak! Bu merkezi de Sağlık Bakanlığı olarak algılamayın! Sağlık Bakanlığı satın alınacak cihazı ve malzemeyi tespit eder, standartlara uygunluğu Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı denetler, ödeyecek kurum bellidir, kısaca tüm paydaşların (Maliye, Sanayi, Çalışma Bakanlıkları ve SGK) katıldığı bir merkezi tedarik sistemi oluşturulacaktır; ihalelerle alım yapılacak bu alımlar için de bir e-market oluşturulacak. Hastanedeki başhekim, hekim neye ihtiyacı varsa e-markete girecek ve seçimini yapacak. Biz de stokları kontrol edeceğiz, hangi hastanenin ne kadar cihazı, malzemesi var bunu takip etmemiz çok zor! Alacağımız ürünlerle ilgili standart belirleme konusunu laboratuvarlarımızla görüşüyoruz. Bu laboratuarlarımızdan onaylanan ürünler satın alınacak. Yerli ürünün alınabilmesini istiyoruz. Alımlar yılbaşında blok olarak ilan edilecek. Aynı ilan şartnamesiyle yıl içinde parça parça alınacak. Bu mekanizma, yerli üreticinin de pazara girmesini sağlayacak. Sağlıkta hedefimiz yerli üretimin güçlendirilmesidir. Sağlıkta kullandığımız cihaz ve malzemeleri kendimiz üretebilmeliyiz, üretemediklerimizi yurt dışından ortaklar bularak burada üretebilmeliyiz ki büyük cihazlar için bu yolu tercih ediyoruz.
Yeni Bütçeyle Personel Alımlarımız Artacak
Bakan, basın temsilcilerinin sorularını da yanıtladı. 2018 bütçesine ilişkin sorulan bir soru üzerine şunları kaydetti:
“2018’de bütçe artışı var. Çok büyük bir genişleme yok, bütçeyi iki taraflı değerlendireceğiz, oluşan genişlemeyi önemliliklerine göre sıralayacağız ve aynı zamanda tasarruf da yapacağız. En son tasarruf yapılacak alan sağlıktır ama gene de yapılır. Kaynaklarımızı ne iyi kullanmak zorundayız. Ülkemiz çevresindeki bir çok soruna rağmen kalkınma trendini yukarı doğru sürdürüyor. Personel alımlarımız da olacak, açığımızı kapatmaya yönelik gelecek seneye göre daha fazla alım olacak.”
Pratisyen ve Uzman Hekim Açığı Nasıl Kapatılacak?
5-6 sene içinde pratisyen hekim açığını kapatacağız, çok detaylı bir çalışmamız yok ama benim gördüğüm budur. İhtiyaçlara göre hekim dağılımını en adil şekilde yapıyoruz. Pratisyen hekim ihtiyacını karşılamaya doğru gidiyoruz artık. Başhekimimize soruyoruz; ne kadar hekim ihtiyacınız var diye… Bunu karşılamaya doğru gidiyoruz. Önümüzdeki ikinci büyük açığımız; uzman hekim ve yan dal hekim açığıdır. TUS’ta 6 bin asistan kadrosunu 8 bine çıkardık, bu hem üniversitelerimizi rahatlatacak, asistan ihtiyaçları vardı; bunun da bize geri dönüşü ortalama beş yıl olur. 10 yıl sonra uzman hekim ve yan dal hekim sorunumuz azalacak.
Türkiye sağlık personeli yetiştirmede yüksek standartta eğitim veren bir ülke. Yetiştirdiği elemanların hepsi bizde kalmıyor, dışarı gidebiliyor. Dışarıdan da gelen hekimler bizde sağlık hizmeti verebilmeli! Bunu da açık hale getirmeliyiz. Sağlık turizmini ciddiyetle ele alacaksak sadece bundan istifade etmek isteyenlerin önünü açmakla kalmamalıyız, burada hizmet vermek isteyenleri devreye sokmalıyız. Teknoloji gelişiyor, sınırları kaldırıyor, yapacak çok fazla bir şeyimiz yok. Burada bir filmi çekiyorsunuz diyelim, Amerika’da anında okuyabiliyorlar ya da oradan bizi size bir şey sorabiliyor, dijital platformda sizden hizmet alabiliyor, yeni konsepte uygun yasanın altyapısını da düzenlemek zorundayız. Bence makul olan şu; Yurtdışından gelecek kişi buraya gelir ve şartlarımıza uyuyorsa hizmet verir. Bizim kaynaklarımızı kullanarak eğitim görmediği için de onu mecburi hizmete veremeyiz…
Şehir İçinde Butik Hastane Planlayacağız
“Yeni yapılan her hastaneyle biz illerdeki yatak ortalamasını esas alıyoruz, şehir hastanesi de yapsak devlet hastanesi de olsa kriterlerimiz var, biri de yatak sayısı! Yeni hastane yapıyorsak aynı zamanda eski hastaneyi yeniliyoruz. Ekonomik ömrü tamamlanmış olan var, yeni teknolojiye uyumsuz olan var ve bunları da kapatmak zorundayız. Tek zorluğumuz şu: Planlı şehirleşemedik biz! Şehir büyürken sizin de geleceği öngören bir sağlık hizmet sunucusu olmanız gerekiyor. Neden şehir hastanelerini büyük öngörüyoruz; yarın ekleme gerektiğinde ekleme yapabilmeliyiz, yarın tekrar yer arayışına çıkmamalıyız. Şehir içinde yer yok. Şehir içinde de uygun butik hastane planlamak durumundayız. Merkezde de ulaşabileceği hastane olmalı bunu araştırıyoruz. Şehrin merkezinde olan, sağlam, depreme dayanıklı hastaneler yerlerinde kalacak elbet.
Yıpranma Payı ve Emeklilik Konusunda Müjde Vereceğiz
Yıpranma payının arttırılması konusunda sorulan bir soruya cevaben şunları söyledi:
“Yıpranma payı, emeklilik maaşları düşük, yükselmesi için gayretimiz var, bütçe içerisinde umuyorum ki bunu çözeriz. Hem emeklilikteki artışın sağlanması hem de yıpranma payı için gayretliyiz. Tıpta çok zor olan, daha çok yıpranmaya sebep olan branşlar var, bir görüş bunları ayrı ayrı değerlendirelim şeklinde bir başka görüş de, bunun takım oyunu olduğu ve beraberce ele alınması gerektiği yönünde! Bu müjdeyi vereceğiz, ciddi düzeyde çalışmamız var ama henüz olgunlaşmadı.”
Personel Azlığı Sağlıkta Şiddete Zemin Hazırlıyor
Bakan, sağlıkta şiddetin önlenmesi konusundaki çalışmalarına ilişkin şunları kaydetti:
“Görebildiğim birkaç husus var; biri personel azlığı… İnsanlar hastaneye geldiğinde kendisiyle ilgilenecek, yol gösterecek biriyle karşılaşmayınca gerilim yaşıyor, acil hastası olan ilk bunu düşünür. Personel eksiğimiz buna etken olabilir. İkincisi; insan ilişkilerinde kendimizi sorgulamalıyz, yüzün üzerinde hastaya bakan bir insanın elbette yüzü gülmeyebilir, halkımız sabırlı olmalıdır. Mekanlardaki darlığı çözüyoruz, mekan da belirleyici bir faktör. Medyadan da yardım istiyoruz, olumlu ve yönlendirici olunmalı. Bu siyaset üzerine oturmamalı! Her şiddet olayını kendime yapılmış gibi hissediyorum!”
Üniversite Hastanelerinin “Yönetişime” İhtiyacı Var!
Dr. Demircan, Üniversite hastanelerinin mali durumunun nasıl düzeleceğine ilişkin şunları kaydetti:
“Üniversite hastanelerinin 5 milyar üzerinde borçları var! Bizim sistemi düzeltmemiz gerekiyor. Bu sistemi işler hale getirmek için üniversitelerle görüşmelerimiz devam ediyor. Rektörlerden de önerilerini alıyoruz. Çözeceğiz. Yönetimden ziyade yönetişim kavramı getirmek gerekiyor bence… İkili bir yapı var, üniversitelerin hem eğitim kurumu olma var hem de sağlık hizmeti sunmak gibi bir yapısı var. İkili olan bu yapı birbirine zorluk çıkarmadan birlikte ilerleyebilmeli, bu nedenle yönetişim ilişkisi geliştirilmeli. Gelecek teklifler içerisinde bize düşen alan neyse biz orada oluruz, ama elbette eğitim tarafında olmayız, sağlık hizmetleri tarafında ne kadar alan bize düşerse elimizi taşın altına koyarız. Hastanelerin önemli bir kısmının yenilenmesi lazım… Kalıcı şekilde çözeceğiz bunu.”
Cerrahi Branşlara İlgi Azalıyor
Malpraktis korkusuyla genç hekimlerin cerrahi branşları tercih etmemesi dolayısıyla alınabilecek tedbirlere ilişkin sorulan bir soruyu yanıtlayan Bakan Dr. Demircan, “Evet bu doğru bir tespit; cerrahi branşlara ilgi azalıyor, nedeni malpraktis korkusu! Bunun düzenlenmesi var ama yeterlilik konusundaki sıkıntıları gidermek lazım, sigorta sistemi var, bunu daha da geliştirebiliriz. Bunu da düzeltecek çalışmalar yapılıyor, cerrahi branşlar teşvik edilir, önü daha da açılırsa bu sorunun çözüleceğine inanıyorum. Şu an için çok olumsuz bir tablo yok ama talebin artması lazım, meslek odaları bu konuda çözüm önerileri sunmalı ve bizimle temasa geçmeliler. Türkiye maalesef dünya standardının çok üzerinde sezaryen oranına sahip! Bu oranı yüksek tutan hastanelere yaptırımımız yok, sadece teşvik ediyoruz, suda doğum merkezleri oluşturmaya başlıyoruz, ihtiyaç duyulan sayıda doğum küvetleri alarak süreci kolaylaştırmaya çalışıyoruz, doğum olayını kendi odasında yakınlarıyla yaşabilecek şekilde mekanları dizayn etmeye çalışıyoruz; cezalandırma/yaptırım çözüm değildir” diye konuştu.