Prof. Dr. Arzu Topeli İskit: “Bazı yetkinliklerin kazanılması için eğitim programları arasında rotasyon esnekliği olabilmeli. Örneğin bir merkez ECMO alanında çok iyi olabilir, diğer merkez başka alanda daha iyi olabilir, merkezler arası rotasyon ya da görevlendirme esnekliği olmalı”
Prof. Dr. Arzu Topeli İskit: “Bizler çok nitelikli öğrencilerle çalışıyoruz. Uzmanlığını almış ve akademik yapıda rol alabilecek öğrencilerle çalışıyoruz. Bu öğrencilerin yan dal eğitimlerinde zorunlu tez yapmaları gerekir”
Sağlık Bakanlığı Uzmanlık eğitimi takip sistemi kurdu. Hastanenin, kliniklerin nitelikleri, donanımı, portföyü ne gibi hizmetler verildiği, eğitim ve her konu bu sistem üzerinden takip edilecek. Asistan karneleri de bu sisteme dahil
Doç. Dr. Melda Türkoğlu: “Yoğun bakıma şu anda çok fazla kadro veriliyor. Oysa bu kadroların kademeli şekilde daha yavaş verilmesi gerekir. Buna ek, biz 6 ana dal dışında yeni bir ana dal istemiyoruz”
Doç. Dr. Melda Türkoğlu: “Yeterlilik Kurulunun oluşturulması için TYBD ile birlikte çalışarak yeterlilik kurulunun oluşturulmasını ve sınavının getirilmesini sağlayacağız”
Prof. Dr. Bilgin Cömert: Yoğun bakım uzmanı unvanı almış kişiler sahada 3. basamak yoğun bakım ünitelerinde kurulu düzenin içine giremiyor. Büyük oranda performans kaygılarından kaynaklanan bir sıkıntı bu… Yoğun bakımın ekip işi olduğunu kabullenmemiz lazım”
Prof. Dr. Ferda Kahveci: “TYBD asistan karnesi oluşturdu. Bizim bir karnemiz var; değiştirebilir elbette ama ortak bir çalışma sonucu ortaya çıkmıştır. Kişilerin neler yaptığını oradan rahatlıkla görebiliriz ama sanıyorum daha hayata geçmedi”
Prof. Dr. Mehmet Uyar:” İdari sorumluluk mutlaka yoğun bakım yan dalı almış uzmanda olmalıdır ama yan dal uzmanının da çalıştığı yerde performans ve nöbet paylaşımına gitmelidir”
Dr. Fethiye İnce: “Yoğun bakım uzmanlığının mevzuatta eksik olduğu ifade edilen yerlere eklenmesi konusunu SGK’da birimlerimize ileteceğim; ama bu çalışmalar için komisyon oluşturuluyor ve düzenlemeler komisyon çalışması doğrultusunda yapılıyor”
Yoğun bakımda eğitim, çalışma hayatı, SGK ve geri ödemeler ile özlük haklarına ilişkin paydaşların katılımıyla Türk Dahili ve Cerrahi Bilimler Yoğun Bakım Derneği Kongresinde (TDCY) yuvarlak masa toplantısı düzenlendi.
TDCY ve Kongre Başkanı Doç. Dr. Melda Türkoğlu ile Türk Yoğun Bakım Derneği (TYBD) Başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel’in moderatörlüğünü yaptığı, Türkiye’de yoğun bakım özelinde sağlık politikalarının tartışıldığı yuvarlak masa toplantısında, yoğun bakım alanında faaliyet gösteren iki dernek üyeleri yanı sıra Sağlık Bakanlığı ve SGK temsilcisi de soruları yanıtladı.
Rotasyon Esnekliği Olabilmeli
Yoğun bakım uzmanlarının eğitim hayatına ilişkin görüşlerini ifade eden TDCY Yönetim Kurulu Üyesi ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Yoğun Bakım Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Arzu Topeli İskit şunları söyledi:
“TUKMOS çalışmaların bu yıl da devam etmesi çok uygun olacaktır. Bu çerçevede yoğun bakım uzmanlarının her ne kadar yetkinlik düzeylerini belirlemiş olsak da bunların gerçekten uygulanıp uygulanmadığı, temel standartlara uyumu, karnelendirilmesi, portfolyolara uyumunun sağlanması konusunda çalışmaların sürdürülmesi gerektiğini düşünüyorum. Kendi eğitim programımızdaki gözlemlerime de dayanarak şunları ifade etmek isterim:
Bazı yetkinliklerin kazanılması için eğitim programları arasında rotasyon esnekliği olabilmeli. Örneğin bir merkez ECMO alanında çok iyi olabilir, başka merkezde başka bir uygulama çok iyi olabilir, merkezler arası rotasyon ya da görevlendirme esnekliği olmalı. Kendi üniversitem için söyleyebilirim ki bu zor bir konu. Mesela bir uzmanlık öğrencimiz ‘Şu eğitimi almak için şu merkeze gitmek istiyorum’ dediği zaman tam teşekküllü üniversite hastanesi olmamız nedeniyle fakülte kurullarında bu talebe izin verilmeyebiliyor. Eğitim programlarının belli alanlarında ortak çalışmalara izin verilebilmeli. Bu eğitime zenginlik kazandıracaktır.”
Yan Dal Eğitiminde Tez Yapılmalı
Prof. Dr. İskit, yan dal uzmanlık eğitimi için tez yapılması gerektiğini belirterek şöyle konuştu:
“Bizler çok nitelikli öğrencilerle çalışıyoruz. uzmanlığını almış ve akademik yapıda rol alabilecek öğrencilerle çalışıyoruz. bu öğrencilerin tez yapmaları çok önemli. Türkiye’de bilimin gelişmesi ve yoğun bakım açısında da bu çalışmalar çok önemli olacaktır. Gönüllü arkadaşlarımız çalışmalar yapıyorlar ama bu zorunlu tez haline getirilebilirse daha iyi olacaktır.”
Ana Dallar için Zorunlu Yoğun Bakım Eğitimi
“Yoğun bakım 6 ana daldan beslenen bir yan dal; ama 6 ana dalın kendi eğitim programları çok farklı” diye konuşan Prof. Dr. İskit, “Dolayısıyla yoğun bakım eğitimini her ana dalda belli süre için alınması zorunlu bir eğitim haline getirebilir miyiz? Bunu çok tartıştık ama bazı yerlerde bu kağıt üzerinde kalabiliyor, o nedenle daha resmi bir program haline getirebilir miyiz? 2, 3 veya 4 ay süreli eğitimler programlayabiliriz. Bir de şöyle bir sorun var; yoğun bakımı olan ama eğitim programında yer almayan ana dallar var. Kalp-damar cerrahisi, nöroşirurji vs… o ünitelerde de yoğun bakım hastalarına bakılıyor. Biz eğitimimizi titizlilikle sürdürdüğümüz halde orada hiç eğitim almadan hizmet sunulabiliyor. Bunun tartışılması ve bazı adımların atılması gerektiğine inanıyorum” dedi.
18 Değişik Tipte Yoğun Bakım Var
Prof. Dr. İskit, yoğun bakımların seviyelendirilme çalışmasının mutlaka yapılması gerektiğini belirterek şunları söyledi:
“Yoğun bakımın tanımı ve aşırı parçalanmışlığın önüne geçilmelidir. Sağlık Bakanlığının kendi çalışmasında görüyoruz ki 18 değişik tipte yoğun bakım var. Bu sebepten kaynaklı sorunlar oluyor; hangisi 2. basamak, hangisi 3. basamak gibi…Genel yoğun bakım hangisi gibi..”
Hasta Yatışına Yoğun bakımcı Karar Veremiyor!
“Bir de acil sağlık hizmetlerinde acil ile çalışılıyor ve bu da acil tıp gibi anlaşılıyor. Acil sağlık hizmetlerinin önemli bir ayağı da yoğun bakım” diye konuşan Prof. Dr. İskit, şöyle devam etti:
“Yoğun bakım alanının, uzmanlarının acil sağlık hizmetlerinde hem bürokratik hem sahada uygulama kısmında yer alması lazım. Triaj ile de ilişkili bu. Yoğun bakıma yatış kararını veren yoğun bakımcı değil! Çıkışa da karar veremiyor. Kritik hastaya bakıldığına göre burada bir terslik var.”
Endüstri Sponsorlukları Yeniden Düzenlenmeli
Medikal endüstrinin hekim sponsorluklarında yoğun bakım branşına özel düzenlemeler yapılması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. İskit, “Genç arkadaşlarımız akademik toplantılara rahatlıkla katılamıyorlar. Bakanlık da biliyor ki hekimler endüstri sponsorluğunda davetlere ve toplantılara katılıyorlar. Tüm katılımları Yönetmelik ile kontrol altında. Ama Bakanlık bunu incelerse fark edecektir ki diğer pek çok branşın aksine yoğun bakımcılar için endüstri desteği çok az. Özellikle ilaç kullanımıyla ilişkili branşlarda bu desteğin son derece fazla olduğunu görebiliyoruz. Bu konuda da düzenleme yapılması meslek içi eğitimlere destek olunması gerekiyor” diye konuştu.
Sağlık Bakanlığı Uzmanlık Eğitimi Takip Sistemi Kurdu
Sağlık Bakanlığını temsilen toplantıya katılan Doç. Dr. Semra Ulusoy Kaymak, yeni oluşturulan uzmanlık eğitimi takip sistemi hakkında bilgi verdi. Ciddi finansal yatırımla gerçekleştirdikleri sistemi detaylarıyla anlatan Kaymak şunları kaydetti:
“Diğer tüm uzmanlıklar gibi yoğun bakım uzmanlarının da bu sistemi kullanması gerekecek yakın zamanda; mesela asistan isterken sistem üzerinden talep etmeniz gerekecek. Asistan sayısı, kliniklerde verilen eğitimler bu sistemden takip ediliyor; bizler de sizleri ve sistemi takip edebiliyoruz. Ortalama 5 bini aşkın eğitim programımız var. Çok büyük bir yatırım yaptık finansal anlamda ve çok emek verdik. Sistemimiz sizlerin katkısıyla anlamlı olacak. Standart olmayan eğitimlerin üzerine bu şekilde gitmeyi planlıyoruz.
Uzmanlık eğitimi takip sisteminin içinde neredeyse herşey yer alıyor: Uzmanlık programının içinde bulunduğu hastanenin nitelikleri, kendi kliniğinin nitelikleri, donanımı, portföyü ne gibi hizmetler verdiği takip edilecek ama kazanımlarla takip edilecek. Asistan karneleri de bu sisteme dahil; asistan hangi hocasıyla kaç adet ve ne tip vaka yapmış, bunu izleyeceğiz. Sistem telefona da uyumlu olacak. Kaç öğretim üyesi uzmanlık öğrencisiyle buluşarak ona mentorluk yapıyor bunu görebileceğiz.”
Doç. Dr. Kaymak ayrıca, yoğun bakıma yeni bir ana dalın eklenmesinin sözkonusu olmadığını ifade etti.
“Yeterlilik Kurulu Oluşturacağız”
TDCY Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi İç hastalıkları Yoğun Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Melda Türkoğlu da, yoğun bakım eğitim kadrolarının planlı verilmesi gerektiğini belirterek eğitim ve çalışma hayatına ilişkin taleplerini şöyle dile getirdi:
“Yoğun bakıma şu anda çok fazla kadro veriliyor. Oysa bu kadroların kademeli şekilde daha yavaş verilmesi gerekiyor. Yoğun bakım uzmanlarının yavaş yavaş yetiştirilmesi bizler için daha iyi olacak. Buna ek, biz 6 ana dal dışında yeni bir ana dal istemiyoruz. Hatta 6 ana dalın fazla bile olduğuna inanıyoruz. Yeterlilik Kurulunun oluşturulması için TYBD ile birlikte çalışarak yeterlilik kurulunun oluşturulmasını ve sınavının getirilmesini sağlayacağız. Özel hastanelerde yoğun bakım kadrosu yok. Uzman olan arkadaşlarımız bu kadroyla özel hastanelerde çalışamıyorlar. Kendi ana dallarında da çalışamıyorlar. Öyle olduğu zaman yoğun bakım uzmanı olmak dezavantajlı hale geliyor. Bu önemli bir sıkıntımız.
Yoğun bakım kliniklerinde seviyelendirmelerin yeniden revize edilmesi gerekiyor. Bakanlık ile yapılan toplantılarda buna yönelik karar da aldığımızı hatırlatmak isterim.”
Özel Bakım Üniteleri Oluşturulmalı
Doç. Dr. Türkoğlu, palyatif hastalar konusunda yeni düzenlemeye ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, “Birçok terminal hasta var, terminal hasta için artık desteğin verilmeyeceği ünitelerin olması lazım. Ayrıca uzun dönem bakım yerlerinin olması lazım… Yatışa ve çıkışa yoğun bakım uzmanının karar verebilmesi lazım. Emek verdiğiniz hastayı mesela servise gönderiyorsunuz ve size tekrar geliyor. Yoğun bakım sonrası devredebileceğimiz ünitelerin olması ve uzun dönem bakım hizmetinin verildiği ünitelerin oluşturulması öncelikle hayata geçirilmesi gereken hususlar” diye konuştu.
SUT & Performans Düzenlemeleri
SUT ile ilgili düzenlemelerin yapılması gerektiğini belirten Doç. Dr. Türkoğlu, “SUT’ta çoğu yerde yoğun bakım uzman tanımı yok!. Yoğun bakım uzmanı tanımının yoğun bakım ilgili yerlerde geçmesi lazım… Örneğin sepsis kolonunun kullanılması konusunu ifade edebilirim; bu kullanım için hematolojinin anesteziyolojinin imzası isteniyor ama yoğun bakım uzmanının imzasına gerek duyulmuyor. Hematolog, sepsis konusuna bizim kadar vakıf değil… Esas kullanan biziz ama mevzuatta adımız geçmiyor. Bunun düzeltilmesi gerekiyor.
Ayrıca SRRT konusu var. Bu uygulama diyaliz olarak geçiyor ve nefrologların bu konuda çok deneyimli olmamasına karşın bu işin performansı nefroloğa veriliyor. Bizim bu uygulamadan performans alma gibi hakkımız yok. Bu konu iyileştirilmeli.
Beyin ölümü konusunda biz YÖK’e de başvuruda bulunduk. Bu konuda hala 4 ana dal imzası gerekiyor ve kısaltılması gerekiyor.
Çift performans konusu var bir de; yoğun hastası takip eden bölümlerde oluyor bu; örneğin bir kalp damar cerrahı veya bir kardiyolog aynı gün anjiyografi yapıyor, oradan performans alıyor. Aynı zamanda hastasını yoğun bakıma yatırıyor, ondan da 3. Basamak puanı alıyor. Yani yoğun bakım uzmanı eğitim yapıyor ve onun yaptığı vizit çok ayrıcalıklı bir vizit dei.
Yoğun Bakım Ekibi
Çalışma hayatında sorunların varlığına dikkat çeken Doç. Dr. Türkoğlu, şöyle konuştu:
“Yoğun bakımda görev yapan hemşireler, yardımcı personel, klinik donanımı konusunda iyileştirme yapılmalı. Hemşire eksikliği pek çok hastanede yaşanıyor, bu sebepten hastanelerde birçok yatak kapalı. Fizyoterapistlerin yoğun bakımda istihdam edilememesi çok büyük eksiklik… Bu bizi olumsuz etkiliyor. Ağır bir 3. basamak hastasını tek başına bir doktor olarak ayağa kaldırmamız mümkün değil. Hemşireyle, fizyoterapistle, sosyal hizmet uzmanıyla birlikte çalışacağız.
Özlük Haklarımız İyileştirilmeli
TDCY Yönetim Kurulu II. Başkanı ve 9 Eylül Üniversitesi İç Hastalıkları ABD ve Yoğun Bakım BD Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilgin Cömert, konuşmasında çalışma hayatındayaşanan sorunlar konusunda şunları kaydetti:
“Temelde 2 problem var, bir yoğun bakım uzmanı unvanı almış kişilerin sahada 3. basamak yoğun bakım ünitelerinde kurulu düzenin içine girememeleri… Bunun birçok nedeni var ama bence ilk sorun bu. Büyük oranda performans kaygılarından kaynaklanan bir sıkıntı bu… Bunu belki özlük haklarının iyileştirilmesiyle çözülebileceğini düşünüyoruz. Sorumluluk konusu, bence tali bir konu… Esas olarak orada çalışabilmesi çok daha önemli… Yoğun bakımın ekip işi olduğunu kabullenmemiz lazım. Tek başımıza hiçbir şey yapamayız. İdareye önemli görev düşüyor. Bu kadar çok emek verdiği uzmanların yoğun bakımda çalıştırılmaması büyük kayıp!”
Mezunlarımızın Yetkinliği Denk Değil
TYBD Derneğini temsilen oturuma katılan ve TYBD Önceki Dönem Başkanı ve Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon ABD, Yoğun BD Başkanı Prof. Dr. Ferda Kahveci konuşmasında şunları söyledi:
“Yoğun bakımda eğitimle ilgili sorunlarımız büyük. Dengesizlikler var. Yoğun bakım 6 ana daldan beslenen bir yan daldır ve bu 6 ana dalın bir ucunda enfeksiyon hastalıkları var, bir ucunda da anesteziyoloji ve reanimasyon ana dalı var. Bunların içinde hiç yoğun bakımı olmayan ana dallar var, buralarda herhangi bir formel eğitim görmeyen mezunlar var. Bu mezun arkadaşlarımız bir sınavla bir programın üyesi haline gelmektedir. Ana dallarında yoğun bakımda aktif hiçbir çalışması olmayanla 6 ay ve üzerinde eğitim görenler aynı programda buluşabilmekte ve biz onları denk koşullarda mezun etmekle yükümlü birer öğretim üyesiyiz. Daha önce bu konuyu İç hastalıkları TUKMOS’una getirdik; hiç olmazsa 2 aylık bir rotasyonları olsun ama sanırım bu hayata geçmedi. Daha seçme aşamasında yoğun bakıma dair dengesizlikler başlıyor. Protokoller revize edilmeye başlandı; 6 ana dal veya 3 ana dal gibi protokoller var.
Sağlık Bakanlığının yaptığı çalışmada daha net göreceğiz, kaç program aktif çalışmaktadır, yetkin öğretim üyesi sayısı ve niteliği nedir diye… Mezun olan kişilerin yetkinliği denk değil maalesef. Eksiklikler burada başlıyor. Denetlemenin çok önemli olduğuna katılıyorum, kağıt üzerinde var ama sahada nasıl olduğu konusunda Sağlık Bakanlığı çalışma yapmalıdır ki aktüel olarak bu eğitimlerin ne düzeyde verildiği bilinmelidir.
“Asistan Karneleri Hayata Geçirilmelidir”
Asistan karnelerinin aktif olarak hayata geçirilmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Kahveci, “TYBD asistan karnesi oluşturdu. Bizim bir karnemiz var; değiştirebilir elbette ama ortak bir çalışma sonucu ortaya çıkmıştır. Kişilerin neler yaptığını oradan rahatlıkla görebiliriz ama sanıyorum daha hayata geçmedi. Bunu hayata geçirirsek Sağlık Bakanlığı da ne yapıldığını görmeye hazır olacaktır. Rotasyonlar konusunda da yeni düzenlemelere ihtiyaç var. Anesteziyoloji, göğüs hastalıkları ve iç hastalıkları uzmanları açılan yoğun bakım kadrolarına en fazla ilgi gösteren ilk üç ana dal dolayısıyla kadro tahsisleri de bu orana göre yapılmalıdır” dedi.
Nöbet Tutmak Eğitimin Çok Önemli Parçası
TYBD II. Başkanı ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon ABD ve Yoğun BD Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Uyar da şöyle konuştu:
“Tıpta Uzmanlık Kurulu, Sağlık Bakanlığı ve bizlerin katıldığı toplantılarda konsensüs haline getirdiği ve çekirdek müfredata geçen hususlar var; bir eğitim programında eğitim vermeye yetkili en az 2 yoğun bakımcının bulunması, en az 10 yataklı 3. düzey yoğun bakıma sahip olması gerektiği koşullarının tam sağlanamadığını görüyoruz. Tıpta Uzmanlık Kurulu sekreteryası tarafından bize gönderilen raporlarda 36 aylık eğitimin 18 ayının en az genel yoğun bakımda geçmesi gerektiği konusunda hepimizin konsensüsü var. Bunun da hayata geçmediğini görüyoruz. Ben ayrıca, nöbet tutmanın da yoğun bakım eğitiminin çok önemli bir parçası olduğunu düşünüyorum. Yoğun bakımcı nöbet tutmadan yetişemez. Bilgi beceri ve idari yeteneklerini geliştirmelidir. Tüm programlarda da buna uyulmadığını görüyoruz. Bugüne kadar çerçevesi çizilmeye çalışılan bir program ve verilen büyük emekler var. Fakat bu emeklerin yeterince yerini bulmadığını düşünüyorum.”
İdari Sorumluluk Yoğun Bakım Uzmanındadır
Sahada yaşanan sorunlar konusunda görüşlerini ifade eden Prof. Dr. Uyar, “Yoğun bakım yan dal uzmanı mezuniyetinden sonra çalışmaya başlarsa bu mutlaka 3. düzey genel yoğun bakımda olmalıdır. Eğitim nitelikleri ve standardizasyonu da buna göre düzenlemelidir. Sahada çalışmaya başlandığında bu her zaman mümkün olmuyor. Göreve başladığı yerde öteden beri yoğun bakımı idare eden kişiler varsa bunlarla da iş birliğine geçilmesi gerektiğini Dernek olarak daha önce belirttik.İdari sorumluluk mutlaka yoğun bakım yan dalı almış uzmanda olmalıdır ama yan dal uzmanının da çalıştığı yerde performans ve nöbet paylaşımına gitmelidir. Adaptasyon süreci kolaylaşır ve idari yetkisini daha iyi kullanabilir” diye konuştu.
5 Temmuz Tarihli Tebliğ
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü, Sağlık Hizmetleri Daire Başkanı Dr. Fethiye İnce ise kendisine yöneltilen sorulara karşılık şöyle konuştu:
“SGK olarak 5 Temmuz’da bir Tebliğ yayınladık ve yoğun bakıma ödediğimiz ücreti yüzde 30 oranında arttırdık. 3. basamak yoğun bakım uzmanları yüzde 20 almaktayken yüzde 30 almaya başladı. Aynı şeyi palyatif bakım için de yaptık. Seviyeler arasında geçiş yapan hastalar için düzenleme yaptık; hatırladığım o ki palyatif bakıma ilişkin düzenlemeyi son derece hızlı şekilde SUT’a ekledik. 5 Temmuz’da da bunun 3. basamakta yapılması halinde SUT’taki fiyatın üzerine yüzde 50 eklenerek ödenmesi sağlandı.”
Performans Sağlık Bakanlığının Konusu
Dr. İnce, performans sistemi düzenlemelerinin hiçbirinin SGK ile ilgili olmadığını belirterek,. “SGK, hekim üzerinden ücret ödüyor. Ama sağlık çalışanlarının performans dağılımı Sağlık Bakanlığının çalışma alanıdır. Biz hekimin sağlık hizmetinin karşılığını ödüyoruz.
Kan bileşenleri konusu var; 2017’den itibaren yapılan düzenlemeyle, eğer eritrosit kullanıyorsanız bunun yüzde 36’sını paketin haricinde her bir eritrosit için bize fatura edebilirsiniz. Yoğun bakımda da bu böyle… Plazmaferez işlem olarak ve malzeme olarak ayrı faturalandırılıyor. Yoğun bakım uzmanlığının mevzuatta eksik olduğu ifade edilen yerlere eklenmesi konusunu ilgili birimlere ileteceğim; ama bu çalışmalar için komisyon oluşturuluyor ve düzenlemeler komisyon çalışması doğrultusunda yapılıyor.
Tıbbi malzemede mesela Hacettepe Üniversitesine yazı yazıyoruz; diyelim ki sepsis kolonunun kullanımına ilişkin toplantı yapılacak ve hastanelerden katılımlarını istiyoruz. Bize iletilen branşları toplantıya çağırıyoruz. Onlar düzenlemeleri yapıyorlar. Sonuç olarak bizim sağlık konularındaki otorite kabul ettiğimiz yer Sağlık Bakanlığıdır.”