“SAVAŞLA YA DA PANDEMİ İLE BAŞLAYAN YOĞUN BAKIM, GÜNÜMÜZDE DE BİR PANDEMİ İLE DEVAM EDİYOR. COVID-19 PANDEMİSİ TÜM DÜNYAYI ETKİLEDİ VE TABİİ TÜRKİYE’DE DE HERKES YOĞUN BAKIMI, ENTÜBASYONU ÖĞRENDİ”
Türk Yoğun Bakım Uzmanları Derneği ve yoğun bakım uzmanları; 24 Mayıs 2021 tarihindeCumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu, Yükseköğretim Kurulu, Sağlık Bakanlığı, Tıpta Uzmanlık Kurulu ve Avrupa Yoğun Bakım Derneği Yetkilileri ile Türkiye’de Yoğun Bakımın Bugünü ve Yarını Başlıklı E-Sempozyumda Buluştular. TÜYUD Derneği Başkanı ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Yoğun Bakım Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Melda Türkoğlu, “Türkiye’de yoğun bakım yatak sayımız ve yoğun bakım altyapımız son derece güçlü. Ama artık niteliği de iyileştirmenin zamanı geldi. Yoğun bakımda kadrolar açılıyor, kadrolar artırılıyor ama bu kadrolara başvurular aynı oranda artmıyor, kadrolar boş kalıyor.”
“EN BÜYÜK İSTEĞİMİZ, ÖZELLİKLE DE GENÇLER VE GELECEĞİMİZ İÇİN, YOĞUN BAKIMIN DEĞER GÖREN BİR ALAN OLMASIDIR. YOĞUN BAKIM UZMANI MORTALİTE VE MORBİDİTEYİ, MALİYETİ AZALTIR”
Eskilerden Günümüze Yoğun Bakım
TÜYUD Yönetim Kurulu Üyesi, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı ve Yoğun Bakım Bilim Dalı Başkanı, Sağlık Bakanlığı Covıd-19 Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Arzu Topeli İskit, moderasyonunu üstlendiği Türkiye’de Yoğun Bakımın Bugünü ve Yarını Başlıklı E-Sempozyumdaki konuşmasında yoğun bakıma ilişkin şu bilgileri verdi:
“Yoğun bakım çok eski bir branş… Kırım Savaşı’nda Florence Nightingale yoğun bakım prensiplerini uyguladı. Artık kritik hastaları, ağır askerleri farklı bir birime aldı ve bu hastaların daha iyi yaşadığını gözlemledi. Tabii daha modern yoğun bakım Avrupa’da ortaya çıktı. Ameliyathane uygulamaları ameliyathane dışına çıkarıldı. Yani aslında bir savaşla ya da bir pandemi ile başlayan yoğun bakım günümüzde de bir pandemi ile devam ediyor. COVID-19 pandemisi tüm dünyayı etkiledi ve tabii Türkiye’de de herkes yoğun bakımı öğrendi, entübasyonu öğrendi, vatandaş biliyor… Artık herkes bunları biliyor. Artık yoğun bakım, dünyada kabul edilmesi gereken bir uzmanlıktır.
Yoğun Bakım Uzmanı Mortaliteyi Azaltır
Pandemiler umarım azalır. Hiçbir şekilde savaş olmaz ama bir şekilde sorunlar elbette olacaktır. O nedenle yoğun bakıma ihtiyaç mutlaka olacaktır. En büyük isteğimiz, özellikle de gençler ve geleceğimiz için, yoğun bakımın değer gören bir alan olmasıdır. Yoğun bakım uzmanı mortalite ve morbiditeyi, maliyeti azaltır. Türkiye yoğun bakım altyapısı çok iyi bir konuma gelmiştir ama artık amaç insan kaynağına yatırım olmalıdır. Hasta merkezli ve yoğun bakım çalışanlarının ki çalışan deyince biz bugün hekimleri konuşuyoruz ama aslında bütün yoğun bakım ekibini kastediyoruz; hemşireler, fizyoterapistler, eczacılar, diyetisyenler, psikologlar, sosyal hizmet uzmanlarının motive edildiği, değer verildiği ve maliyet etkin bir hizmet ortamı oluşturmalıdır. Bu şekilde Türkiye bilimsel arenada da yerini alabilir. Bugün görüyoruz, Türkiye’ye çok benzeyen ülkeler var, mesela Brezilya’da 5 bin – 8 bin gibi yoğun bakımcı var ve çok güzel yayınlar yapıyorlar; networkler kurdular ve ulusal verilerini yayınlıyorlar. Türkiye’nin sağlık altyapısı, insan kaynağı buna müsaittir. O nedenle ufak iyileştirmelerle aslında bu da mümkün olabilecektir.
Amaç Sayı Değil Nitelik
Türkiye’de neredeyse 10 yıldır resmi bir yoğun bakım yan dal eğitimi var. Yani uzmanlık alanı tanınıyor ama artık amaç sayı değil, daha nitelikli, yetkinliklere dayalı eğitim sunumunu sürdürmek ve daha iyiye götürmek olmalıdır. Tabii bütün bu önerilerimizin hepsinin bir anda yapılması gerekmiyor; bazıları çok daha çabuk bazıları biraz daha uzun vadede yapılabilir ama maddiden de öte manevi iyileştirmelerdir; öncelikli olan yoğun bakım uzmanlarına görev ve yetki verilmesidir. Gittikleri yerlerde yoğun bakım uzmanı olarak çalışmaları, özlük hakları ve çalışma koşullarda ufak iyileştirmeler ile bu alan tercihi edilir hale gelecektir.
“YOĞUN BAKIM OLAĞANÜSTÜ VE ÇOK DEĞERLİ BİR UZMANLIK DALIDIR. KISA GEÇMİŞE KADAR İMKANSIZ OLARAK NİTELENDİRİLEN TEDAVİLERİ ŞU ANDA YOĞUN BAKIM GERÇEKLEŞTİRECEK GÜCE SAHİPTİR VE GEREKTİĞİ ŞEKİLDE DEĞER VERİLMESİ VE TAKDİR EDİLMESİ GENÇ NESİL İÇİN EN ÖNEMLİ MOTİVASYON ŞARTIDIR”
Mevzuatta Yoğun Bakım Uzmanlığı Tanımlanmalı
Hastanelerde söylendiği gibi branş yoğun bakımların mümkün olduğunca belli bir zamana yayarak iyileştirilmesi çok uygun olacaktır. Yürüyen bir eğitim programımız zaten var. Bunun daha iyileştirmesi artık yeni ekleme ve müdahaleler yerine var olanın çok daha iyiye götürülmesi amaçlanmalıdır. Resmi kurumlarda, mevzuatta yoğun bakım uzmanlık alanına yer verilmesi uygun olacaktır.
Reçete ve Rapor Yazma Hakkı Tanınmalı
Biz kendi kullandığımız örneğin filtreleri ya da ilaçlarımızı örneğin antibiyotiğimizi bile kendi başımıza rapor edemeyen bir branşız yani bunları yazamıyoruz. Yani reçete veremiyoruz; hep başka dalların imzaları ile onayları ile hareket edebiliyoruz. Türkiye’de çok iyi yetişmiş yoğun bakım hekimleri var ve onlara bu yetkilerin tanınması gerekir. Bunları neden istiyoruz? Hasta için ve Türkiye’nin menfaati için istiyoruz.
Yoğun Bakım Birimi Kurulmalı
Sağlık Bakanlığının yoğun bakım ile ilgili ilintili bir birimi mevcut elbette ama direkt ve doğrudan yoğun bakım ile ilgili bir biriminin kurulması son derece verimli olacaktır. Yoğun bakım ile ilgili sorunları zamana yayarak çözmek çok uygun olacaktır diye düşünüyoruz ve bu sempozyumda aktardıklarımız Türkiye’nin neredeyse tüm yoğun bakım uzmanlarının ortak görüşüdür; ortak dilidir.”